Akdoğan: Öcalan'ı diri diri gömdüler

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan çözüm sürecinin devam edebilmesi için önce süreci zehirleyen unsurların temizlenmesi gerektiğini söyledi ve hem PKK'nın hem de HDP'nin sürece ihanet ettiğini bir kez daha belirtti.

NTV canlı yayınına katılan Akdoğan, şu anda hükümetin güvenlik operasyonlarına konsantre olduğunu ifade ederek "Özerklik ilanı çöktü, kurtarılmış bölgeler çöktü, vur-kal eylemleri çöktü. Şimdi eş zamanlı olarak bizim reformlarımız, yatırımlarımız da devam ediyor" dedi.

TIKLAYIN - DEMİRTAŞ: YENİ BİR ÇÖZÜM SÜRECİ BAŞLAMALI

Çözüm sürecinin tekrar canlandırılması için "Belli şartların oluşması lazım" yorumunu yapan Akdoğan birincil şartın ise PKK'nın Türkiye'yi terk etmesi olduğunu vurguladı.

Akdoğan, "Tam anlamıyla eylemsizlik... ondan sonra diğer meseleler konuşulabilir" dedi.

Öcalan'ı batırmaya çalıştılarAbdullah Öcalan'ın ileride yeniden gündeme gelebilecek bir çözüm sürecinin içinde yer alıp almayacağı konusunda da Akdoğan, PKK ve HDP'ye yüklendi:

"Tabii çok yanlış yaptılar. Bölge halkı da şikayetçiydi. Biz kendi yolumuzda yürüyoruz. Devletin ilgili kurumlarının İmralı ile görüşmesi vesaire daha önceki hükümetler döneminde de olmuş şeylerdir. Ama çözüm süreci bağlamında o noktaya gelebilmemiz için bu şartların olgunlaşması gerekir. Öcalan'ı da diri diri oraya gördüler. Bunlar [Cumhurbaşkanı Recep Tayyip] Erdoğan karşıtlığı yapıyor gibi görünüp Öcalan'ı batırmaya çalıştılar."

Basın özgürlüğüAkdoğan, Koza İpek medya grubuna kayyum atanması ve "2 Kasım Türkiye iç savaşının başlangıcı" başlığıyla çıkan Nokta dergisinin toplatılıp Genel Yayın Yönetmeni Cevheri Güven hakkında da gözaltı kararı verilmesini yorumlayan Akdoğan, '"Milleti tahrik etmeye çalışıyorlar" dedi.

"2 Kasım iç savaş başlama tarihidir diyor.. Bunlar millete hakaret eden bir çaba. Bu bir yayıncılık faaliyeti, fikir özgürlüğü falan değil" diyen Akdoğan, Koza İpek grubuna kayyum atanması konusunda ise hükümetin bir rolünün olmadığını söyledi:

"Bir çok şirketlerin olduğu gruba bir kayyum atandı. Bunu hükümet yapmıyor, bu yargının bir tasarrufu. Nasıl Türkiye'de herkes yargıya saygı gösteriyorsa, onlar da saygı gösterecek."

Türkiye'de basın özgürlüğünün baskı altında olduğu eleştirilerine de katılmadığını ifade eden Akdoğan, "Cumhurbaşkanımıza, başbakanımıza söylenmedik hangi cümle kaldı? Basın ahlakıyla basın özgürlüğü birlikte gider. Sizin bir takım hassasiyetleriniz olur. Bir şeyin içine medya girdiği zaman dokunulmazlık kazanmıyor. Sen herkese söveceksin, hükümetleri devirmeye çalışacaksın, en büyük şirketlere el koymaya çalışacaksın, şimdi de bağırıp çağıracaksın. Böyle bir şey olmaz" dedi.