Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, siyasette ittifakları hukuken kendilerinin meşru kıldığını belirterek, "MHP ile ittifakımızı da aylar öncesinden ilan ederek, milletimizin gözü önünde, hiçbir kirli, gizli pazarlığa girmeden gerçekleştirdik. Biz buralara öyle gökten zembille inmedik, çalışarak geldik." dedi.
Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, huzurlu bir ortam bulunduğunu, böyle bir ortamda OHAL'in olmamasının talep edildiğini bildirdi.
"Niye çünkü tezgah bozulacak da onun için. Size bu tezgahı bozdurmayız." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"(Afrin'e girmeyin) diye akıl veriyor. Niye girmeyelim Afrin'e? Dertleri başka. Çünkü terör örgütleri oralarda cirit atıyor. Aynen cirit atmaya devam etsin, bunu istiyor. Bunlara kalsa, 'Cudi'de, Gabar'da, Tendürek'te, Bestler Deresi'nde ne işiniz var?' Bunlar bunu, yatıyor kalkıyor, görüyorlar. Bay Kemal, biz o Cudi'den, Gabar'dan, Tendürek'ten, Bestler Dereler'den, hatta Kandil'den çıkmayacağız."
Milletin huzuru neyi gerektiriyorsa, Suriye'nin kuzeyinde de ne gerekiyorsa onu yapacaklarını aktaran Erdoğan, şu anda etkisiz hale getirilen terörist sayısının 4 bin 272, Kuzey Irak'ta 353, yurt içinde 258 olduğunu ifade etti. Erdoğan, "Durmak yok yola devam." ifadesini kullandı.
-"Bu insanlara 'teröristtir' diyecek kadar alçalan kişiler"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Çok enterasandır, kendileri gidişimizden rahatsız oldu, sağolsun daha sonra kendisi de gidip karakol ziyareti yaptı. Bu iyi bir gelişme. Biz bu yolda Mehmet’imizle hep beraberiz. Biz bu yolda Özgür Suriye Ordusu ile de beraberiz. Özgür Suriye Ordusu'ndaki kardeşlerimizin, Mehmetçik ile verdiği mücadeleyi bir kenara koyamayız. Onlar Mehmetçiğimiz ile beraber Suriye'nin kuzeyinde ölümü öldürdüler. Üzerine üzerine gittiler. Bayrağımızı, kendi bayraklarıyla beraber oradaki kurumlara diktiler. Bay Kemal, 'Bunlar teröristtir.' dedi. Düşünün benim Mehmet'im ile beraber o arazide hayatlarını hiçe sayan, şahadet şerbetini içenlerin sayısı 200'ü aşan bu insanlara 'teröristtir' diyecek kadar alçalan kişiler bunlar. Zeytin Dalı inşallah bir destandır. Fırat Kalkanı Harekatı bir destandır. Bunların hepsi kayıtlara girecek."
-"İki kez vurgu yapmada beis görmedim"
Erken seçim konusunu da değerlendiren Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, kendilerinden hemen önce gerçekleştiği grup konuşmasında, 26 Ağustos'ta erken seçim yapılmasını teklif ettiğini anımsattı.
Erdoğan, henüz kendi içlerinde müzakeresini yapmadıkları için geçen haftaki grup konuşmasında iki kez, seçimlerin Kasım 2019'da yapılacağı vurgusunda bulunmakta beis görmediğini anlattı.
Konuşmasının ardından grup toplantı salonunun arkasındaki odada arkadaşlarıyla istişare yaptığına dikkati çeken Erdoğan, MGK ve Bakanlar Kurulu toplantılarından sonra da istişarelerin sürdüğüne değindi.
Bahçeli ile geçen çarşamba, daha önceden planlanan bir görüşme kararının olduğunu aktaran Erdoğan, Bahçeli ile bu görüşmede erken seçim meselesini değerlendirdiklerini belirtti. Erdoğan, bu görüşme saatine kadar ve sonrasında da arkadaşlarıyla istişarelerinin devam ettiğini bildirdi.
-"Hodri meydan diyerek ortaya atıldıklarını gördük"
Anamuhalefet partisinin, eskiden beri, defalarca erken seçim çağrısı yaptığını, kendince meydan okuduğunu vurgulayan Erdoğan, "Biz anamuhalefetin böyle boş işlerine alışkın olduğumuz için milletimiz ne diyor ne istiyor ona baktık ve hareket tarzımızı da ona göre belirledik." dedi.
Erdoğan, MHP Genel Başkanı'nın erken seçim çağrısının ardından, daha kendileri herhangi bir değerlendirme, açıklama yapmadan anamuhalefet partisinin yine "hodri meydan" diyerek ortaya atıldığını ifade etti.
Bu tablonun, Türkiye'nin geri dönülemez bir şekilde erken seçim iklimine doğru gittiğine işaret ettiğini belirten Erdoğan, şu görüşlere yer verdi:
"Halbuki önümüzde hem cumhurbaşkanlığı hem de hükümet için kullanabileceğimiz 1,5 yıllık dönem vardı. 1,5 yıl daha bu koltukta oturmamız mümkündü. Kendi aramızda yaptığımız uzun istişareler sonunda bu 1,5 yıllık cumhurbaşkanlığı ve hükümet dönemimizden fedakarlık yaparak, Türkiye'nin içine düştüğü erken seçim tartışmasından bir an önce kurtarma kararı aldık. Bu istişarelerde erken seçim için ağustosun, geç bir tarih olduğunu da değerlendirdik. Hem ülkemizin zaman kaybetmemesini düşünerek hem vatandaşlarımızın yaz tatilini hesaba katarak hem de üniversite giriş imtihanlarını düşünerek, seçimlerin 24 Haziran 2018 Pazar günü yapılmasının doğru olacağını kesinleştirdik. Böylece Türkiye'yi 16 Nisan 2017 halkoylamasının ardından artık adından eski diye söz ettiğimiz ama anayasa değişikliği gereği seçimlere kadar yürürlükte olan sistemden de kurtarma imkanını elde etmiş oluyoruz."
-"Eski Türkiye siyasetinin hastalığı"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, erken seçim tarihi olarak 24 Haziran’ı ilan etmelerinin ardından Mecliste gereken süreçleri tamamlayarak, hemen erken seçim kararını aldıklarına işaret etti.
YSK'nın seçim takvimini oluşturduğunu anlatan Erdoğan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tuttuğu kayıtlara göre, YSK tarafından gereken şartları taşıdığı belirlenen 10 siyasi partinin, seçimlere katılacağını anımsattı.
Erdoğan, eski Türkiye siyasetinin hastalığı olarak bildikleri garip bir durumla da karşılaştıklarını, anamuhalefet partisinden istifa eden 15 milletvekilinin, bir başka partiye geçerek, bu partinin Mecliste grup kurabilmesini sağladığını dile getirdi.
-"Anlattıkların yalan"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ortadaki tablo ve açıklamaların, 15 milletvekilinin kendi siyasi tercihleri ve iradeleri dışında, parti talimatı olarak bu işi yaptıklarını gösterdiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Halbuki YSK'nın 264 numaralı kararını incelediğimizde, taşıma milletvekilleriyle grup kurdurulan partinin, teşkilatlanma ve kongre barajını aşarak zaten seçime katılma hakkını elde ettiğini görüyoruz. Demek ki buradaki amaç, söz konusu partiyi seçime sokmak değil. Çünkü YSK kararı gösteriyor ki bu parti zaten seçime girme yeterliliğine sahiptir. Bu tuhaf ve açıkçası millet iradesinin hiçe sayılması manasına gelen operasyonun gayesini, önümüzdeki günlerde herhalde hep birlikte göreceğiz.
Siyasette ittifakları, hukuken meşru kılan biziz. Bunun adımlarını biz attık. MHP ile ittifakımızı da aylar öncesinden ilan ederek, milletimizin gözü önünde, hiçbir kirli, gizli pazarlığa girmeden gerçekleştirdik. Çıkmış Siirt'ten benim aday olduğum dönemi anlatıyor. Daha bilmiyorsun, önce bir ehline sor, bu anlattıklarının hepsi yalan. Zaten sizin karakterinizde yalan var, cibiliyetinizde var. Kalkıp da Siirt'te 3 milletvekilini istifa ettirerek benim aday olduğumu anlatıyorsun. Onu da doğru öğrenememişsin. Böyle bir şey yok. Kaldı ki bu işin şekli, bununla yakından uzaktan alakalı değil. Ama bir şey uyduracaklar ya. Bir yalan, bir iftira uyduracaklar ya. Biz buralara öyle gökten zembille inmedik, biz buralara çalışarak geldik."
(Sürecek)