'Başbakan 'Telefonda dikkatli konuş' dedi'

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

"Siyaset kurumu çözüm üretemiyorum diyorsa sorun üreten kuruma dönüşmüştür. Sorunun karmaşıklığı bizi yıldırmamalı. Sorunun üzerine aklımızı kullanarak gideceğiz. Biz sorumluluk üstlenen bir partiyiz. İktidar partisi bizden daha fazla sorumluluk üstlenen partidir. Siyasi aklımızı kullanmazsak şiddet önümüze geçer. Çözümsüz hiçbir sorun yoktur, isyaset aklın işidir.

Konfüçyus şöyle der: Adalet kutup yıldızı gibi yerinde durur geri kalan her şey onun etrafında döner. Adalet kavramı milletin vicdanını yansıtır. Bizde fıldır fıldır dönen adalet var.

Yoksulluğun olduğu bir ülkede gelir dağılımı adaletinden söz etmeyecek miyiz? Çocukların yatağa aç girdiği bir ülkede adaletten nasıl söz edeceğiz. Nerede bir liste yapılsa Türkiye sonlarda. Neden böyle bir tablo çıkıyor.

Önce yurttaş olarak soru sormayı öğreneceğiz. Bu ülkede adalet neden eksik? Beni kim yönetiyor? Verdiğim vergiler nereye gidiyor? Demokrasi soru sormakla başlar.

Fitre, kurban, zekat paralarını yiyenlerin kol gezdiği yerde nasıl adaletten bahsedeceğiz. Adalet kavramına değindim, gelmek istediğim nokta şu. Yolsuzluk yapanlar gücünü nereden alıyor?

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar TOKİ olarak dolandırıldıklarını Meclis'te itiraf ediyor. Bakan, "Başbakan beni böyle konuştuğum için fırçaladı" diyor. Buradan Bakan'a söylüyorum. Sana telefonda kim dikkatli konuş diyorsa devleti soyduran odur.

Nazım'ın çok güzel bir şiiri var. "Abidin bana mutluluğun resmini yapabilir misin?" diyor. Bende bu iki Erdoğan'a soruyorum bana yolsuzluğun resmini yapabilir misin?

Dokunulmazlıklar konusunda söylüyoruz. Kürsü dokunulmazlığı dışında dokunulmazlıkları kaldıralım. Vatandaşlarıma soruyorum. Siz ihaleye fesat karıştıran vekil ister misiniz?

Terör örgütü mensubuyla kuçaklaşmayı doğru bulmuyoruz. Ama bir soruyu sormadan kendimi almıyorum. Bunlar Venezuella'da mı kuçaklaştı?"