HABER

Araştırmada Yenilikler Konferansı

TİM Başkanı İsmail Gülle: - "İhracatta teknolojik dönüşüm, firmalarımızın yakından takip etmesi gereken önemli bir süreç. 30 yıl önce elinde çantalarla yurtdışına gidip müşteri arayan ihracatçılarımız, internetin yaygınlaşması ile birlikte iletişim kanallarında bu dönüşüme hızla uyum sağladı" -"Artık devir e-ticaret, hatta e-ihracat devri. Bu dönüşüme ayak uydurabilmek hatta bunun öncüsü olabilmek, bu anlamda son derece kritik"

İSTANBUL (AA) - Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, ihracatta teknolojik dönüşüm, firmaların yakından takip etmesi gereken önemli bir süreç olduğunu belirterek, "Artık devir e-ticaret, hatta e-ihracat devri. Bu dönüşüme ayak uydurabilmek hatta bunun öncüsü olabilmek, bu anlamda son derece kritik." dedi.

Global araştırma şirketi Ipsos Türkiye'nin düzenlediği, araştırmanın gelişimine odaklanan ve geliri sosyal projelere aktarılan Araştırmada Yenilikler Konferansı'nın 10.'su gerçekleştirildi.

Konferansın açılışında konuşan Gülle, ihracatın belirli bir süre içerisinde nasıl bir seyir izleyeceğini belirleyen birçok etmenin söz konusu olduğunu belirterek, "Takvim etkisinden döviz kurlarına, küresel büyümeden petrol fiyatlarına, yakın pazarlarda yaşanan karışıklıklara kadar her konu, doğrudan ya da dolaylı olarak ihracatımızı etkileyebiliyor. Ancak, ihracatımızın şoklara karşı dayanıklılığı, firmalar düzeyinde ihracatın sürdürülebilir olması, hem temel verilerde başarı anlamında hem de küresel ölçekte dünya ticaretinden aldığımız payımızı artırma konusunda ciddi bir ihtiyaç." ifadelerini kullandı.

Gülle, gerek küresel anlamda, gerek ülkenin makro dengeleri açısından, gerekse ihraç pazarlarına gerçekleştirdikleri ihracat anlamında dayanıklılığın, ihracat hedeflerine ulaşmada önemli bir gösterge olduğunu aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu hedefe ulaşabileceğimiz, ihracatımızın dayanıklılık kapasitesini daha yukarı seviyelere taşıyabileceğimiz başlıkların bazıları ise şu şekilde özetlenebilir; ihracatın sadece belirli pazarlarda yoğunlaşması, pazar çeşitliliği anlamında güçlü bir seviye yakalanmamış olması, dayanıklılığı düşüren bir olgudur.

Genel manada ihracatımızın yarısını AB pazarına yapmamız, önümüzdeki dönemde ihracatımızın dayanıklılığını artırmak adına pazar yoğunluğumuzu azaltmanın gereğine işaret ediyor. 2000’li yılların başından bu yana ihracatımızda AB’nin oranı yüzde 60’lardan yüzde 50’lere gerilemesi bu noktada önemli bir gelişme."

Bilhassa Afrika, Güney Amerika, Uzak Doğu gibi pazarlarda daha fazla yer alabilmek adına yoğun çalışmalarını sürdürdüklerine işaret eden Gülle, şunları kaydetti:

"Ar-Ge ve inovasyon ile yoğurulmuş, marka değeri yüksek, tasarım eli değen ürünlerin ihracatımızdaki payı da ihracatımızın dayanıklılığı adına çok önemli bir diğer başlık. Ülkemizin 2018 yılında yüksek teknolojili ürün ihracatı, toplam ihracatımızın yüzde 3,3’üdür. Bu seviyeyi daha yukarı taşımamız, hem yüksek hem de orta-yüksek teknolojiye ağırlık vermemiz dayanıklılığımızı artıracak bir etken.

İhracatta teknolojik dönüşüm, firmalarımızın yakından takip etmesi gereken önemli bir süreç. 30 yıl önce elinde çantalarla yurtdışına gidip müşteri arayan ihracatçılarımız, internetin yaygınlaşması ile birlikte iletişim kanallarında bu dönüşüme hızla uyum sağladı. Artık devir e-ticaret, hatta e-ihracat devri. Bu dönüşüme ayak uydurabilmek hatta bunun öncüsü olabilmek, bu anlamda son derece kritik."

Gülle, ihracatın ithalata bağımlılığını azaltma ile yerli ve milli ara malı üretiminin önemine işaret ederek, "Gerek imalatta kullanılan girdiler, gerekse üretim süreçlerinde kullanılan makine ve teçhizatlar, üretim gücümüzün önemi göstergeleri. Bu alanlarda son yıllarda hükümetimizin yoğun bir ilgisi ve ardı ardına açıkladığı destek paketleri söz konusu. Bu çabalar, üretimde ülkemize avantaj sağlaması ile birlikte, dayanıklılığımıza da olumlu yansıyacaktır." diye konuştu.

Ipsos Türkiye Üst Yöneticisi (CEO) Sidar Gedik de dünyada yaşanan ticari gerginlikler, jeopolitik belirsizlikler gibi nedenlerin küresel ekonomide belirsiz bir döneme işaret ettiğini belirtti.

Gedik, "2019-2021 dönemini kapsayan Yeni Ekonomi Programı çerçevesinde bir dengelenme yılı olacağını düşündüğümüz 2019’un tüm toplum kesimlerinde bir mücadele yılı olacağı görünüyor. 'Dayanıklılık/Resilience' ise bu belirsiz dönemi başarıya dönüştüren bir kavram olarak karşımıza çıkıyor. İçinden geçilen zor dönemde iş dünyası için dayanıklılık ne demek diye baktığımızda en önemli olan konunun bu zor koşullara ayak uydurmak, her şeyin başında buna uygun hareket etmek ve bunu sahip olduğumuz her şeyle birlikte yapmak olduğunu görüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

En Çok Aranan Haberler