HABER

Başbakan Davutoğlu, Şanlıurfa'da

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Biz her halükarda devlet olarak bunu (Çözüm Süreci'ni) sahiplendik ve yürüteceğiz, kim ne yaparsa yapsın yürüteceğiz. Çünkü bu bizim için ilkesel bir konudur" dedi.

ŞANLIURFA (AA) -Davutoğlu, Şanlıurfa'da sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle akşam yemeğinde bir araya geldi.

Buradaki konuşmasında, Çözüm Süreci'nin herkesin meselesi olduğunu belirten Davutoğlu, "Türkiye'nin bütün sathında, gerektiğinde yerel anlamda Akil İnsanlar Heyeti oluşturarak, bu meseleyi devletin yürüttüğü bir proje olmaktan çıkartıp, toplumun bütün kesimlerinin benimsediği ve provokasyona yöneldiğinde, sadece devletin sesinin çıkması değil, diğer toplumsal kesimlerinde 'Hayır, bir dakika bu ülkenin ve bizim geleceğimizin tek temsilcisi siz değilsiniz ve belirleyici olan da bir tek siz değilsiniz' diyerek, herkesin bu süreci benimsemesi..." ifadelerini kullandı.

Toplumsal sahiplenmeyle ileri adımlar atılamayacağını vurgulayan Davutoğlu, "Biz her halükarda devlet olarak bunu sahiplendik ve yürüteceğiz, kim ne yaparsa yapsın yürüteceğiz. Çünkü bu bizim için ilkesel bir konudur, taktik bir konu değildir ilkesel bir konudur ve doğru olduğu için inandığımız için yapıyoruz. Birilerini tatmin etmek ya da birilerinin getireceği bazı negatif unsurlardan kaçınmak için değil" diye konuştu.

(Çözüm Süreci'nde) Üçüncü boyutun hukuk boyutu olduğunu bildiren Başbakan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Psikolojik ortamda karşılıklı bir güven hali varsa, sosyal bir sahiplenme varsa, bu sürecin yürüyeceği bir hukuki zemin olması lazım. O hukuk zemini, yasayı çıkartarak gerçekleştirdik. Kimsenin artık itiraz edeceği birşey yok. Fakat biz o hukuki zemini inşa etmişken sanki bu ülkede hukuk devleti yokmuş gibi sanki bu ülkede herkes kafasına göre istediği adamı vergiye bağlayabilirmiş gibi, sanki bu ülkede yol kesip kimlik sormak, ismini beğenmediğini ya da siyasi görüşüne saygı duymadığını alıp bir yerlere götürme hakkına sahipmiş gibi bir anlayışa gelinirse o zaman birileri Türkiye'yi, Suriye gibi Irak gibi yapmak istiyor anlamına gelir. Biz buna izin vermeyiz. Artık o andan itibaren mesele bir özgürlük meselesi olmaktan çıkıp, güvenlik meselesi haline dönüşür."

-"Hukuk düzenini sarsan, onun altında kalır"

Kavramları dikkatlice kullanarak yol aldıkları bildiren Davutoğlu, "Devlet otoritesi demiyoruz kamu düzeni diyoruz. Devlet kendi otoritesini hukuk düzeni içinde kurar. Biz kullandığımız kamu düzeni yani hepimizin düzeni bütün kamunun düzeni. O düzen bir defa sarsılırsa o düzeni sarsanlar da o yıkıntının altında kalır. Suriye rejimi depremi kendisi başlattı ve zannetti ki sertlik, şiddet ve terör yoluyla birşey sağlayabiliriz" ifadelerini kullandı. Bir yerde hukuk düzeni sarsıldığında sarsanların da onun altında kalacağını belirten Başbakan Davutoğlu, "Biz ne Suriye'yiz ne de Irak'ız. Asırlardır bir arada yaşamış, devlet sürekliliğini hiç kaybetmemiş ve devlet sürekliliği anlamında, devlet anlamında demiyorum, kamu düzeni anlamında söylüyorum. Çanakkale'de beraber savaşmış, İstiklal Harbi'nde beraber savaşmış, Şanlıurfa'yı kurtarırken beraber savaşmış, Gaziantep'i kurtarırken beraber savaşmış, Kut-ül Amare'yi kurtarırken beraber savaşmış nesillerin torunlarıyız" dedi.

- "Yetkiyi halk veriyor"

Bu kamu düzenine herkesin sahip çıkması gerektiğini vurgulayan Başbakan Davutoğlu, şöyle devam etti: "Hepimize ait bu topraklarda her türlü ihtilafın demokratik ortamda, açık ve en aşırı şekilde dile getirilmesi, aşırıdan kastım şiddet anlamında değil, aykırı görüş anlamında ama hiçbir şekilde şiddete başvurulmaması, hiçbir şekilde halktan yetkisini almamış birinin otorite kullanmaması.

Bu sadece devlet, merkezi yönetim açısından değil, halk yetki veriyor, bir belediye başkanı seçiyor. Bu belediye başkanı bizim partimizden olmasa da halk yetki verdiği için bizim için saygındır. Tunceli'ye gittim, Tunceli Belediye Başkanımızla da görüştüm. Nereye gitsem dertlerini, sıkıntılarını dinliyorum. Seçimi kazanana kadar, siyasi parti mensubusunuz ama aldıktan sonra bütün ülkenin başbakanısınız."

"Eğer bir yerde, yerel bir yönetimde bir belediye başkanı seçilmiş ise ve halk ona yetki vermişse, başka birisi onun yerine karar almaya başladığı zaman demokrasi biter" diyen Davutoğlu, bunun bütün bu süreçte demokrasiyi savunduğunu iddia edenler için büyük bir tehlike olduğunu, o andan itibaren meşruiyetin kalmayacağını bildirdi. Davutoğlu, "Kim seçilmişse hesabı o vermeli, yetkiyi o kullanmalıdır" diye konuştu.

- "Meşru bir nitelik kazanması önemli"

Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz eleştirdiğimizde, 'Niye bu şiddet dilini kullanıyorsunuz?' dediğimizde, birçok HDP milletvekili 'Bir kere ok yaydan çıktı, biz de kontrol edemiyoruz' ya da 'Karar bizde değil' dediğinde, o zaman demokratik şartlarda konuşmanın sınırlarına gelinmiş olunur. O zaman kimle nasıl konuşacağız?

Muhataplarımızın bu anlamda netleşmesi ve her bir muhatabın da meşru bir nitelik kazanması önemli. Halktan yetki alması önemli. Bütün bir toplum, bu Çözüm Sürecine, muhatabı olmak bakımından, kamu düzenin devamı konusunda hepimizin hassasiyet göstermesi lazım. Yazık olmadı mı Yasin Börü'ye? Yazık olmadı mı o olaylar sırasında hayatını kaybedenlere?

Ben bugün Kobanili kardeşlerime Kürtçe hitap ettim, bağrımıza bastım. 134 bin Kobanili kardeşimiz 3 gün içinde Türkiye'ye sığındı. Dışarıdan ahkam kesenler 3,5 yıl içinde 130 bin kişi almadılar bütün Suriye'den, biz 3 gün içinde aldık. Bir lütuf gibi söylemiyorum, bu sınırların anlamsızlığını söyleye gelmiş birisiyim, nasıl çizildiğini hepimiz biliyoruz. Suruç ile Kobani kardeştir, Tel Abyad ile Akçakale de kardeştir ama Biri Kürt biri Arap'tır yoğunluk olarak. Çobanbey ile Karkamış, Bayırbucak ile Hatay da kardeştir. Birine sahip çıktığınız zaman, diğerini göz ardı ettiğinizde ve bunu da Türkiye içindeki hukuk düzenini bozmak için bir gerekçe gibi sunduğunuzda, herkes kendi ayağına kurşun sıkmış olur. O bakımdan sizlerin çabasıyla psikolojik ortamı yeniden inşa etmemiz lazım, sosyal zemini ve sahiplenmeyi artırmamız lazım. Kamu düzeni hepimizin düzenidir, bunu sahiplenmemiz lazım."

Çözüm Süreci'ni konjonktürel bir proje olarak görmemek gerektiğini ifade eden Davutoğlu, "Tavır değiştirmemek lazım 'Ben geçmişte Çözüm Süreci'ni benimsemiştim ama Suriye'de durum değişti, ben şimdi durumu değiştireyim.' Hayır... Akil İnsanlar Heyetinde söylediğim gibi, bu milli, özgün ve yerli bir süreçtir. Millilikten kastım bütün bir toplumun benimsemesi. Dışarıdan her hangi bir taraf yok burada. Hep biz bizeyiz, aile olarak biz bizeyiz" diye konuştu.

Davutoğlu, Suriye ve Irak'taki konjonktüre bağlı tutulursa Çözüm Süreci'nin anlamını kaybetmeye başlayacağını, sürecin dış faktörlere bağımlı olmaması gerektiğini de dile getirdi.

AA

En Çok Aranan Haberler