HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Bahçeli'den çok sert itham

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, parlamenter sistemin ıslah ederek, eksik ve gediklerini düzelterek yola devam edilmesi gerektiğini belirtti.

ANKARA (ANKA)-MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "AKP'nin milli kimliğe, milli gün ya da bayramlara yönelik iffetsiz ve edepsiz hücumu, aslına bakılırsa Türk milletinin varlığına ve birliğine çevrilmiş bölücü namludan başka bir şey değildir" dedi.

Bahçeli, "Türkiye zatı şahanelerinin deney tüpü haline gelmiştir" eleştirisinde bulunurken, "Özellikle Başbakan Erdoğan Ortadoğu ülkelerine gide gele ve küresel siyaset labirentlerinde özenle imal edilen sultanlarla, emirlerle, şahlarla ve krallarla düşüp kalktıkça kendisi de bunlara özenmiştir" iddiasında bulundu.

Partisinin grup toplantısında konuşan MHP lideri Devlet Bahçeli, sporda yaşanan gelişmeler ile Fenerbahçe ve Galatasaray maçında yaşananlara değinerek özetle şunlara söyledi:

"Türk sporu bir süredir girdiği yoğun bakım şartlarından hala çıkamamış ve iyileşip ayağa kalkamamıştır. Geçtiğimizin yılın 3 Temmuz tarihinden bu tarafa Türk futbol hayatının çok ciddi iddiaların merkezinde olduğu tartışmasızdır. Ne var ki, Türk futbolundaki olumsuzluklar zincirinin hem sahalara hem de saha dışındaki taraftar davranışlarına sirayet ettiği ve yönlendirdiği anlaşılmaktadır. Futbolda biriken sorunların yönetimindeki basiretsizlikler, üste üste çakışan meselelerin üstesinden gelinmesindeki yetersizlikler ve zamanlamadaki zafiyetler sosyal ve toplumsal gerilimi bir hayli artırmıştır. Şunu unutmayalım ki, futbolda yaşanan alaboraların siyasi, sosyal ve ekonomik çalkantıdan, istikrarsızlık sarmalından bağımsız ve bağlantısız olduğunu söyleyebilmek neredeyse imkânsızdır.

-"İBRETLİK HADİSELER"-

Statlardan yükselen siyasi içerikli sloganlar, belirli kişi ya da grupları hedef alan lehte yâda aleyhte tezahüratlar, tahammülsüzlüklerin tek bir ağızdan seslendirilmesi hep bunun bir işaretidir. En son olarak, iki güzide kulübümüz arasında hafta sonunda yapılan ve Türkiye Spor Toto Süper Lig şampiyonunu tayin eden müsabaka sonrasındaki vahim ve ibretlik hadiseler bize bunu yeniden göstermiştir.Bildiğiniz gibi, geçtiğimiz cumartesi günü yapılan karşılaşmayla Spor Toto Süper Ligi'nin 2011-2012 sezonunda şampiyon Galatasaray Kulübümüz olmuştur.

-GALATASARAY'I KUTLADI-

Buradan Galatasaray Kulübünün yönetimini, oyuncularını, teknik heyetini ve gönül veren milyonları başarılarından dolayı kutluyorum. Ama tüm zorluklara rağmen şampiyonluğu kıl payı kaçıran Fenerbahçe Kulübümüzü de gösterdiği kararlılıktan ve mücadele ruhundan dolayı içtenlikle tebrik ediyorum. Özellikle Fenerbahçe - Galatasaray maçından sonraki şiddet ve vahşet yüklü manzaralar, kupa töreninin bile karanlıkta yapılması, stat içindeki koltukların sökülüp atılması üzerinde herkesin çok dikkatli bir şekilde değerlendirme yapması elzem hale gelmiştir. Şu kadarını ifade etmeliyim ki, saha içinde ve dışında yaşanan çirkin ve tehlikeli olayları asla Fenerbahçe Kulübümüzle ilişkilendirmemek gerekmektedir. Bir avuç kendini bilmezin polise taşlı sopalı saldırması, sporu terörize etmeye kalkışması, kamu araç ve mallarına ahlaksızca zarar vermesi kesinlikle sarı lacivert ruha, vicdana ve edebe aykırı ve uzaktır. Bu itibarla Türk sporunu kanser gibi saran husumet kuşatmasından kurtarmak, taraftarlıktan fanatizme kaymaya başlayan eğilim ve yönelimleri acilen tedavi etmek gerekmektedir.

-AKP'YE ÇAĞRIDA BULUNDU-

Allah korusun, böyle giderse stadyumlardan çakılacak bir kıvılcımın telafisi çok zor olacak ortamlara ve olaylara neden olabileceğini görmek ve bilmek lazımdır. AKP hükümeti konunun üstüne mutlaka eğilmeli, Türkiye Futbol Federasyonu tüm kulüplerimizin katılımıyla katlanan problemlere çözüm ve çare aramalıdır. Başbakan'ın tribün mantığından ve yaklaşımında çıkarak, futboldaki faullü gelişmeleri ele alması ve kanayan yaraya merhem olması aciliyet arz etmektedir. Çağrım sporun bileyici değil birleştirici, dağıtıcı değil dayanışmacı, bölücü değil bütünleştirici, kışkırtıcı değil kucaklayıcı vasfının herkes tarafından sahiplenilmesi, savunulması ve benimsenmesidir."

-AĞIR ELEŞTİRİ: AKP MİLLETE ÇEVRİLMİŞ BÖLÜCÜ NAMLU-

Bu hafta sonunda, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nın kutlanacağına işaret eden Bahçeli, "AKP hükümetinin 19 Mayıs'a savaş boyaları sürerek saldırması sonucunda, bu kutlu bayram üçe bölünmüş ve gerçek zemininden koparılmıştır.Ne büyük bir talihsizlik ve ne kadar mesafe almış bir garezdir ki, yapılacak törenler Atatürk'ün anma, Gençlik ve Spor olarak üçe ayrılmış ve dağıtılmıştır.İntikamla yatıp, kinle kalkan iktidar zihniyetinin; 19 Mayıs'ın ruhuna, mesajına ve taşıdığı derin anlam hazinesine gösterdiği pervasızlık gerçek anlamda hastalıklı siyasi yapısından ve çarpık idrakinden kaynaklanmıştır. AKP'nin milli kimliğe, milli gün ya da bayramlara yönelik iffetsiz ve edepsiz hücumu, aslına bakılırsa Türk milletinin varlığına ve birliğine çevrilmiş bölücü namludan başka bir şey değildir" dedi.

-"GÖLE YOĞURT ÇALMAYA ÇALIŞAN DA TAKDİR EDECEĞİNİZ ÜZERE BAŞBAKAN ERDOĞAN'DIR"-

Konuşmasında Başbakan Erdoğan'ı eleştiren MHP Genel Başkanı, "Başbakan Erdoğan'ın yanlışa doğru maskesini giydiren, karayı ak diye yutturan kurnazlığı ve kuralsızlığı bugüne kadar ne hazindir ki sonuç almış ve foyasını gizlemiştir" dedi. Bahçeli, şöyle devam etti:

"28 Şubatla ilgili hukuki süreçleri önce teşvik edip, sonra da toplumun boğulduğunu dile getiren Başbakan Erdoğan'dır. PKK elebaşlarının muhatap ülkelerden iadesini isteyen, ama bu ülkelerin kırmızı bültenle aradığı kişilere kol kanat gererek açığa ve çelişkiye düşen Başbakan Erdoğan'dır. Suriye'nin içişlerine karışan, Şam yönetimini tam olarak karşısına alan, ama muhalif unsurların facia boyutundaki saldırılarını görmezden gelerek insanlık vicdanında sınıfta kalan Başbakan Erdoğan'dır. Sütünde ve hamurunda sorun olanlara devletin imkânlarını peşkeş çeken, süt dağıtımındaki aksaklıkları siyasi kaygılarla kapatarak göle yoğurt çalmaya çalışan da takdir edeceğiniz üzere Başbakan Erdoğan'dır."

-"BAŞBAKAN HADDİNDEN FAZLA ŞIMARMIŞ VE KENDİSİNİ DEV AYNASINDA GÖRMEYE BAŞLAMIŞTIR"-

Başbakan'ın haddinden fazla şımardığını savunan MHP Genel Başkanı, "Ve kendisini dev aynasında görmeye başlamıştır. Türkiye, işin açıkçası adı konulmamış bir otoriter sistemi yaşamaktadır.Sanki Türkiye Cumhuriyeti Recep Tayyip Erdoğan'ın deney tüpüdür ve aklına ne eserse, keyfi neyi öngörürse ve zat-ı şahaneleri neyde karar kılarsa yerine getirilmekte veya bu yönde girişimlerde bulunulmaktadır.

"Takiye demokrasisi, tramvay demokrasisi, etnik demokrasi, kelle demokrasisi, keyfi demokrasi, tarafgir demokrasisi ve boyalı demokrasi' AKP'nin hizmetine koşulmuş ve deyim yerindeyse demokratik ruhun canına okunmuştur" dedi.

-BEKİR BOZDAĞ'A "KOMUTLU BEYANATÇI" DEDİ-

Başkanlık sistemi tartışmalarına değinen Bahçeli, "Başbakan Erdoğan'ın geçtiğimiz günlerdeki Slovenya ve İtalya seyahatleri esnasında başkanlık sistemi ülkemiz gündemine tekraren görevli ve uzaktan komutlu beyanatçılar tarafından getirilmiştir. Bildiğiniz gibi, Başbakan'ın her yurtdışı seyahati, her uluslararası teması ülke gündemini sarsan tartışmalara da kapı aralamaktadır. Bu yüzden milletimizin huzur ve sükûneti açısından bu zihniyetin ayaklarını biraz yerde tutması ve uçaklardan uzak durması son derece yerinde ve hayırlı olacaktır" dedi.

-"SULTANLARLA DÜŞE KALKA, KENDİSİ DE SULTANLIĞA ÖZENDİ"-

"Başbakan Erdoğan'ın başkanlık hayalleri, başkan Erdoğan olma emelleri, tek adamlık hevesleri yeni ve sürpriz bir gelişme değildir" diyen MHP Genel Başkanı, özetle şunları söyledi:

"Özellikle Başbakan Erdoğan Ortadoğu ülkelerine gide gele ve küresel siyaset labirentlerinde özenle imal edilen sultanlarla, emirlerle, şahlarla ve krallarla düşüp kalktıkça kendisi de bunlara özenmiştir. Önemle hatırlatmak isterim ki, daha iktidara gelişinin üzerinden bir yıl bile geçmeden; 'Siyasetteki tek arzum başkanlık ya da yarı başkanlık modelidir. Bunun ideali de Amerika'da uygulanan sistemdir' sözlerinin sahibi Başbakan Erdoğan'dır. Şu sözler bundan tam 19 yıl önce aynısı ve tıpkısıyla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan işitilmiş ve ilan edilmiştir: 'Başkanlık sisteminin ortaya çıkışı bir özentinin sonucu ya da Amerikan emperyalizmin bize bir tavsiyesidir.'"

-"BAŞKANLIK SİSTEMİNİN AÇILACAĞI TEK KAPI DİKTATÖRLÜK"-

Tam veya yarı başkanlık sisteminin; demokrasisi yaralı, ekonomisi azgelişmiş, hukuku tarafgir ve siyasi müdahalelere açık bir ülkede çok büyük sorunlara neden olabileceğine işaret eden MHP Genel Başkanı, şöyle dedi:

"Uzlaşma kanallarının kapalı ve ağır aksak işlediği, tahammül ve diyalog kültürünün gittikçe irtifa kaybettiği bir ortamda başkanlık sisteminin açılacağı tek kapı diktatörlük ve otoriteryen eğilimlerin güçlenmesidir. Ayrıca sistem değişikliği her şeyi baştan sona alt üst edebilecek ve muazzam bir siyasi ve hukuki erozyonun oluşmasına zemin teşkil edecektir. Başbakan Erdoğan içten içe yanan federasyon özlemini ve hedefini başkanlık sistemiyle hayata geçireceğini hesap etmekte ve bunun düşünü kurmaktadır. Ancak evdeki hesap Allah'ın izniyle millet iradesine uymayacaktır. Fren ve denge mekanizmaları yetersiz çalışsa da, parlamenter sistemi reforma tabi tutmak, güçlendirmek ve etkinleştirmek hepimizin elindedir. Nihayetinde başkanlık sistemi maceralarla ve belirsizliklerle dolu olup, Başbakan'ın baskıcı yönetimini kuvvetlendirmeye temel teşkil edecek bir özelliği bulunmaktadır. Her şeyden evvel parlamenter sistemi ıslah ederek, eksik ve gediklerini hep birlikte düzelterek yola devam edilmelidir."

Bahçeli "9 Işık" ile ilgillenmesinin Başbakan Erdoğan için aklanıp paklanma fırsatı olacağını da söyledi. "Yakında Sayın Başkan'ın eski ülkücü olduğunu duyarsak ve bununla ilgili aslı astarı olmayan iddialar kamuoyuna düşerse bizim açımızdan hiç de şaşırtıcı olmayacaktır" diyen Bahçeli, "Sürekli çark eden, dün söylediğinden bugün dilim sürçtü diyerek dönen, tek vatan derken iki defa ve ısrarla tek din diyerek iyice şuurunun kapandığını gösteren bu anlayışın, Dokuz Işığın özüne ve bütününe nüfus etmesi bize göre mümkün değildir. Biliyoruz ki, Başbakan kırk fırın ekmek yese de; ülkücülerin çağları aşan idrakini, Türk milletini bir bütün olarak ele alan derin fikri zenginliğini ve bozkurdun eğilmeyen onurlu başını anlaması asla mümkün olmayacaktır. İkazla söylemek isterim ki, 'Dokuz Işık BOP yayınlarından çıkmamıştır" dedi.

-ESKİ MHP'LİLERE GÖNDERME-

MHP'de olup, şimdi ise AKP'de yer tutmuş bazı simaların faaaliyet halinde olduklarının anlaşıldığını belirten Bahçeli, "Bu kişiler üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmekte de son derece gayretli ve iştahlıdırlar" dedi. Bahçeli, "Bu zevatla birlikte Başbakan Erdoğan şu gerçeği hiçbir zaman aklından çıkarmamalıdır. Tarihin hiçbir döneminde kopya ve suret; aslının ve gerçeğinin yerini tutamamış, yerine geçememiştir. Başbakan Erdoğan'ın başkanlık sistemiyle ilgili düşüncelerinin meşrulaştırılması amacıyla Dokuz Işığa müracaat etmesi takdir edersiniz ki istismarcı bir bakışın son oyunu ve tertibinden başka bir anlama gelmemektedir" dedi.

-UZMAN ÇAVUŞLAR-

Uzman çavuşlar ve astsubaylarıyla birlikte, polislerin özlük hakları, çalışma şartları ve ekonomik problemlerinin kapsamlı olarak ele alınması ve samimi olarak çözüme kavuşturulmasını da isteyen Bahçeli, "Bu meslek mensuplarının gerek kariyerlerindeki derece yükselmesiyle ilgili engellerin kaldırılması, gerekse de maaşlarındaki iyileştirilmelerin süratle sağlanması parti olarak başlıca talep ve temennimizdir. Biz bu konuda üzerimize düşen ne varsa yapmaya varız ve AKP'yi acilen Meclis zemininde harekete geçmeye davet ediyoruz" dedi.

ANKA

Express


En Çok Aranan Haberler