BİZE ULAŞIN
Toplumsal olayların baş aktörü olan biber gazını, yurt dışından ithal ediyoruz. Kilosu 62 dolar olan gaz için 12 yılda 21 miyon dolar ödedik
İlk defa 1871 yılında üretilen biber gazı, 1990'lı yıllarda toplumsal olayları bastırmakta yaygın olarak kullanılmaya başladı. Son dönemde Türkiye'de de her toplumsal olayda biber gazı kullanılırken, bu konudaki tartışmalar da sürüp gitti. Polis gösteri ve eylemleri bastırmak için, insanları bir süreliğine etkisiz haline getiren biber gazını tercih etti. Son olarak, dün İstanbul'daki 1 Mayıs olaylarının baş aktörü de yine biber gazıydı.
Tartışmalara neden olan biber gazı aslında ekonominin de önemli bir aktörü ve ithalat kalemlerinden biri. Türkiye'de üretilmeyen biber gazı, Amerika başta olmak üzere Brezilya ve diğer Güney Amerika ülkelerinden ithal ediliyor. Fiyatı oldukça pahalı olan biber gazı için Türkiye önemli miktarda döviz ödüyor.
Bugüne kadar yapılan ithalat rakamlarına bakıldığında gazın kilosu 62 doları (110 lira) buluyor. 2000 yılının başından 2012'nin Haziran sonuna kadar olan dönemde 62 tonluk biber gazı ve göz yaşartıcı sprey ithal eden Türkiye, bunun için 21 milyon 269 bin dolarlık ödeme yaptı.
2000 yılında 42 ton, 2001 yılında 13 ton olan biber gazı ithalatı, 2005'te 115 ton (1.2 milyon dolar), 2006'da 90 ton (1.6 milyon dolar), 2007'de 75 ton (2.9 milyon dolar) alım yapıldı. Biber gazı ithalatı 2008'de 67 ton (2.5 milyon dolar), 2009'da 37 ton (1.6 milyon dolar), 2010'da 48 ton (2.5 milyon dolar), 2011'de 39 ton (1.9 milyon dolar) olarak gerçekleşti.
Temmuz 2012'de açıklanan verilere göre; geçtiğimiz yıl 21 ton biber gazı ithal edilirken, bunun için 1.3 milyon dolar ödendi. Böylece kilogramı 110 liraya mal oldu.
Kırmızı Şili biberinden ya da acı Arnavut biberinden elde edilen biber gazı, deriyi tahriş ederek, göz, burun, ağız, deri ve solunum yollarında yanma ile acıya yol açıyor.
Gaza maruz kalan kişi 30-45 dakika etkisiz hale geliyor. Gaz; bulanık görme, su gibi burun akıntısı, hapşırma ve salya artışı, deride kızarma gibi etkilere yol açıyor.
