Beynin kendi yapısından kaynaklanan tümörlerin yarıya yakını kanser özelliği gösterir, diğer yarıya yakını da genelde selim olma özelliği gösterir.
BEYİN TÜMÖRÜ NASIL OLUŞUR?
Beyin tümörlerinin oluşumunda pek çok faktör öne sürülmüştür fakat, ailesel geçiş söz konusu değildir. Bilinen en önemli faktörler; iyonize radyasyon, bazı petro kimyasal ürünler, onun dışında yüksek gerilim hatları, bazı virüsler ve travmalardır. Fakat kesin olarak bire bir ailesel geçişi olan bir genetik özellik ortaya konmamıştır. Bununla birlikte bazı ailesel kanser sendromlarında beyin tümörü daha sık görülür.
BEYİN TÜMÖRÜ OLUŞMA RİSKİ KİMLERDE YÜKSEKTİR?
İyonize radyasyon altında kalanlarda, vücuttaki hücrelerin DNA'sını bozucu radyasyona maruz kalanlarda, yüksek elektrik voltajına maruz kalanlarda, petro - kimyasal ürünlere maruz kalanlarda ve bazı virüslere maruz kalanlarda daha yüksek olarak rapor edilmiştir. Fakat bunlarla ilgili kesin olarak ortaya konmuş deliller mevcut değildir.
Cep telefonlarında da uzun süreli kullanım sonucunda, bazı iyi huylu beyin tümörleriyle ilişki kurulmuştur. Bunun dışında beyni saran zardan kaynaklanan daha selim davranışlı tümörlerde, çocukluk çağlarında ya da daha genç yıllarda yaşanan travmaların etkileri olduğu öne sürülmüştür. Bu konuda kanıtlar mevcuttur.
İYİ HUYLU TÜMÖRLERİN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?
İyi huylu beyin tümörleri, belirli bir zarla kendini sınırlayan, çevre beyin dokusuna yayılmayan, bütün olarak çıkartılması mümkün, ameliyat sonrası geri gelmeyen selim tümörler olarak tanımlanabilir. Bu tümörler beynin genellikle zar kısmından çıkan hemanjiomlardır ve primer beyin tümörlerinin önemli bir kısmını oluşturur.
Onun dışında hipofiz bölgesinden kaynaklanan hipofiz adenomları da yine benign tümörler grubundandır. Beyin boşluklarından kaynaklanan sorunlar, benzer şekilde derece 1 tümörlerdir ve selim grup içerisinde yer alır. Beyin dokusundan ayrılabilen, tamamen çıkartılabilen ve geride iz bırakmayan tümörler, selim grup içerisinde yer alır ve beyin tümörlerinin yaklaşık yarısını oluşturan gruptur.
KÖTÜ HUYLU BEYİN TÜMÖRÜNÜN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?
Kötü huylu beyin tümörleri, genellikle beynin glia tabakasından köken alan, beyine saldırır şekilde yayılan, belirli bir sınırı olmayan habis kitlelerdir. Bunlar içerisinde glialler önemli bir grubu oluşturur. Cerrahi sonrası mutlaka standart olarak radyoterapi ve eşlik eden kemoterapi gerekmektedir.
İçi su dolu bir kap beyin olarak düşünülebilir. İçine damlatılan mürekkep damlası da tümördür, mürekkebin yayıldığı gibi tümör de beyne dağılmaktadır. Burada yapılabilecek cerrahi müdahale de en fazla kötü huylu olan tümör kısmını çıkarmaktır. Ama daime çevreye yayılım söz konusudur. Mikroskop altında bu ameliyat yapılsa dahi, cerrahi sonrası hücresel düzeyde daima habis hücreler vardır.
Bunların çözümünde radyoterapi, ışın tedavisi ve daha sonrasında kemoterapi kullanılır.
BEYİN TÜMÖRÜ BELİRTİLERİ NELERDİR?
Beyin tümörünün en önemli belirtisi, uzun süreli inatçı ve ilaca dirençli baş ağrısıdır. Bu baş ağrıları özellikle sabahları şiddetli olabilir. Belirli bir şekil gözetmez, tek tarafları göz çevresinde olan ya da gün sonuna doğru ortaya çıkan gerilim tipi baş ağrıları gibi davranış göstermez. Ortaya çıkış süresi önemlidir. Bir kaç aydan beri olan, ağrı kesicilere dirençli baş ağrısı, özellikle 50-60 yaş grubunda aksi ispat edilmedikçe beyin tümörü açısından tetkik gerektirir.
Beyin tümörlerinin diğer önemli bir bulgusu, baş ağrısına eşlik eden, bir vücut yarısında görülen güçsüzlük ya da his kaybıdır. Bu da önemli bir kardinal bulgudur. Ayrıca daha önce hiç öyküsü olmayan bir hastanın, aniden sara nöbeti geçirmesi de beyin tümörü habercisi olabilir. Buna eşlik eden bulantı, kusma, baş dönmesi, göz hareketlerinde bozulma, dengesiz yürüme, işitme azalması, yüz felci de beyin tümörü habercisi olabilir.
BEYİN TÜMÖRLERİ NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Beyin tümörlerinin tedavisi, modern beyin cerrahisinden beri genel anlamıyla çok değişmemiştir. Tabii ki teknik işlemler gelişmiştir, fakat tedavideki temel amaç, beyin dokusunu herhangi bir yapısal kayba neden olmadan çıkarmaktır. Tümör dokusu önemli damarsal yapılara yakınsa, tamamı çıkarılmamalı, kalan kısımlara radyoterapi uygulanmalıdır. Ancak tedavide temel yaklaşım radikal cerrahidir.
Daha sonrasında ise tümörün patolojik sonucuna göre, selim tümörde hastalar çoğunlukla kontrollere çağrılmaktadır. Eğer habis tümörse, standart olarak ışın tedavisi uygulanmaktadır.
BEYİN TÜMÖRLERİ NASIL TESPİT EDİLİR?
Beyin tümörleri, özellikle son yıllarda görülen nöroradyolojik görüntüleme teknikleriyle çok daha rahat tespit edilebilir hale gelmiştir. Beyin dokusu ve beyin içerisinde kitle oluşumu, çok detaylı bir şekilde gözlemlenmekte ve teşhis büyük bir kesinlikle nöroradyolojik olarak ortaya konmaktadır. Fakat kesin teşhis, beyinden alınan parçanın patolojik değerlendirilmesi sonucu, patoloji uzmanlarınca konmaktadır.
BEYİN TÜMÖRÜ AMELİYATI NASIL YAPILIR?
Beyin tümörü ameliyatları, modern mikro cerrahi yöntemler kullanılarak yapılmaktadır. Standart olarak hastanın ameliyat öncesi hazırlığı gerekmektedir. Hastanın genel durumunu değerlendirmek önemlidir. Hastanın kalp, kardiyolojik ve akciğer durumu değerlendirilir. Anestezi uzmanlarınca ameliyat edilebilirliğine karar verilir. Teknik olarak, kafatasından yeterli bir şekilde pencere açılır, buradan tümör dokusuna ulaşılır ve mümkün olduğunca çıkarmak gerekebilir.
Bu yapılırken ameliyatın belirli bir safhasından sonra mikroskop altında cerrahi müdahale devam etmektedir. Özellikle son 10 ile 20 yıl içerisinde ortaya çıkan gelişmiş teknikler sayesinde, beyin tümörlerinde başarı oranı yüzde 95'lerin üzerine çıkmıştır.
BEYİN TÜMÖRÜ AMELİYATI SONRASINDA NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?
Başarılı bir beyin tümörü ameliyatından sonra, hastalar yoğun bakımda herhangi bir komplikasyon gelişmediğinde 24- 48 saat süresince tutulur. Daha sonra hastane odasında servise çıkarılır. Rutin olarak antibiyotik tedavisi yapılır. Tümörün yerleşim yerine göre, nöbetten koruyucu ilaç da alınabilmektedir.
Ameliyat sonrası en önemli şey, ilk yara bakımının ilgili cerrah tarafından yapılmasıdır. Zira cerrahi yara bakımı ameliyat sonrası çok önemlidir.