Anayasa Mahkemesi, çevre ve kıyıların korunmasına yönelik düzenlemelerin bazı alanlarda uygulanmamasını öngören kanun hükümlerini iptal etti.
CHP, 3621 Sayılı Kıyı Kanunu'na 7162 Sayılı Kanun'un 7. Maddesiyle eklenen ek 2. madde ve ekli (1), (2), (3) ve (4) numaralı krokiler ile listelerin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.
Danıştay 6. Dairesi de baktığı bir davada 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun'a 6456 sayılı Kanun'un 27. maddesiyle eklenen ek 2. maddenin üçüncü fıkrasındaki "Sivriada'da yapılacak planlama, imar ve inşaat uygulamaları ile diğer düzenlemeler 3621 sayılı Kıyı Kanunu hükümlerine ve diğer mevzuatta yer alan kısıtlama ve prosedürlere tabi değildir" hükmüne ilişkin Anayasa Mahkemesine başvurarak iptal talebinde bulunmuştu.
Başvuruları esastan görüşen Yüksek Mahkeme, çevre ve kıyıların korunmasına yönelik kanunların bazı alanlarda uygulanmamasını öngören söz konusu düzenlemeleri, anayasaya aykırı bularak iptal etti. Bu düzenlemelere ilişkin yürürlüğün durdurulması talepleri ise Anayasa Mahkemesi tarafından reddedildi.
Yüksek Mahkemenin kararında, CHP'nin iptalini istediği kuralın, kroki ve listelerle sınır ve koordinatları gösterilen bazı alanlarda kıyılar, sahil şeritleri, doldurma ve kurutma yoluyla kazanılan arazilere ilişkin yapı ve yapılaşmaya dair sınırlayıcı hükümler getiren mevzuatın uygulanmamasını öngördüğü belirtildi. Danıştayın iptal talebinde bulunduğu kuralın ise bir alanda yapılacak planlama, imar ve inşaat uygulamaları ile diğer düzenlemelerin mevzuatta yer alan kısıtlama ve prosedürlere tabi olmamasını düzenlediği aktarıldı.
Kararda, kıyılar, sahil şeritleri, doldurma ve kurutma yoluyla kazanılan arazilere ilişkin olarak getirilen yapı ve yapılaşmaya dair sınırlayıcı hükümler ile bu alanların tabii servet ve kaynak olarak değerlerinin korunması ve onlardan yararlanmada öncelikle kamu yararının gözetilmesinin amaçlandığı ifade edildi.
Bu hususlarda ne şekilde düzenleme yapılacağının kanun koyucunun takdir yetkisi kapsamında olduğu belirtilen kararda, bu çerçevede iptali istenen kurallar kapsamında kalan alanlardaki yapı ve yapılaşmalar yönünden mevcut yasal düzenlemelerden farklı düzenlemeler getirilebilmesinin mümkün olduğu bildirildi.
Buna karşın bu düzenlemelerin anayasada belirtilen esaslara aykırı olmaması gerektiğine işaret edilen kararda, şunlar kaydedildi:
"İptali istenilen kurallarda, kurallara konu yerlerde yapılacak olan planlama, imar ve inşaat uygulamaları ile diğer düzenlemelerde mevzuatta yer alan kısıtlama ve prosedürlerin uygulanmayacağı belirtilmekle birlikte söz konusu yerde yapılacak planlama, imar ve inşaat uygulamaları ile diğer düzenlemelerde hangi ilkelere, kurallara ve sınırlamalara tabi olunacağı düzenlenmemiştir.
Devletin gözetim ve denetim görevini yerine getirmesini sağlayacak kurallara yer verilmeksizin belirli alanlardaki yapılaşmaların Kanun'daki sınırlamalardan istisna tutulması, Anayasa'nın 43. ve 56. maddelerinde belirtilen kıyı ve çevrenin korunmasına ilişkin hükümlerin uygulanma imkanını ortadan kaldırdığı gibi hukuki belirsizliğe de yol açmaktadır. Söz konusu belirsizliğin ortadan kaldırılması, devletin gözetim ve denetim yükümlülüğünün yerine getirilebilmesi için kurallara konu yerlerde Anayasa'da öngörülen ilkelere uygun yasal düzenleme yapılması zorunludur. Bu zorunluluğun gereğini yerine getirmeyen kurallar Anayasa ile bağdaşmamaktadır. Açıklanan nedenlerle kurallar Anayasa'ya aykırı bulunarak iptal edilmiştir."