HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Boğaziçi Üniversitesinde ödül töreni

Üniversitede, Tarsus-Gözlükule Kazıları Araştırma Merkezinin Avrupa Kültürel Miras Ödüllleri/Europa Nostra Ödülleri'nde ödüle layık görülmesi dolayısıyla tören düzenlendi - Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmed Özkan: - "Her rektör bir önceki rektörün başladığı işi devam ettirmeseydi bu sonuca gelmek mümkün olamazdı"

İSTANBUL (AA) - Boğaziçi Üniversitesi Tarsus-Gözlükule Kazıları Araştırma Merkezinin, 29 Ekim'de Paris'te düzenlenen Avrupa Kültürel Miras Ödülleri/Europa Nostra Ödülleri'nde ödüle layık görülmesi dolayısıyla tören düzenlendi.

Üniversitenin güney kampüsü rektörlük konferans salonunda gerçekleştirilen törende, merkezin tanıtım videosunun izlenmesinin ardından Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmed Özkan, Europa Nostra Türkiye Başkanı Burçin Altınsay, Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi ve Kazı Başkanı Prof. Dr. Aslı Özyar ve restorasyon uzmanı yüksek mimar Saadet Sayın, sunum eşliğinde konuşma yaptı.

Konuşmaların ardından Rektör Özkan, alanında Avrupa'nın en prestijli ödülüne layık görülen Tarsus-Gözlükule Kazıları Araştırma Merkezi Başkanı Özyar ile mimar Sayın'a plaket takdim etti.

Rektör Prof. Dr. Mehmed Özkan, etkinlik sonunda yaptığı açıklamada, Boğaziçi Üniversitesinin, dünyanın en iyi üniversiteleri sıralamasında yer aldığını belirterek, "Bunlar çok güzel ama aslında bunların hiçbiri bizim hedefimiz değil. Bizim hedefimiz bilgiyi en iyi şekliyle üretmek. Bu bilginin üretileceği ortamı sağlamak." dedi.

Merkezin uzun soluklu bir çalışmanın sonucu olduğunu ifade eden Özkan, şöyle devam etti:

"Çok uzun soluklu bir proje, 6 rektörün dönemini kapsayan bir proje. Dolayısıyla süreklilik çok önemli bir kurumda. Her rektör bir önceki rektörün başladığı işi devam ettirmeseydi bu sonuca gelmek mümkün olamazdı. Dolayısıyla üniversitenin ilkelerini, ideallerini benimseyen yöneticiler sürekli art arda geldiği için bu bayrak devrini de gayet başarıyla yapabiliyor. Üniversitenin bence öne çıkan özelliklerinden bir tanesi de bu. Diğer olumlu sonuçlar da bunun bir eseri."

Özkan, üniversiteye ait Nafi Baba ve restorasyonuna bu yıl başlanan Halet Çambel (Kırmızı Yalı) binalarının da uluslararası ödüllere aday olduğunu dile getirdi. dikkati çekti.

- "Orada bir insanlık tarihi var"

Özkan, modern arkeoloji çalışmalarının yerinde korunarak yapılması gerektiğine inandığını söyledi. Tarsus-Gözlükule Kazıları Araştırma Merkezinin de böyle bir merkez olduğunu aktaran Özkan, şunları anlattı:

"Herhangi bir arkeoloji kazı merkezi değil. Yanında hemen 9 bin yıllık tarihi olan bir höyük var. O höyüğün her kademesini kazdığınızda insanlıkla ilgili bilgi çıkıyor. Sürekli bir uygarlık olmuş onun altında. Abbasilere kadar gelen bir dönemden bahsediyoruz. İndikçe Neolitik çağa kadar giden bulgular çıkıyor. Dolayısıyla orada bir insanlık tarihi var."

Özkan, merkezde korunarak yerinde incelenen bulguların belki uzun yıllar sürecek araştırmalara temel oluşturabileceğine işaret etti. Dünyada benzer, arkasında büyük birikim bulunan özgün merkezlerin sayısının sayılı olduğunu ifade eden Özkan, şunları kaydetti:

"Orası bizim 'Tarsus kampüsümüz'. Çünkü araştırmayı akademik boyutta yapmaya elveren şekilde tasarlandı. O nedenle tesis ve kazı alanının yan yana olması çok değerli. Bu olmasaydı oradan çıkartacağınız bir buluntu kim bilir nereye gidecekti? En iyi ihtimalle bir üniversitenin arkeoloji merkezinde araştırılacaktı ama daha sonra kim bir daha ulaşmak isterse nasıl ulaşacaktı, bütün bunlar bir problem. Halbuki yerinde olduğu zaman dünyanın dört bir yanından araştırmacılar gelip bizim merkezimizde araştırmasını yapıp, yayınını çıkartıp tekrar ülkesine dönebiliyor."

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler