ANKARA (İHA) - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal; hükümeti ekonomik gidişat, çiftçi politikasına ve Meclis'e getirilecek yeni yasa tasarıları konusunda sert şekilde eleştirdi. Döviz kurundaki politikanın kaygı verici olduğunu belirten Baykal, çiftçilerin kredi borçlarında işletilen sistemle çiftçiye zulüm yapıldığını söyledi. Sözde Ermeni soykırım iddialarının çürütülmesi için CHP'nin başlattığı girişimin sonuç verdiğini kaydeden Baykal, "Ermeniler kaytarıyor. Arşivlerini açmayacaklarını şimdiden açıkladılar" dedi.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, bugün partisinin Meclis'te yapılan grup toplantısındaki konuşmada, ekonomik gidişatın kaygıları arttıran bir seyirde gittiğini belirterek, Türkiye'de izlenen kur politikası, gerçeklerden kopmaya başladığını söyledi. Kur politikasının Türkiye dışına yönelik olarak çalışmaya başladığını ifade eden Baykal, "Türkiye'nin serveti, izlenen kur politikası sonucu, Türkiye'nin zenginliklerinin dışarı aktarılmasına neden olmaktadır. İhracat ötesinden ithalata dayanma, kredi politikasıyla tüketiciyi bilinçli olarak borçlandırma politikası izlenmektedir. Şuanda Türkiye'de yabancıların 37.7 milyar dolarlık bir portföy yatırımı vardır. Fabrika yatırımı değil. Tamamen para, bono ve hisse senedi düzeyinde yaptıkları yatırımın rakamı bu" dedi. Ekonominin şartlarının yüzde 30 faizin yabancı yatırımcının Türkiye'ye girmesine neden olduğunu belirten Baykal, bu paranın ilk fırsatta, 'bana müsaade' deyip kaçacağını, bu modelin işlemeyeceğini söyledi.
"BAŞBAKANLIK UÇAĞI KAÇA ALINDI?"
Doğrudan gelir desteğinin mülkiyete dayalı olarak verilmesinin yanlış olduğunu ifade eden Baykal, arazi kiralayarak çiftçilik yapanların destek ve primden yararlanamamasının da çarpık bir anlayış olduğunu vurguladı. Narenciyeye prim verilememesinin büyük sıkıntıya neden olduğunu dile getiren Baykal, çiftçinin perişan olduğunu belirtti.
Baykal, Başbakanlığa alınan uçağı gündeme getirerek, "Başbakana uçağın kaça alındığını sorduk. 'Ticari sır' diye açıklamadı. Ben söyleyeyim; uçağın fiyatı 45 milyon dolar. '8 milyon dolar ek yatırım bulamadık' diye SEKA Fabrikası'nı kapattık. Pamuk üreticisine prim veremedik. Narenciye üreticisini, ay çiçek üreticisini perişan ettik. Utanıyor musun fiyatını söylemekten?" diye konuştu.
Baykal, çiftçilerin kredi borçlarını da örnekleriyle gündeme getirerek, şunları söyledi:
"Çiftçinin borçlarını siliyoruz dedikleri halde, hiçbir ciddi çözüm getirmediler. Ertelemenin işlemediğini, çiftçinin ciddi bir borç yükü altında ezildiğini söylüyorduk. Konya'da Ramazan Kaya, bu arkadaşımızın aldığı para 20 milyar lira. Bu paranın şuanda geldiği miktar 189 milyar lira. Ziraat Bankası'nın resmi yazısı. İbrahim Doğanay, 11 milyar 440 milyon lira kredi almış. 3 milyar 650 milyon lirasını ödemiş. Şimdi borcu 36 milyar 450 milyon lira. Çiftçi bu parayı nasıl ödeyecek? Bu haksızlıktır, zulümdür"
Baykal, kontrolsüz bir piyasanın ette, içkide ve pek çok konuda kaçak üretim ve tüketime neden olduğunu da vurguladı.
"ERMENİLER KAYTARIYOR"
Baykal, CHP'nin girişimiyle Ermeni Soykırımı konusunda çalışma yapılmaya başladığını ifade ederek, Mavi Kitap'ın bir propaganda malzemesi olduğunu belirtti.
Ermenilerin arşivlerin açılması önerisini daha baştan reddettiğini kaydeden Baykal, "Türkiye ilk kez bu konuda insiyatif aldı. Arşivlerin açılmasını istedi. Ama Ermeniler kaytarmaya başladılar" dedi. Baykal, şunları söyledi:
"Bunun bu şekilde kabul edilmesini sağlamak ve çürütmek için çalışma yapılmasını istedik. Araştırmacılar, gözlemciler, bu gerçeği bizimle birlikte ifade etmeye başlamıştır. İngiliz Araştırmacı, bu kitabın propaganda malzemesi olduğunu ifade etmiştir. Yabancı araştırmacılar bunu söylerken, yerli araştırmacıların 'sağlım bir araştırma, sonra utanırsınız' dediklerini ibretle izliyoruz. Amerika'yı İngiltere'nin yanında savaşa çekmek için yazılmıştır. Bu iddiamızı her platformda söyleyeceğiz. Bu konuda arşivlerimizin birlikte açılması ve değerlendirilmesi gerekiyor. Herkesi bilimsel çalışmaya davet ettik. Ermeniler bu arşiv çalışmasını reddediyor. Türkiye insiyatif almıştır. Susturulmuş bir toplum olmaktan ilk kez çıktık. Kaytarmaya başladılar. 'Türkiye'ye soykırım yaptınız' dediler. Şimdi biz, bu tavrımızla soykırım sözünün öyle uluorta kullanamayacağını, ciddi içeriği olan bir kavram olduğunu anlatmaya çalıştık. Karşılıklı acı olaylar yaşanmıştır. Yaşanan olayları soykırım diye nitelendirmeyi tarihi sorumluluk anlayışı ile bağdaşmaz. Oradaki soy da, buradaki soy değil mi? Soykırımı sözü geçerli değildir. Kırılması gereken bir soy anlayışı ile hareket edilmemiştir. Bir çatışma ortamında acı olaylar yaşanmıştır. Göç zorlaması soykırımı sayılırmış. Böyle şey olur mu? Gelecek nesilleri suçlamaya ne hakkınız var? Doğmamış fertleri suçlamaya, itham etmeye hakkınız yok. Bunu kabul etmemiz mümkün değil"
"KADROLAŞMADA DOLDUR-BOŞALT SİSTEMİ İŞLETİLECEK"
Kombassan olayının Meclis'te araştırılması için verilecek önergenin AK Parti tarafından reddedildiğini hatırlatan Baykal, TBMM'nin bu sosyal yaraya neşter vurma şansını kaybettiğini, bugünkü Meclis'in bu facianın üzerine gidemediğini belirtti. Baykal, İslami sermaye kuruluşlarına destek verilmesine yönelik uluslararası anlaşma ve tasarıyı da eleştirdi. Baykal, "Çok tehlikeli bir yaklaşım. Türkiye duyarlılığını sergileyemiyor. Biz CHP olarak bunun yanlış olduğunu tüm Türkiye'ye ilan ediyoruz" dedi.
Özelleştirme uygulamalarını düzenlemek için hazırlanan tasarıyı da eleştiren Baykal, bu tasarı ÖİB'na şirket kurma yetkisi verdiğini, kurulacak şirketin özel personel alabileceğini söyledi. Baykal, "Özelleştirme İdaresi'ne, sen özel bir şirket kurabilirsin deniliyor. Şirket kurulacak, personel alınacak. Sonra o personeli yatay geçişle Devlet Personel Dairesi'ne gönderecek. Kamu kesine geçişi sağlayacak. Doldur-boşalt sistemi. Olmayan bir ihtiyaca dönük istihdam yapacak. Bu yakışıyor mu? AK Parti'ye sırtını dayayan, özel şirkete özel memur olarak işe başlayacak. Sınavı kazanan vatandaş açıkta kalacak. Olur mu böyle şey? Sağlıkta da aynısını yaptılar. Özel şirkettekileri kamuya geçirmek için tasarı hazırladılar. Emme basma tulumba. Artık hükümet kalıcı tahribat yapmaya başlamıştır" diye konuştu.
Bu arada, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, parti grubuna geldiğinde Kayseri ve Konya'dan geldikleri öğrenilen bir grup çiftçi ve yetiştirici Baykal'ın etrafını sardı. Baykal'a zaman zaman elle de dokunarak uyarılarda bulunan çiftçiler bağırarak, hükümete daha sert eleştiride bulunmasını istediler. Baykal zorlukla çiftlerin arasından ayrılıp konuşmak için kürsüye çıkabildi.