ANKARA (ANKA) - Arınç, İsrail ile işbirliğinin sona erdirilmesi konusunda da “Biz bir devlet olarak, varlığını da kabul ettiğimiz bir devlete karşı her şeyi bir anda yok farz edemeyiz. Duygusallığa kapılarak, ‘ben seni defterden sildim’ olmaz” dedi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, NTV canlı yayınında soruları yanıtladı.
İsrail’in sicili bir hayli kabarık olduğunu ifade eden Arınç, Gazze’ye giden insani yardım gemilerine saldırmasına ilişkin, “Bu kadarını biz beklemiyorduk. İsrail kıyısına 72 mil uzaklıktadır. Kendi kıyılarında olsa, durdurma ve blokaj bekliyorduk. Ama böyle bir eylem yapacaklarını beklemiyorduk” dedi. Geminin hükümet organizasyonu değil, insani yardım örgütünün temin ettiği bir gemi olduğunu, rotasını kendilerinin belirlemediklerini söyleyen Arınç, şunları dedi:
“Hükümet de gemiyle ilgili inceleme yaptı. Gemide silah ve patlayıcı madde olmadığını biliyorduk. Dışişleri Bakanlığımızın İsrail'e bilgilendirme yaptığını biliyorum. Geminin rotasının Mısır’a doğru olduğu söyleniyor. Olay çok vahim. Kimse bu kadarını tahmin etmiyordu. Bu cinnet noktasında bir şey. İsrail’in Türkiye’yi karşısına alıp, eylem yapacağını düşünmüyorduk. BM Güvenlik Konseyi’nde alınan oybirliğiyle alınan karar, 30 yıl sonra İsrail hakkında oybirliğiyle alınan bir kınamadır. Şüphesiz arkası gerecekti. Ancak burada yaptırım kararlarının uygulanması da önemelidir. Böyle bir gemiye ancak 4 şekilde müdahale edilebileceğini biliyoruz. Köle ticareti, silah kaçakçılığı, uyuşturucu kaçakçılığı ve izinsiz yayınlar, bu 4 sebebin hiçbiri yok. Burada insani yardım var. Dolayısıyla bizim burada Türk Ceza Kanunu bakımından 8. maddesidir zannediyorum; açık sularda işlenen suçlarda görev bakımından Türk Mahkemeleri yetkili kılabiliyor. Hukuk mücadelesine devam edeceğiz.”
-HER ŞEYİ BİR ANDA YOK FARZ EDEMEYİZ-
Hükümetin, İsrail ile var olan, ya da olması planlanan siyasi, ekonomik, askeri işbirlikleri konusunda nasıl bir tavır takınılacağı konusundaki soru üzerine Arınç, “Türkiye ve İsrail arasındaki işbirliği konularında bugüne kadar çok anlaşmalar yapılmıştır, bizim dönemimizde de ekonomik anlaşmalar vardır. Anlaşmalar konusunda hangi noktaya geldik, bunları değerlendiriyoruz. Şunu tespit ettik ki devletten devlete çok fazla ekonomik ilişki yok. Bu konuda ciddiyiz, İsrail’le olan ilişkilerimizi bu noktada asgariye indirmeyi- tamamen iptal etme konusunda çok fazla bilgi sahibi değilim- planlayabiliriz. Biz bir devlet olarak, varlığını da kabul ettiğimiz bir devlete karşı her şeyi bir anda yok farz edemeyiz. Duygusallığa kapılarak, 'ben seni aymıyorum, tanımıyorum, ben seni bitirdim, ben seni defterden sildim’ olmaz. Bu, devlet geleneklerimizde yok” diye konuştu.
-İSKENDERUN SALDIRISI GÜÇ GÖSTERİSİ OLABİLİR-
Arınç, yardım gemilerine saldırı ile İskenderun’daki terör olayının arasında bir bağlantı kurmak için somut delillerin gerektiğinin altını çizerek, “İki olayı birbiri ile irtibatlı hale getirebilecek, en azından bir belgeye sahip değiliz. İskenderun’daki olay dikkat çekidir tabi. Arada bir otoban var, otoban geçilmiştir ve birlik hedef alınmıştır. Bu şunu gösterebilir eskiden bu yana Amanos Dağlarında bir terörist grup var. Terör örgütü varlığını ispat istiyor, belki aralarındaki çekişme sebebiyle, kendilerinin sözde komutanı, ‘ben buraydım ve böyle bir eylem yapacak güçteyim’, böyle cüretkar eylemlere yönelebiliyor” dedi. Arınç, “Ben terör örgütünün sadece İmralı’da bulunan kişi ile değil, Kandil, yurtdışı ve Türkiye içinde bir kısmı tutuklu, bir kısmı tutuksuz halde bulunan şehir içi yapılanmasıyla doğrudan bağlantılı bazı terör eylemlerinin gelişebileceğini düşünüyorum” diye konuştu.
-PAKETTEKİ İKİ MADDEYİ DIŞARDA BIRAKMAK, PRAGMATİK BİR KARAR OLUR-
Arınç, Anayasa Mahkemesi’nin, Anayasa değişikliği paketini esastan görüşmeyi kabul etmesinin, teknik olarak yanlış olacağını belirterek, “Anayasa değişikliği ile ilgili başvurular sadece şekil noksanlığında yapılabiliyor. Anayasa Mahkemesi’nin kararı dışarıya yanlış aktarıldı” dedi. Arınç, dün Anayasa Mahkemesi’nin yaptığı incelemenin, raportörün de raporuna uygun olarak, ‘dava şekli itibariyle usule uygundur’ diyerek, ‘sen bunu görüşebilirsin’ demek olacağını ifade ederek, “Mahkeme de sanırım bazı üyelerin yeterli inceleme yapamadık demesini dikkate alarak, önümüzdeki Salı dosyayı ilk defa ele alacaktır. Bu ilk defa ele alacağında esasa girip girmeyeceğini, o zaman anlayacağız” diye konuştu.
Anayasa Mahkemesi’nin kararına ilişkin olası senaryoların hatırlatılması üzerine, Anayasa Mahkemesi’nin paketteki tartışmalı iki maddeyi dışarıda bırakmak gibi bir yetkisinin olmadığını söyleyen Arınç, “Böyle bir karar verilirse bu hukuki bir karar olmaz, pragmatik bir karar olur, bu biraz siyasi olur, bu biraz günü kurtarmaya yönelik olur, bu biraz başka bir şey olur” dedi.
-HRANT DİNK’İN AVUKATININ ÖLÜMÜ: REFERANDUM ÖNCESİ ENDİŞE YARATMAK AMACI TAŞIYABİLİR
"Dink ailesinin avukatı Hakan Karadağ’ın evinde ölü bulunduğu" şeklinde son dakika haberinin söylenmesi üzerine ise Arınç, “Fevkalade üzücü bir olay. Hrant Dink’le bağlantılı olunca hepimiz ‘acaba’ diyoruz. Bazı olaylar, bazı önemli konular Türkiye’de gündemde iken özellikle de yapılabiliyor. Yani belki bir referandum öncesinde bu tür olayların daha çok gündeme gelmesi ve teröre ilişkin endişelerin artması amaçlanmış da olabilir. Her açıdan bakmak lazım” diye konuştu.