Medicana International Ankara Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Zülküf Önal, dünyada yaygınlaşan ve halen kesin tedavisi olmayan alzheimer hastalığına karşı önlem olarak, "Kabaca dedikodu yapılması önerilebilir, bulmaca çözmenin sanıldığı gibi faydası yoktur” dedi.
Prof. Dr. Önal, yaşlılıkla beraber ortaya çıkan ve başta unutkanlık olmak üzere çeşitli zihinsel ve davranışsal bozukluklara yol açan ilerleyici bir beyin hastalığı olarak tanımladığı alzheimerın 65 yaş üstünde her 10 kişiden birinde, 85 yaş üstünde ise 2 kişiden birinde görüldüğünü kaydetti. Önal, şunları söyledi:
"Aşı çalışmaları sürüyor ama hastalığın kesin tedavisi henüz yok. Elimizde olan tedavi seçenekleri, şimdilik sadece seyrini yavaşlatıyor. Ancak yine de hastalıktan korunmada zihinsel canlılığı sağlayan egzersizler önerilebilir. Kişinin sıkça bir şeyler okuması; okuduğunu, öğrendiğini, gün içinde yaşadıklarını yakınındakilerle paylaşması oldukça önemli. Yakın hafızanın kullanılması önemli. Kabaca dedikodu yapması önerilebilir, uzak hafızanın kullanıldığı durumlardan örneğin bulmaca çözmenin sanıldığı gibi faydası yok.”
Prof. Dr. Önal, hastalığa ilişkin ailesel yatkınlığın düşük oranda olabileceğinin düşünüldüğünü, risk faktörleri arasında birinci derece akrabada down sendromu, doğumda babanın ileri yaşı, sigara ve alkol kullanımı, damar sertliği, kafa travması ve depresyon gibi çok çeşitli durumların sayılabileceğini ifade etti.
"DEPRESYONLA KARIŞTIRILMAMALI”
Bunamanın en sık nedeni olan hastalığın ilk belirtisinin genellikle unutkanlık olduğunu, ardından başka sorunların da eşlik ettiğini söyleyen Önal, "Herhangi bir tıbbi müdahale yapılmadığı takdirde ortalama 9 yıl içinde ölümle sonuçlanır. Erken tanı çok önemli. Erken dönemde depresyon ile karıştırılmamalı” diye konuştu.
Hastalığın 3 evresi olduğunu kaydeden Prof. Dr. Önal, "Erken ever; bellek kaybı, günün tarihini hatırlamada güçlük, daha önce bildiği mekanları tanımada güçlük, karar vermede güçlük, kelimeleri bulmada güçlük. Orta ever; belirgin unutkanlık, kişileri tanıyamama, yıkanma, giyinme gibi gündelik işlerde yardım ihtiyacı, çevrede kaybolma, konuşmada bozulma, hayaller görme, depresyon gibi ruhsal bozukluklar. İleri ever; aile üyelerini tanıyamama, yemek yeme ve yürümede güçlük, zaman içinde yatağa bağımlı hale gelme,idrar ve gayta kaçırma ve ciddi davranış bozuklukları” dedi.