HABER

Başbakan'dan önemli açıklamalar

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bir televizyon kanalının canlı yayınına katılarak gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Başbakan'dan önemli açıklamalar
Erdoğan Hakkari'de bugün 8 güvenlik görevlisinin şehit edilmesiyle ilgili olarak terör örgütünün Suriye'den sızdığını ve Türkiye'nin sızmalar devam ettiği sürüce sınırı geçip operasyon yaparak döneceğini söyledi.
**İşte Erdoğan'ın konuşmasının satırbaşları;**
Bütün milletimizin başı sağ olsun diyerek sözlerime girmek istiyorum. Malum dün gece 22,30’da başlayan bir olay. Bu olay neticesinde 6 askerimizin şehit olması, iki geçici köy korucusunun şehit olması bizi üzdü. Allahtan kendilerine rahmet diliyorum.
[ ****](https://www.mynet.com/karacaahmet-cemevi-bir-ucubedir-110100644541)
**“DÜŞMAN ÜLKELER”**
Mücadeleyle ilgili ülke adı vermek bizim için sıkıntılı olabilir. Ama bunların hangi kaynaklardan beslendiği belli. Bu komşu ülkelerde de var, Batı'da da bunlara destek veren ülkeler var. Bunu genel bir ifade olarak değerlendirirsen isabetli olur. Bunun bir şu anda dağdaki mücadeleyi verenlerin aldıkları destekler var. Siyasi mücadeleyi sürdürenlerin aldıkları destekler var.
Mesela bir tespiti daha üzülerek yapmak zorundayım. Ciddi manada aldıkları medya destekleri de var. Yurt içi, yurt dışı. Zaten bölücü terör örgütünün en önemli aradığı şey propagandasını yaptırabilmektir. Buna destek veren yazılı ve görsel medyadır.
**"TAVİZ VERMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL"**
Biz görüşmeleri yaptık. Beraber mücadeleyi kendilerine söylememize rağmen maalesef bu konuda beklenen desteği alamadık. Bunu bir gazetecilikte başarı olarak nitelendirenler de var. Fakat bunun ne getirdiğinin ne götürdüğünün hesabını yapmıyorlar. Kitaplarını da yazıyorlar. Faydalı olduklarını zannediyorlar. Bu ülkede maalesef insanımızın moral değerlerini alt üst ettikleri gibi terör örgütüne de destek vermiş oluyorlar.
Bir kısım medya o eski otoritelerini kaybettikleri için şimdi acaba Ak Parti iktidarını nasıl zayıf düşürebiliriz bunun gayreti içindeler. Tabi Ak Parti’nin bir defa taviz vermemiz söz konusu değil.
**YARALILARI 'ÖLDÜRÜN' DİYORLAR**
Elimizde telsiz notları var. Şemdinli olaylarından. Yaralı olanları diyor 'öldürün' . Onları diyor taşımayın. Bunlar kendi örgütünün içinde olanları bile rahatlıkla öldürebilecek kadar insanlıktan nasipsiz olan bir zihniyetin temsilcileri. Şu anda şunu çok açık net söyleyebilirim. Bizim kontrolümüz dışında olan bir yer yok. Güvenlik güçlerimiz istediği müdahaleyi yapmak suretiyle mücadeleyi gerçekleştiriyor. İşte bunlar hep psikolojik harekatın neticesi bunlar.

**"MUHALEFETİN ÇÖZÜM ÖNERİSİ YOK"**
Muhalefet lideri diyor ki ‘Kürt sorununu çözeriz’ bunu diyen liderin bugüne kadar çözüm önerisi olarak söylediği bir şey var mı? Ziyaret dediler kabul ettik. 10 tane maddenin bir tanesi hariç diğerleri teşhis.
Bir kısım medya kalktı, ana muhalefet kürt sorunun çözmek için yola çıktı dedi. Çıktı da önerileri ne?
Ziyarette şunları söyledim. İşte bizim üç arkadaşımız, işte sizin üç arkadaşınız. Ben talimatı veriyorum, siz de verin hemen çalışmaya başlasınlar.
Önerin varsa söyle. Ortada öneri de yok. O üç arkadaş teklifime de hala cevap yok. İki ay geçti. Biz nasıl inanacağız bunlara?
**"TETİKLERDEN ELİN ÇEKİLMESİ ÇÖZÜM DEĞİL"**
‘Tetiklerden parmaklar çekilsin’ Bayan Zana ziyaretimize geldi. Bu işleri konuştuk. Orada şu ifade kullanıldı. Dedi ki ‘tetiklerden elin çekilmesi lazım’ dedim ki Sayın Zana bakın bir defa sizin bu ifadenizi kabullenmemiz mümkün değil. Tetiklerden elin çekilmesi çözüm değil. Silahların bırakılması çözüm. Bölücü terör örgütü bırakacak. Çünkü güvenlik güçleri silah bırakamaz. Sürekli taşımak zorundadır. Teröriste karşı da asayişi bozanlara karşı da. Bu güvenlik güçleri bunu taşıyarak güvenliği sağlıyor.
Bugün bakıyoruz, parlamentodaki bölücü terör örgütünün uzantısı aynen bunu ifade ediyor: Tetiklerden parmaklar çekilsin. Bir defa bölücü terör örgütünü hala parlamentoda, PKK bir bölücü terör örgütüdür açıklamasını yapmamıştır. Ben kaç kere davet ettim açıklamayı yapın diye. Niye? Oradan besleniyorlar. Benim Kürt kardeşimi de bunlar istismar ediyorlar. Onların terörle alakası yok ki? Bugün belediyelerin bir çoğunda görünen belediye başkanları belediyeyi yönetmiyor. Bunların tayin ettiği kişiler yönetiyor. Bunların da sicilleri malum.
**ŞEMDİNLİ OLAYI**
Öncelikle Şemdinli'de 23 Temmuz itibariyle başlayan bir süreç oldu. Bu sorun süreçte de ifade edilen medya Şemdinli’de bir psikolojik harekatı başlattı ve bu silahlı kuvvetlerimizde moral noktasında ister istemez etkiliyor. Bizi etkiliyor.
Ama orada karada, havada sürekli bir mücadele sürdüren bizim güvenlik güçlerimiz var. Son tabloyu size veriyorum. Şu ana kadar istihbarat bilgileri olarak söylüyorum. 23’ünden itibaren bizim iki şehidimiz var. Fakat 115 terörist etkisiz hale getirildi.
Malum onların kendilerine ait medyaları var ya, isimlerini vermeme gerek yok. Oralardan internet sitelerinden yapılmış işler. Bunu alıyor o dediğim bir kısım medya bunu haber yapmak suretiyle, işte şu kadar Türk askeri şehit oldu, bunlar gizleniyor falan. Bunlar çok çok komik şeyler.
Silahlı kuvvetler kalkar da şehit olan erini gizler mi? Ama burada karşı taraf bir psikolojik harekat yapıyor. Bu tarafta da medya yayın yapıyor. Bilerek ya da bilmeyerek onların tezgahına odun taşıyanlar var. Bunları nereye kadar kabulleneceğiz?
**"MHP'YE ŞÜKRANLARIMI BİLDİRMEK İSTİYORUM"**
İstediği kadar birileri bize ister CHP ister BDP olsun. Bu noktada MHP’ye şükranlarımı bildirmek istiyorum, çok açık net hükümetin yanında olduklarına dair tavrını açıkladı sayın genel başkan. Biz bunu bekliyoruz. Burada bizim yani silah bırakmak yok ,bilmem parlamentoda kapalı oturum yapalım, bunları çok yaptık. Artık icraat yapalım. Biz güvenlik güçlerimizle sonuna kadar mücadeleyi sürdüreceğiz. Ta ki onlar silahı bırakana kadar. Tüm askerimizle bu çalışmanın sürekli içindeyiz. Şahsım, bakan arkadaşlarım sürekli birlikteler, görüşme halindeler.
Eğer bölücü terör örgütü uzantısı olanlar demokrasiye inanıyorlarsa mücadelelerini sandıkta versinler. Sandıkta oy kullanacak olanları, eğer kendilerine inanıyorlarsa güveniyorlarsa… Ahmet Türk’ü görüyorum, o da şu an dağıtmış durumda. Onunda arkasında kim bilir ne tehditler var. Ahmet Türk gibi birisinin bunları kullanması, bir olgunluk var diye düşünürdüm. Onlar kalkıyor Ak Parti’ye oy verenlerin vatan haini olduklarını iddia ediyor.
**"BÖYLE DEVAM EDERSE KUZEY IRAK İLE DOSTLUK ORTADAN KALKAR"**
Bizim asıl sıkıntı alanlarımızdan bir tanesi, Irak – Kandil o bölgeden ülkemize sürekli nüfuz etme gayreti vardı. Son olaylarda yine 200 kadar sızma gayreti oldu. Müdahalesi yapıldı. Amanos’larda mücadeleler var.
Beşar Esad’ın şu anda desteklediği PKK unsurları oradan ülkemize sızma gayreti içerisinde. Tabi ki Baas’ı Türkiye’de destekleyen parti hangi parti? CHP. Şu anda Beşar’ın yanında yer alan hangi parti? CHP. Suriye’den sızmalar oluyor.
**"TEHDİT DEVAM ETTİĞİ SÜRECE OPERASYONLARA DEVAM"**
Operasyon yapılması gereken yere operasyon yaptık. Yaparız. Asla duramayız. Oradan tehdit devam ettiği sürece biz gider operasyonu yapar döneriz. Bunu bilmesi lazım. ' Benim gücüm yetmiyor' diyen bana Maliki’nin kendisidir.
Son dönemde Kuzey Irak’la Bağdat arasında sıkıntı var. Bunu Barzani’nin yaptığımız görüşmede kendisiyle paylaştık. Kendileri rahatsızlıklarını ortaya koydular. Yeni yapılanma çalışmalarıyla ilgili olsun tüm oradaki Kürt gruplar olsun, Arap, Şii ve Türkmen grupları davet etmek suretiyle onlarla toplanacağını ifade etmişti. Maliki’ye karşı bir oluşum başlatmak. O süreç başladı. O süreç şimdilik beklenen hedefe ulaşamadı. Bazı sebepleri nedenleri var.
Şu anda Maliki rahat hareket edemeyecek. Tabi bunların yanında bulunan güçte malum İran’da böyle bir gücü aldığını hepsi söylüyor. Bugün Ahmet Bey iran Dışişleri Bakanıyla görüştü bunu biz de kendilerine söyledik. Bakın bölgede huzursuzluğun sebebi oluyor bu. Biz de kendi aramızda şüpheyle bakmaya itiyor. Bizim birbirimize güvenle bakmamız lazım.
Beraber çalışalım demelerine rağmen atılan olumlu bir adım yok. Sayın Barzani’yle aynı şekilde devam edeceğiz. Ama Kerkük’e Ahmet Bey'in gidişinden rahatsız olmaları aslında şuradan kaynaklanıyor.
Bizim büyükelçimizi çağırmak suretiyle güya nota veriyor. Sen o notayı verirsen, Türkiye’de ona nota verir. Siyaset acemisi olarak kalkıp bana nota veriyor. Biz bu süreç içerisinde Ahmet Bey'in ziyaretlerinde verimli adımlat attığı inancındayım.
**ESAD'IN SONU YAKLAŞTI**
Daha önce Beşar, onlarla kopma mücadelesi içindeydi. Bizden koptuktan sonra nereyle nasıl paslaştığı ortaya çıktı. Bizim bilerek attığımız adımlar var. Ben Dışişleri Bakanımızı Kuzey Irak’a boşuna göndermedim. Dedik ki bunları kararlı biçimde ifade edeceksin. Bu iş eğer tehdit unsuru olarak devam edecek olursa, bizim aramızdaki dostluk ortadan kalkar. Ama bunu biz kardeşlik anlayışı içinde sürdüreceksek sizler artık bu terör örgütüne yaşama hakkı vermemeniz lazım.
Şu anda aldığımız haberlere göre Esad artık finali oynuyor, Esad'ın sonu yaklaştı.

**"KİMSE ÇIKIP İNKAR POLİTİKASI YÜRÜTÜYORSUNUZ DİYEMEZ"**
Kuzey Irak yerel yönetimi Türkiye’ye düşman olduysa bizim bu kadar ticari siyasi ilişkilerimiz Kuzey Irak yerel yönetimiyle niye bu kadar fazla? Bütün burada oraya yatırımlar olduğu gibi alt yapı üst yapı çalışmaları orada yürütülüyor. Özellikle kuzeyde mevcut gelişmeler konusunda söylüyorum. Orada söylenenler hayali haritalardır.
Şu anda bütün samimiyetimle söylüyorum. Güneydoğu’da PKK’nın korkusu onları uzantısı olan partiye oy vermeye itmektedir. Bu korku olmadığı anda bu oylar çok ciddi manada eksilir. O zaman bu sayıları asla göremezsiniz. Bütün ramazan boyu, altı tane bakanım bölgedeki, güneydoğu Anadolu bölgesinde bütün illeri tarıyorlar. Kadın kollarım, fakir fukaranın evlerine gidiyorlar. Şu ana kadar yaklaşık 350 bin koliyi bu evlere dağıttılar. Bunun içinde Türkiye geneli de var.
Bununla beraber bir de milletvekili arkadaşlarımız kadın milletvekillerimiz hepsi şu anda bölgede. Gece geç saatlere kadar oradalar. Aldığım haberler de gayet iyi. Bunun bundan sonra yoğunlaştırarak devam ettireceğiz.
Burada medyanın, yazılı ve görsel terör örgütünün propagandasını yapmaksızın burada hükümetle beraber hareket etmesi lazım. TRT Şeş’i biz niye kurduk? Bu işler için kurduk. Aynı şekilde üniversitelerde enstitüsü kurduk. Asimilasyon diyorlar, yalan söylüyorlar. Kimse çıkıp siz inkar politikasını yürütüyorsunuz diyemez.
**"BİZİM DÖNEMİMİZDE FAİLİ MEÇHUL DİYE BİR OLAY KALMAMIŞTIR"**
10 sene öncesinde böyle bir Ergenekon veya Balyoz, Poyraz şu bu düşünülebilir miydi? 12 Eylül yargılanacak böyle bir şey düşünülebilir miydi? 28 Şubat yargılanacak, bu düşünülebilir miydi? Şu anda bunlar yapılıyor mu? Yapılıyor. Fıratın içinde dışında ne varsa bunların hepsi ortaya çıkıyor.
Fakat bir şeyi söylemem lazım. Bizim dönemimizde faili meçhul diye bir olay kalmamıştır. Biz üzerine gidiyoruz. Onun içinde diyoruz ki kim nerede ne biliyorsa bize aktarsın. Bütün entelektüelimiz yazarımız çizerimiz hepsini aktarsın bize. Bizim Allah’tan ve halktan başka kimseye borcumuz yoktur.
**HATAY'DA YANLIŞ YAPILDI**
Bu konun iki boyutu var. Birincisi bir defa o ilçede benim gençlik kolları başkanımın oradaki kantinde çalışması yanlıştır. Bu birincisi. Çalışmaması gerekirdi. İki tabi milletvekili oğlunun oraya gitmesi orada da bir tartaklanma olayının olması maalesef o da söz konusu. Burada tabi polislerin karşısına bu şekilde çıkarılması yanlış bir olay. Çünkü polislerle eğer böyle bir tespit gerekecekse şikayetçinin onları görmesi ama onların şeyi görmemesi gerekir. Burada ilginç bir düzenleme de yapılıyor. Bu tezgahın içinde maalesef bir CHP milletvekili de ver içerden de ona servisi yapanlar da var. Durumu emniyet müdürü arkadaşımız maalesef iyi yönetememiştir. O tablo üzüntü verici bir tablodur. Konu ile ilgili İçişleri ve Adalet Bakanıma gerekli talimatları verdik. Bütün çalışmalar yapıldı. Yapılıyor. Ondan sonra da gerekil kararı arkadaşlarımız verecektir.

**OBAMA'NIN ELİNDEKİ BEYZBOL SOPASI**
Ben tabi sayın Obama’nın konuşmamız esnasında hangi pozisyonda olduğunu, neyle nasıl konuştuğunu göremem. Fotoğrafın doğruluğunu da bilemem. Benim gördüğüm sayın Obama gayet saygılı, bunu bizden eksik etmemiş bir dostumdur. Ben o medyadaki komik yorumlara itimat etmiyorum. o Obama duruşuyla saygılıdır.

**CUMHURBAŞKANLIĞI ADAYLIĞI**
**-2014’te aday olacak mısınız?**
Ben bu konuyla ilgili olarak, şu anda Cumhurbaşkanlığı seçimlerine iki yılı aşkın bir zaman var. Tabi Türkiye olarak bizim de çok işimiz var. Biz 2014 hedeflerini belirliyoruz, diğer taraftan 2015-2023 bunu da belirliyoruz. Bu olayın gündeme bu şekilde düşmesi bizi üzmüştür. Bizim sayın Cumhurbaşkanımızla aramızdaki mesafeyi kimse açamaz, kimsenin haddine değildir.
Basın müşaviri arkadaşımızın böyle bir şeyi girmesi haddine değildir. Cumhurbaşkanımızla aramızdaki şeyi biz kendimiz hallederiz. Biz fiili, hukuki durumları birlikte yaşadık. Kimse bizden bunun yeniden ispatını beklemesin. Biz bu iki yıllık süreçte bununla uğraşacak değiliz.
**YEREL SEÇİM ALTI AY ÖNCEYE ALINABİLİR**
Yerel seçim altı ay önceye alınabilir. Cumhurbaşkanımızla bizim aramızdaki hukuku bozmaya kimsenin yetkisi yoktur. Buradan kimseye ekmek çıkmaz, boşuna uğraşmasın.
Bugün başkanlık sistemi demokrasi dışı bir sistem değildir. parlamentosuyla hatta çift parlamentosuyla, bir milletvekillerinden oluşan iki senatolardan oluşan. Ben bunu illa böyle olsun iddiasında değilim. Bunun kararını milletimin vermesi lazım. Bunlardan niye kaçıyoruz?
Koalisyon hükümetlerinin olduğu batı çöküş sürecini yaşıyor. Eğer Türkiye bir istikrar yakaladıysa koalisyonlar hükümeti olmadığı için yakalamıştır. 10 senenin iki sır kelimesi vardır. Bir istikrardır, iki güvendir.
Bakın başkanlık sistemi olmadı, bir başkası var yarı başkanlık sistemi. O sistemde sizi koalisyona mahkum etmiyor. Benim tek başıma kararını vereceğim karar değil. Partimin de değil. Benim partimin oy sayısı yeterli olsa, parti içinde bunu tartıştırırım.
Bakıyorsunuz ana muhalefet hemen tersliyor. Tartışalım. Bunu sayın Özal, Demirel gündeme getirildi. Ama Tayyip Erdoğan bunu seslendirince feryat ediliyor.
Bu defa dedim ki, gelin partili cumhurbaşkanı olsun. Yahu kardeşim, hiçbir cumhurbaşkanının partisi yoktur diyebilir misiniz? Partiden gelmedi diye rahmetli Özal’a yahu bunun partisi yok diyebilir miydik? Hepsi de bal gibi, yıllarca başkanlıklarını yaptıkları partide icralarda bulunmuşlardır. Öyle krallık, padişahlık yok. Bunların hiçbiri bunlara benzemiyor.
-Parti tüzüğünüz değişecek mi? Sizin Köşk’e çıkma ihtimaliniz söz konusu olursa, partinin yönetimi nasıl şekillenir?
Biz tabi bu üç dönem olayını hücreler artık tazelensin. Fakat orada bir eksiklik vardı. Üç dönem arka arkaya milletvekilliği yapan, bir dönem ara verip tekrar aday olabilir. Aynı şey genel başkanlıkta da. AK Partinin geleceğe yönelik, biz fanilerle bu tür siyasi hareketleri fanilerden çok ilkelerin kalıcı kılınması çok önemli. Siz ilkelere sadık kalırsanız, o fanilerde bu ilkelere göre hareket ederlerse başarıyı kolay kolay kaybetmezsiniz.
Tayyip Erdoğan her an ölebilir. Sağ kalacağına dair bir garanti var mı? Ama Ak Parti her an benim genel başkanım ölebilir, öldüğü anda bu işi kim yapabilir, böyle bir soruyu sorma sıkıntısına bile düşmemeli. Bu ülke benlerin partisi olmayacak, bu parti bizlerin partisi olacak.
- Peki tüzüğü değiştirmek isterlerse?
Bu onların sorumluluğu. Vebali onların üzerinde olur. İlk seçimde dibe vururlar. Eğer biz yüzde 50’ye kadar gelebildiysek samimi tavrımızdan dolayı geldik.
**DOLMABAHÇE'DEKİ GÖRÜŞME**
Şimdi bu zaten biz iktidara geldiğimiz andan itibaren dedikodu olarak olan şeyler bunlar. Bir gece yatarsınız ertesi gün böyle kalkabilirsiniz. Bunlar hep söylendi. Biz bu tür şeylere fazla kulak assaydık zaten buralara gelemezdik. Biz bu noktada silahlı kuvvetlerimizle olsun bizim hizmet aşkımız var. Bunun gereği neyse o şekilde de sürdürürüz. 27 nisan akşamı bir bildiri yayınladı. Medya buna muhtıra demiştir. Ben bunu böyle kabul etmedim. Ertesi sabah biz zaten onun cevabını verdik. Eğer muhtıra diyorlarsa, onun üzerine daha güçlü bir muhtırayı biz verdik.
Söylenen nedir? Ordumuz Atatürkçüdür. Öyle misiniz? Öyleyseniz, o zaman Ata’nın bu sözü kulak arkası demezsiniz. ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’
Hükümet olarak biz de değerlendirdik. Buranın verdiği karara siz tabii olacaksınız dedik. İşte Dolmabahçe’de ne konuşuldu? Genelkurmay Başkanı’mla her şeyi konuşurum. Ama ben kendisiyle o 27 Nisan ardından görüşmeydi malum. O zaman böyle bir görüşmeyi burada yaptığımızda kendisine ben dedim ki ‘Bakın bu aramızdaki görüşme siz de kaldığı sürece bilesin ki benimle mezarıma gidecek. Ama sizden bir şey çıkarsa ben de söyleyeceğimi söylerim’
İki insanın kendi arasında mahremi olmaz mı? Bak çıktı bir tane milletvekili, CHP’nin içinde, bakanlık yapmış bir adam, affedersiniz çıktı genelkurmay başkanı’nın hanımıyla alakalı bir şeyler söyledi.
Sır diye bir şey yok mu devlette? Bizim bir çok yazışmalarımızda çok gizli var. İsme özel var. Hiç orada olmayan bir kişinin kalkıpta hanımıyla ilgili konular konuşuldu gibi çirkin yaklaşımlar, nitekim yargıda da kaybetti zaten. Böyle bir şey olabilir mi? İn cin bir şeylerin mi var senin? Neyin nesisin böyle bir şeyi söyleyebiliyorsun?
**YAŞ KARARLARI**
İlker Paşamıza yapılan benzetmeleri doğru bulmuyorum. Bir örgütün mensubuymuş gibi yaklaşımları çirkin buluyorum. TSK’da, Genelkurmay Başkanlığı görevine gelmiş biri için bu yakıştırmaları doğru bulmuyorum. Tutuklu yargılanmasını dahi doğru bulmuyorum. Tutuksuz yargılanmasından yanayım.
Şu anda içeride olan insanların hepsi haklı olarak içeridedir diyemeyiz. Kim bilir burada düşünce noktasından, hatta hatta geçin onu adi suçlardan bile bir çok insan içeriye atılabiliyor. Yanlış hükme mahkum olanlar da var. Beni niçin içeri attıklarını ben bilemiyorum. Çünkü devletin bütün kitaplarında Milli Eğitim Bakanlığı’nın kitaplarında olan bir şiiri okuyan insan içeriye giriyor. Bunun hiçbir şeyle izahı yok ki. Geliyorlar ambalajlıyorlar, o ambalajla içeri koyuyorlar.
Silahlı kuvvetler mensuplarının tutuksuz yargılanması gerekir. Ben kolay kolay bir silahlı kuvvetler mensubunun bu ülkeden kaçacağına ihtimal vermiyorum. Sivillerden kaçanları biliyoruz da ama şuana kadar TSK’dan ayrılıp bir tane kaçan var. Bunun dışında olmadı. Hatta hatta NATO’da görev yapan, yurtdışında görev yapan personellerimizden bu süreç içerisinde olanlar, bakın çağrılmışlardır ailelerini bırakmak suretiyle gelmişler ve tutuklanmışlardır. Bu bir inceliktir. Bir hassasiyet var. Öyleyse tutuksuz yargılarsınız.
Ama bu şekildeki bir yaklaşım hakikaten bir çok sıkıntıya neden olmuştur. Üzülerek söylemek durumundayım. Gerçekten bizim bu son Yüksek Askeri Şura, başta Genelkurmay Başkanım olmak üzere, oradaki ekipte görev alanlarla hakikaten iyi bir çalışma oldu.
Burada bir şeyi söylemem lazım. Bazen bilir bilmez bazı şeyleri yazıyorlar. Emekli edilen generallerle ilgili özellikle yazıyorlar. Efendim diyor, bu 55 general ve amiral bunlar basın açıklamasında yer aldığı gibi kadrosuzluk nedeniyle emekli edilmişlerdir. Bu bir yıl daha niye uzatılmadı?
Bu uzatma kararını askeri şura ya bir ihtiyaç nedeniyle verir, eğer ihtiyacı yoksa emekli eder. Çünkü bir generalin generallikte kalma süresi normalde 4 yıldır. Ya terfi edilir, ye ertelenir yada emekli edilir. İhtiyaç olanlar terfi edilmiştir veyahutta ertelemeye girmiştir. Ama olmayanlar da kadrosuzluk nedeniyle emekli edilmişlerdir.
**EKONOMİK DURUM**
Bakın ekonomide batı bir çöküşü yaşıyor. komşu Yunanistan her taraftan destek gelmesine rağmen belini doğrultamıyor. Öbür tarafta İtalya aynı şekilde. İki tarafta da teknotratlar hükümeti var. Belçika Hollanda İspanya aynı sıkıntıları yaşıyor.
Ama şurada bir kıyas yapmak zorundayız. Biz göreve geldiğimizde her zaman söylüyorum, merkez bankası bizim için en önemli yer. Sizin Merkez Bankanız sağlam olursa güçlü kalırsınız. 27,5 milyar döviz rezervi vardı Türkiye’de, üçlü koalisyon dönemi. Bizim şu an döviz rezervimiz 99 milyar dolara ulaştı. Biz arkadaşlarıma dedim ki, 100 milyar dolara çıkarmamız lazım, ama görüyorum ki biz bunu aşacağız.
İkinci bir konu IMF konusu. Bizim borcumuz 23,5 milyar dolardı, şu anda 1,7 milyar dolara düştü. Biz onların 1,2 ortağıyız aynı zamanda. IMF’nin sıkıntısı var, ülkelerden borç istiyor. Biz de şu an 5 milyar dolar borç vermek için IMF’yle görüşüyoruz. Ama bizim zaten 2013’ün Nisan’ında borç ilişkisini bitiriyoruz. O verdiğimiz 5 milyar dolarda Merkez Bankası’nın tahvili gibi, istediğin an bunu çekebileceksin.
Türkiye’yi borçlu bir ülke olarak gösteriyorlar. Bizim milli gelire oranımız yüzde 73’tü. Ama şu anda oranımız yüzde 39. bakın buraya düştük. Ama Avrupa’daki ülkeler…
Bizi teğet geçti demiştim. Biz yere sağlam basıyoruz, dikkatli gidiyoruz. Bizim mali disiplinden taviz vermeyişimiz. Tasarruf politikalarını iyi işletişimiz, arkadaşlarımın görevlerine sadık kalışları bizi sapmalardan korudu.
**EMEKLİ ORG. ÖZKÖK**
Hilmi Özkök Paşa ile olan süre dört yıllık süreydi. Bizim ilk dönemimiz. Ekonomi olarak Türkiye’nin krizde olduğu bir dönem. Dünya yüzünüze bakmıyor. Yoksulluk felaket. Yasaklar ülkesi. Böyle bir durumdayız. Böyle bir durumda bizim özellikle silahlı kuvvetlerimizle olan ilişkilerimiz önem arz ediyor. Biz o dört yılı iyi geçirdik. O daha sonrası için iyi bir temel taşı oluşturdu. Ondan sonra da iyi yürüdü. Şimdi de Özel Paşa ile başarılı bir süreç yaşıyoruz. Temenni ederim ki bu başarılı süreci bütün kurumlarda yaşarız.
**ARAKAN VE MYANMAR**
Çarşamba günü eşim ve kızım Arakan ve Myanmar’a bir ziyaret gerçekleştirecek.

En Çok Aranan Haberler