HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Behçet hastalığı nedir? Tedavisi şiddete göre değişiyor!

Behçet hastalığı, Türk doktor Hulusi Behçet tarafından tanımlanan ve dünyada herkes tarafından behçet sendromu olarak bilinen bir hastalıktır. Özellik itibariyle damarları tutar. Hangi bölgedeki damarları tuttuysa, o organ sisteminde yarattığı hastalıklarla karakterize edilir. En sık görülen bulguları ağızda aft adı verilen yaraların çıkmasıdır. Bu yaraların genital bölgede de görülme şansı vardır. Behçet hastalığının en önemli belirtisi gözleri tutmasıdır. Göz kayıplarına neden olabilmektedir.

Behçet hastalığının sebepleri tam olarak bilinmez. Bu konuyla ilgili olarak birçok teori ortaya atılmıştır ancak tam olarak nereden geldiğini bilmiyoruz. Özellikle bir bağışıklık sistemi hastalığı olduğu düşünülür. Bir diğer düşünce de genetik orijinli olabileceği üzerinedir. Çünkü behçet bir takım coğrafi bölgelerde yaygınlık gösterir. Özellikle Türkiye coğrafyasında, Akdeniz havzasında, Japonya'da ve bazı Akdeniz çevresine yerleşmiş ülkelerde ve de İsrail'de sık görülmesi nedeniyle genetik özellikleri olabileceğine dair fikirler vardır.

BEHÇET HASTALIĞININ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Behçet hastalığının bir çok belirtisi olabilir. Özellikle bir damar iltihabı olarak tanımlandığı için bu damar iltihabı hangi organda gerçekleşiyorsa ona ait bulgular ortaya koyar. En önemli bulgusu deri altı doku damarlarını tutmasından kaynaklanan bulgulardır. Özellikle ağızda aft ya da genital bölgede ülser ya da aft dediğimiz yaralarla tanımlanır. Bunun dışında ikinci önemli bulgusu göz tutulumudur.

Göz tutulumu son derece sıkıntılı sonuçlar doğurabildiği için de önemlidir. Ayrıca behçet hastalığı bir takım merkezi sinir sistemi organları ya da bazı damarları tutabilmesi nedeniyle de kendine ait bulgular ortaya koyar. En sık gördüğümüz damar bulgularından biri bacak damarlarının iltihaplanmasıdır. Bu iltihap iki türlü olabilir; bazen yüzeyde bulunan toplar damarları tutar, bazen de derinde bulunan toplar damarları. Aynı şekilde atar damarlarımızı tutarak çeşitli tıkanmalara ya da başka bir takım damar bulgularına da neden olabilmektedir.

Bir diğer bulgusu ciltte ortaya çıkan eritema nodozum adını verdiğimiz ağrılı kırmızı şişliklerin ortaya çıkmasıdır. Ayrıca eklem ağrıları, artrit gibi ya da halsizlik, yorgunluk gibi çeşitli belirtiler de görülebilir.

BEHÇET HASTALIĞI TANISI NASIL KONUR?

Behçet hastalığının tanısı gösterdiği bulguların birkaç tanesinin bir arada olmasıyla konulabilir. Kullanılan tek anlamlı test paterji adını verdiğimiz bir testtir. Paterji, derinin içine steril bir iğnenin sokulmasıyla yapılan son derece basit bir testtir. Fakat sonuç verdiğinde bizi behçet hastalığına yaklaştıran önemli testlerden biridir. Ayrıca ağızda ya da genital bölgede aft bulunması, göz bulgularının olması ve deride bir takım bulguların birlikte bulunmasıyla tanı konma şansına sahiptir. Bunun dışında teşhiste başka bir test kullanılmaz.

Son yıllarda doku gruplarına bakarak, bazı doku gruplarının behçet hastalığında sık görülmesi nedeniyle anlamlı bir sonuç olduğu düşünülmüştür. Fakat bu doku grubuna sahip olan insanların da hepsinde behçet hastalığı yoktur.

BEHÇET HASTALIĞI NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Behçet hastalığının tedavisi genelde şiddetine bağlı olarak değişmektedir. Özellikle hayatı ya da bazı organları tehdit edecek kadar ağır olduğunda bağışıklık sistemini baskılayan bir takım ilaçları kullanarak tedavi etme şansına sahibiz.

Özellikle göz tutulumunda ve merkezi sinir sistemi tutulumunda yüksek doz kortizon, kolşisin, azatioprin ya da benzeri siklofosfomit gibi ilaçlarla kontrol altına alınmaya çalışılır. Rutin olarak sadece ağızda ya da genital bölgede aftların bulunduğu ya da bir takım eklem ağrılarının olduğu hafif vakalarda hastalığı kontrol etmek için kolsin adını verdiğimiz ilaçları kullanmayı tercih ederiz. Bunun dışında behçet damarları ya da benzeri başka sistemleri tuttuğunda onlara yönelik de özel tedaviler planlanmaktadır.

BEHÇET HASTALARI NELERE DİKKAT ETMELİDİR?

Behçet hastalığında göz tutulumu çok önemli olduğu için hastalar özellikle bu konuda uyarılmalı ve belirli aralıklarla da göz kontrollerine götürülmelidir.

Ağızda yaraları tetikleyen çeşitli faktörler vardır. Asitli içeceklerin içilmesi ya da baharatlı yiyeceklerin fazla tüketilmesinden sakınılmalıdır. Ayrıca bazen hastalığın şiddetlenebileceği göz önünde bulundurularak, hastalar mutlaka behçet hastalıkları polikliniklerine yönlendirilmelidir.

Üniversitelerimizin bünyesinde birçok doktordan oluşan behçet hastalıkları poliklinikleri vardır. Burada dermatologların yanı sıra romotoloji uzmanları, göz doktorları hatta bazen kalp damar cerrahları ve nöroloji uzmanları birlikte çalışır. Behçet hastalığının gelişmesiyle birlikte hastalarımıza mutlaka bir merkez tarafından takip edilmeleri gerektiğini önermeliyiz.

BEHÇET HASTALIĞINDA GÖZ TUTULUMU NASIL OLUR?

Behçet hastalığında hedef olarak damarlar alındığı için gözdeki damarların da tutulumuyla o bölgede gelişen iltihaplar bir takım özel göz bulgularına neden olur. En sık gördüğümüz göz bulgusu üveit adını verdiğimiz iltihaplanmadır. Ayrıca iridosiklit ya da ektropion gibi bir takım başka göz hastalıklarına da neden olabilir. Buradaki en büyük korkumuz hastalığın ilerlemesi ve körlüklere kadar ulaşabilmesidir. Bu sonuçtan kaçınmak için mutlaka erken evrede tedaviye başlamak gerekir.


Mynet Youtube

En Çok Aranan Haberler