Eski Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı ve AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, "Gerek 17 Aralık, gerek 25 Aralık, gerek 8 Ocak girişimi ve diğerleri bir yolsuzlukla mücadele girişimi değil ülke içindeki milli iradeye karşı bir kalkışmadır. Kayıtdışı bir yapılaşmanın kendinde bu cesareti görüp devlete meydan okumasıdır. Ama boylarından büyük bir işe kalkıştılar ve bunun hesabını verecekler" dedi.
AA İzmir Bölge Müdürlüğü'nü ziyaretinde soruları yanıtlayan Binali Yıldırım, yerel seçim kampanyasını başlattıklarını, devam eden projelerinin olduğunu, yeni projelerin de olacağını belirtti.
İzmirli'nin hayatına dokunan, kentlinin faydasına olan projeleri "Çılgın proje" olarak niteleyen Yıldırım, şubat ayının ortalarından itibaren daha proje ağırlıklı çalışmalara yer vereceklerini, şu anda İzmirlileri dinleme süreci yaşadıklarını dile getirdi.
Yıldırım, bilimsel olarak yapılan çalışmalarda İzmir'in birinci derecede sorununun trafik, ulaşım olduğunu, daha sonra gençler arasında işsizlik, imarsız yapılaşma, kentsel sorunlar, altyapı yetersizliğinin öne çıktığını ifade etti.
Yerel seçim çalışmalarına başladığı gün düzenlenen İzmir merkezli operasyona da değinen Yıldırım, şöyle konuştu:
'GÖZÜNÜN YAŞINA BAKMAM'
"Değerlendirmemizi yaptık. İzmirlilerin nazarında da, ülkemiz nazarında da bu gerekli yankıyı buldu. 'Bu operasyon, zamanlaması bakımından manidar' dedim. Bu bir savunma amaçlı söylem değil. Çünkü geçmişine baktığımız zaman 2011 Ocak'ından 2012 sonuna kadar devam eden bir sorgulama, takip dinleme, delil toplama süreci. 2011'de uyutulan bir dosya. İzmir'de kampanya başlattık. O gün bize 'Hoşgeldin' dediler. İzmirliler 'Hoşgeldin, hayırlı olsun' dedi. Buna karşılık da operasyonla da bize diğer kesim 'Hoşgeldin' mesajı verdi. Biz o mesajı gördük. Anında da cevabını verdik. Söylediğimiz söz çok açık. Bacanağım olmazsa da babam dahi olsa fark etmez. Yaptıysa cezasını çeker. Gözünün yaşına bakmam. Hukuk devletinde herkesin hukuka saygılı olması lazım.
Şimdi onlar işini yapsın biz işimizi yapalım. Ama bizim alanımıza etki etmeye kalkarlarsa, sokağa çıkıp sokağı etkilemeye kalkarlarsa onu yaptırmayız. Onu yapmaya kimsenin hakkı yok. Yargı, hukuk sadece yargılayanlar, hakimlerin, savcıların vatandaşlar üzerinde uygulayacağı bir yaptırım değil kendileri de bizzat uymaları gereken bir yapıdır. Hukuka en once hukuku uygulayanların uyması lazım. Bu olmuyorsa o zaman hukuk devleti böyle bugünkü olduğu gibi sorgulanır."
Sorgulamanın gizli yapılması gerektiğini, sorgulama evresi başlamadan hiçbir şekilde dosya içeriğinin kimseyle paylaşılamayacağını vurgulayan Yıldırım, "Bunlar açık hükümler. Bütün bunlara rağmen daha sorgulamaya şüphelinin bilgisi olmadan basın yayın yoluyla kamuoyu abartılı olarak bilgilendiriliyor, savunma hakkını kullanmadan bu yapılıyor. Aleni hale gelmeden dosya bu yapılıyor. Burada bir iyi niyet aramak herhalde kimse bizden beklemesin. Bütün bunlar ne olursa olsun gerek 17 Aralık, gerek 25 Aralık girişimi gerekse 8 Ocak girişimi ve diğerleri bir yolsuzlukla mücadele girişimi değil ülke içindeki milli iradeye, siyasi iradeye karşı bir kalkışmadır. Kayıtdışı bir yapılaşmanın kendinde bu cesareti görüp devlete meydan okumasıdır. Siyasi iktidara iradeye meydan okuma teşebbüsüdür. Ama boylarından büyük bir işe kalkıştılar ve bunun hesabını verecekler. Hiçbir şekilde bu karşılıksız kalmaz. Biz hesap veriyoruz. Her türlü hesabı veriyoruz. Parlamentoya veriyoruz, mahkemelere veriyoruz, millete veriyoruz. Yargı layüsel olamaz o da hesap verecek. Onlar da hesap verecek. Bu ülkede yargıyı en az güvenilen kurum durumuna düşürmeye bunların hakkı var mı Bunu halk sorgulayacak."
'İZMİRLİ HİÇ ETKİLENMEDİ'
Operasyonlar sonrasında yaptırdıkları araştırmalarda AK Parti'nin oy kaybetmediğini belirten Yıldırım, gerçek anketin 30 Mart'ta olacağını kaydetti.
"Herhangi bir kayıp yok aksine artılar var. Geleneksel olarak oyumuzda herhangi bir azalma söz konusu değil. Öyle yarı yarıya filan farklar yok. Kimse kendini darı ambarında görmesin" diyen Yıldırım, CHP ile aralarında 3-5 puanlık farkın devam ettiğini bunu da seçim sürecinde lehlerine çevireceklerini ifade etti.
Operasyonların vatandaş nezdinde yankı bulmadığına işaret eden Yıldırım, "İzmirli ciddiye almadı bu işi. Hiçbir şekilde ciddiye alınmadı. Alınsaydı sahada bu sorularla karşılaşırdık. Hatta 'Biz biliyoruz sayın bakanım, sen kafanı yorma. Bunun bir tezgah olduğunu biliyoruz' diye beni teselli etmeye çalışıyor hemşehrilerim. Benim için önemli bir ölçü" dedi.
Yıldırım, Türkiye ve İzmir'de 11 yılda ortaya koydukları eserlerin, performansın yerel yönetimlerde neler yapabileceklerinin teminatı, göstergesi olduğunu vurguladı.
'AZİZ BEY ÇOK KIZACAK'
Yıldırım, bir gazetede kendisiyle ilgili yapılan bir haberde "AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı" olarak yazmasıyla ilgili "Allah söyletiyor, Aziz Bey çok kızacak" dedi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun "hükümetin kente fazla yatırım yapmadığı yönündeki" iddiaları da değerlendiren Yıldırım, şöyle devam etti:
"Aziz Bey bunu birkaç zamandır söylüyor. Ne Aziz Bey ne biz babamızın kesesinden yapmıyoruz. Yaptığımız yatırımlar için harcadığımız paralar bu milletin parasıdır. Dolayısıyla öyle bir yarışı öyle bir kıyaslamayı anlamlı bulmuyorum. Aziz Bey Bornova'daki dükkanın hasılatından yapmıyor bunu. O paraları da Ankara gönderiyor. O hesap yanlış bir hesap. Günü gelince o hesabın bütün detaylarını ben İzmirlilere anlatacağım. Aziz Bey onu söyleyeceğine kendine ayrılan bütçeyi ne kadarını harcayabilmiş, yatırıma ayırdığı bütçeyi de yıllar itibariyle ne kadar kullanabilmiş. Bağlı şirketlere her yıl zararlarını karşılamak için devletin 'yatırım yap' diye gönderdiği paralarla ne kadar ödemiş. Bunları söylesin. Ondan sonra 'Bize daha fazla gelmiyor' diye şikayette bulunsun. Geleni ne yaptın kardeşim sorarlar, nerelere harcadın, ne kadarını harcadın Önce bunu söyleyeceksin, ondan sonra fazlasını isteyeceksin.
İzmir'e yaptığımız yatırımlar tek başına Ulaştırma Bakanlığı olarak yaptığımız yatırımlar Aziz Bey'in 10 yılda görev süresi içerisinde yaptığı yatırımlardan fazla. Devletinkini demiyorum sadece bizim yaptığımız. Eserler ortada. Çevreyolu, Adnan Menderes, İZBAN, Kemalpaşa, Çandarlı Limanı, İzmir-İstanbul otoyolu, İzmir-Ankara hızlı treni, İzmir-Ankara bölünmüş yolu, İzmir-Çanakkale bölünmüş yolu, Turgutlu-Kemalpaşa-Torbalı bölünmüş yolu....Daha binlercesi. Akılda bile tutamıyoruz. Başkanın işi kolay. İki, üç tane hizmeti var, akılda kalıyor. Bizim öyle bir zorluğumuz var." (AA)