Bursa’da 3 makineye bağlı çocuğu ilaç yazmak için ayağına çağıran doktor hakkında Aile Hekimleri Federasyonu (AHEF) açıklama yaptı. Federasyon adına konuşan Dr. Özlem Sezen, "Evde bakım hastaları için aile hekiminin görevi bu hastayı tespit etmek ve evde bakım birimlerine yönlendirmektir. Bundan sonraki görev evde sağlık hizmetlerinindir" dedi.
Erken doğduğu için srebral palsi hastası olan ve şu an 3 makineye bağlı olarak yaşayan 14 yaşındaki Dehizhan Darlas’a yapılanlar ailesini isyan ettirmişti. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Aile Hekimleri Federasyonu (AHEF) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Özlem Sezen, Denizhan Darlas ve onun gibi yatağa bağımlı hastalara geçmiş olsun dileklerini sunarak, “Biz hem hekimin, hem de hastanın yanındayız. Vicdanımızla, bilgimizle, ahlakımızla, kanunlara uygun olarak görev yapıyoruz. Buradaki eksiklerin sadece aile hekimine yüklenmesini doğru bulmuyoruz. Sistemde bazı aksaklıklar var, bunu hepimiz görüyoruz. Ve aslında vicdanımızla gerçekten destek de oluyoruz. Ama bazı konularda da görevini yapması gereken birimlerin bu konuda özenli davranması gerektiğine inanıyoruz. Doktor, görevini, mesai saatleri içerisinde kendisine bağlı olduğu hastaya karşı bağlı bulunduğu birimde yapmak zorundadır. Sınırlı sürelerde ev ziyaretleri koyabiliyor. Bu programı yaparken de bir tane Denizhan olsa doktor bu programı yapabilir. Muayenesini yapabilir. Fakat pek çok hastası da var. Denizhan gibi yatalak hastası olan pek çok hastamız için evde bakım hizmetleri var. Bu birimlerin kendine ait yönetmeliği var. Kendine ait mali bir desteği var. Kendine ait araçları, imkanları var" dedi.
Sözlerini sürdüren Sezen, "Aslında mevzuatta eksiklikler var. Önemli olan bu yaşanan olaydan sonra eksikliklerin görülmesi ve aydınlanması ve tek suçlunun aile hekimi olarak gösterilmemesidir. Çünkü aile hekimleri gerçekten fedakarca çalışıyorlar. Bu sistem ülkemizde yeni kuruldu ve 10 yıl içerisinde hayata geçildi. Aksaklıkları oluyor. Bir yıl içerisinde bütün hastalarımızı görmemiz bizden beklenen bir şey. Zaman zaman saha ziyaretleri planlıyoruz ve yapıyoruz, ancak herkesin evine gitmemiz mümkün değil. Burada olduğu gibi kronik hastalığı olan hastalarımıza ilaç ve malzeme raporları hastanelerden çıkartılıyor. Ve bu raporlar uzman hekimler tarafından çıkartılıyor. Evde bakım hastaları için aile hekiminin görevi, bu hastayı tespit etmek ve evde bakım birimlerine yönlendirmektir. Bundan sonraki görev evde sağlık hizmetlerinindir. Herkesin görev tarifi açık ve net, buradaki mevzuat eksikliğini tamamlamanın en doğal yolu, bu tür hareket kısıtlılığı olan hastalar rapor aldıklarında, raporun altına belli bir ibare eklenebilir; şu kadar süre şu kadar tekrarla bu ilacı alabilir diye. O zaman bu kişiler vekil gösterdikleri kişiler tarafından gidilip ilaçları, malzemeleri eczanelerden temin edilebilir. Bu durumda bu tarz aksaklıklar yaşanmaz" diye konuştu.
Hasta raporları ve reçetelendirme hakkında da konuşan Dr. Özlem Sezen, "Raporlar yıllık çıkıyor, ama belli periyotlarda tekrar reçete edilmesi gerekiyor. İlaç bitince tekrar reçete edilecek. Mesela bazı ilaçların kutusunda 28 tane tablet var, bazısında 50 tane var. Hasta bazı ilacı günde 1 tane, bazısını günde 2 tane içiyor. Bunların hepsi aynı anda bitmiyor. Asıl sorun da burada başlıyor. Bir ilaç reçete ediliyor, 3 gün sonra bir ilacın daha reçete edilmesi lazım. Bir hekimin bu tarz hastaların evine her zaman gitmesi mümkün olmuyor. Evde sağlık ekipleri bu ilaçları belli aralıklarla reçete edebilse daha iyi olur. Her seferinde tekrar gitmesi sıkıntı olabilir" şeklinde konuştu.
"Aile evde sağlık hizmetlerini aramalıydı"
Sezen, "Bu olayda hastanın ailesi, aile hekimi yerine evde sağlık hizmetlerini aramalıydı. İlaç yazımıyla ilgili bir sıkıntı olmuş. Bu konuda da, evde sağlık hizmetlerindeki eksiklerin tamamlanarak, hizmetlerin işler bir şekilde olmasıyla çözüm üretilebilir. Mevzuattaki eksikliklerin SGK, Sağlık Bakanlığı ve sağlık çalışanlarının fikirleri alınarak tamamlanması hepimiz için en iyi çözüm olacaktır" dedi.