Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının da eleştiri dışında olmadığını belirterek, "Değerlendirme yapılırken, eleştiri yöneltilirken hukuk dışına çıkılmamalı. Hele anayasal sistem, çağdaş ve uygar yaşam, demokratik Cumhuriyetimizin laik devlet ve hukuk yapısıyla çağdaş değerler hedef alınmamalı, tam tersine bu sistem ve değerler güçlendirilmelidir" dedi.
"Elbette kesinleşmiş mahkeme kararları eleştirilebilir bu bağlamda yerilebilir, övülebilir de" diyen Ok, "Demokratik toplumda hem hak hem de görev olarak ortaya çıkan eleştiri, kırıcı, sarsıcı ve rahatsız edici boyuta da ulaşabilir, yeterki sağlam temele oturtulsun, iyi niyet taşısın, haklı ve yapıcı olsun. Türbanla ilgili kararı da elbette hem hukukçular hem siyasetçiler hem de yurttaşlar tarafından değerlendirilecek ve eleştirilebilecektir" diye konuştu.
Siyasi partilerin tüzük ve programları ile eylemlerini, Anayasa ve Siyasi Partiler Kanunu'nun oluşturduğu yasal temelden hareketle ve görevlerinin gereği olarak kesintisiz bir şekilde izlediklerini ifade eden Nuri Ok, "Bu çerçevede siyasi İslam'ın simgesi olarak takıldığı ulusal yargı organları kararlarıyla da kabul edilen türbana, üniversitelerde konulan yasağın insan haklarına ve din özgürlüğüne aykırı olduğu iddiasıyla açılan davanın AİHM'de reddedilmesi üzerine başlatılan ve sürdürülen tartışma ve değerlendirme ortamında siyasi partilerin kurumsal ve kişisel görüşleri, ileri sürdükleri düşünceler ve beyanları bu aşamada öncekilerle birlikte değerlendirmiş bulunmaktayız" dedi.