İSTANBUL (AA) - Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, "40 yıl içinde nüfuz etmiş bir örgütle 2 yılda bunların hepsini bitirdim, kim diyorsa bu konuda bu yapıyı, bu mücadeleyi hafife alıyor demektir." dedi.
NTV'de katıldığı canlı yayında Oğuz Haksever'in sorularını cevaplayan Adalet Bakanı Gül, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör'ün kızının Yargıtay Tetkik Hakimliği'ne atanmasını değerlendirdi.
HSK'nın mesleğin ihtiyaçlarına göre tasarrufta bulunduğunu dile getiren Gül, "Bin 236 hakim savcı göreve başladı. Bunlar içerisinde ataması yapılıyor, kurası yapılıyor o esnada dilekçeler alınıyor, bir mazeretiniz varsa, eşiniz, sağlık veya farklı birtakım gerekçelerle kura da çekiliyor oradaki yargı durumu, ihtiyaç durumu, hakim savcı durumu tolere edilebilir mi, bu gibi o kura çekilen yerlerin durumuna bakılarak, 170 civarında kişinin mazereti kabul ediliyor. Yargıtay Tetkik Hakimiliğine 27 kişinin atanıyor." diye konuştu.
Yargıtay Tetkik Hakimliğinin, Yargıtay üyeliği olmadığını vurgulayan Gül, yeni başlayan bir hakimin de orada görev alabileceğini ifade etti.
Bu konuda bir ayrıcalığın olmadığını kaydeden Gül, "Bir kişinin ailesinin yakını olması ayrımcılık, pozitif negatif anlamda olmaması lazım elbette ama mesleki olarak herkese yapılan uygulama ve HSK bunu her kurada bu şekilde yaptı ve uygulama olduğu ifade edildi. Bu teknik bir konu bunun üzerine yani mesleği de ilgili kişileri de yaralamak çok iyi niyetli değil. Çünkü arkadaşlarımız da açıkladılar, kurayı yapanlar, bu tasarrufta bulunan arkadaşlar da gerekli izahı yaptılar." ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun FETÖ'nün bir numaralı siyasi ayağı olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı söylemesinin hatırlatılması üzerine Gül, şunları söyledi:
"Bu konuda FETÖ ile hiç kimse mücadele etmezken, bu paralel örgüt, devlet içinde paralel yapılanma olmaz diye, belki kendi yapısı içerisinde, bürokrasi içerisinde bile 'O kadar da değil' denilen günlerde bir tek bu konuda söz söyleyen Sayın Cumhurbaşkanımız olmuştur. 'Anayasa Mahkemesi dinleniyor, Cumhurbaşkanlığı dinleniyor, kriptolar var, devlet içine sızmış yapılar var' diye 17/25 Aralık darbe girişiminden sonra bunu en güçlü bir şekilde söyleyen tek kişi varsa bir kişi varsa, Türkiye'de bir kişi varsa o kişi Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bu konuda bu mücadele yapılırken birçok kişi tarafından da yalnız bırakıldı ve siyasetin esasen bir konusuydu dönüp bir öz eleştiri yapması gerekirken bu lafları söyleyecek en son kişi kendisidir."
Örgütün 40 yıl devletin içine nüfuz ettiğini vurgulayan Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mao'cu diye gözüküyor, FETÖ'cü çıkıyor. Kendi kimliğini böyle gizleyerek iş yapıyor. Bunlar tam açığa çıktıktan sonra bunların yanında durmak, işte taammüden bir örgüte yardım yapmaktır, bir örgütün yanında durmaktır. Gazetelerine, televizyonlarına gidip destek açıklamaları yapmak onlarla her türlü işbirliği yapmak, bugün kullandıkları '15 Temmuz bir tiyatrodur', şudur budur gibi baktığınızda, FETÖ hangi dili kullanıyorsa benzer dili bugün Kılıçdaroğlu tarafından kullanılmış olması ana muhalefet adına siyaset adına çok üzücü bir şeydir. Kılıçdaroğlu'nun söylemlerinin FETÖ'nün söyleyip bakın kullandığı tüm şeylere, Cumhurbaşkanımıza yönelik FETÖ'nün önde gelen isimlerinin de kullandığı argümanları bir müddet sonra kendisinin önüne servis edilip kullanıldığını üzülerek görüyoruz. Türkiye'de 15 Temmuz gecesi, en yetişmiş adamlarıyla Cumhurbaşkanımıza suikast için birileri uğraşırken, birileri de rahat koltuğundaydı, hedef kimdi 15 Temmuz'da öldürülmek, suikast yapılmak üzere? Cumhurbaşkanımız. Bu konuda kimin siyaseten nerede durduğu, kimin bu konuda mücadele ettiği, milletimizin gözü önünde cereyan etmektedir. Bütün bunlar FETÖ ile mücadeleye fayda vermez, FETÖ'yle mücadeleye zarar verir. Akl-ı selimle bu mücadeleye eğer katkı vermiyorsanız bari zarar vermeyin, FETÖ'cülerin ekmeğine yağ sürmeyin. Bu mücadeleye bari en azından katkınız yoksa da engel olmayın."
- "Hitama erdi düşüncesi doğru bir şey değil"
"Bu örgütün ne kadarına ulaşıldı?" şeklindeki soru üzerine ise Bakan Gül, "FETÖ'cüleri temizledik, şunu temizledik, o zaman niye OHAL var?" şeklindeki yaklaşımın doğru olmadığını dile getirerek, "Bu örgüt, kripto bir örgüttür. 40 yıl içinde nüfuz etmiş bir örgütle 2 yılda bunların hepsini bitirdim, kim diyorsa bu konuda bu yapıyı, bu mücadeleyi hafife alıyor demektir. Bu mücadele sonuna kadar devam etmek zorunda." ifadelerini kullandı.
Sandıktan çıkmayan hiç kimsenin, ülkeyi yönetemeyeceği kültürünün yayılması gerektiğini dile getiren Gül, "Cemaatine kendi ideolojik örgütüne, kendi düşünce yapısına değil, ülkenin genel yapısıyla, kendi ajandan olmaz o ülkenin ajandası olur, kendi görüşün olmaz, o ülkenin anayasası olur, hukuk anlayışı olur ve ona uymak zorundasın." şeklinde konuştu.
Herkesin düşüncesinin saygın olduğunu ifade eden Gül, şöyle dedi:
"Bundan dolayı soruşturmalar, hepsine artık kötü hücreleri tespit ettik bırakalım olmaz. Dün Kosova'da olduğu gibi diğer firariler de bulunacak. Bazıları Türkiye'de de çıkıyor. Geçtiğimiz günlerde Antalya'da firari, bazıları Türkiye'de saklanıyor belli yerlerde, bazıları yurt dışında. Bunların hepsini bulduk, bu kadar soruşturma artık bitirdik, diye bir şey olmaz. Devlet bu mücadelesini yapar. Vatandaşın orada rahat oturması için devletin görevidir, Hem yargı, hem emniyet, hem ilgili tüm birimlerde bu mücadele yapılıyor. Bunların belli bir kadroları da zaten yurt dışına belli dönemde zaten kaçtı gitti. Dolayısıyla bunlarla da mücadele etmek hem ekonomik hem siyasi boyutlarıyla hem diğer güvenlik boyutlarıyla bu mücadeleyi bitirdik, tüm FETÖ'cüler tespit edildi, başarıyla sonuçlandı gibi bir rehavet, bir şeye artık bu iş hitama erdi düşüncesi doğru bir şey değil. Sonuna kadar bu mücadeleyi kararlı bir şekilde sürdürmek lazım."
(SÜRECEK)