HABER

Bol "soya fasülyesi" meme kanserini tetikleyebilir

Hacettepe Üniversitesi (HÜ) İç Hastalıkları ve Medikal Onkoloji Uzmanı ve Kanser Epidemiyolojisi Bilim Uzmanı Prof. Dr. İsmail Çelik, soyanın içindeki östrojen hormonuna benzer etkideki maddelerin, östrojene bağlı gelişebilen meme ve endometrium kanserlerine yol açabileceği uyarısında bulundu.

Bol "soya fasülyesi" meme kanserini tetikleyebilir

Çelik, yaptığı açıklamada, yazılı ve görsel basında kanserden korunmaya yönelik çok fazla haber yer aldığını, ancak çoğunun bilimsellikten uzak ve yanlış olduğunu söyledi. Hacettepe Üniversitesinde görev yapan onkoloji hekimleri tarafından Kasım 2007-2008 dönemlerinde 6 büyük ulusal gazetenin internet sitelerinde "kanserden korunma hakkında" çıkan haberleri taradıklarını ve doğruluklarını araştırdıklarını anlatan Çelik, bu tarihler arasında ilgili başlıkta toplam 235 haber tespit ettiklerini, ancak bunların 23'ünün doğru bilgiler içerdiğini kaydetti.

"BİLİNÇSİZ TÜKETİLMESİ ZARAR VERİYOR"

Çelik, bitkilerin, meyve ve sebzelerin bilinçsiz tüketilmesinin yarardan çok zarar verebileceğini, çeşitli organlarda hasara yol açabileceğini ya da kanser dışında başka hastalıklarının oluşmasına zemin hazırlayabileceğini belirterek, hekim tarafından tavsiye edilmediği sürece gıda takviyesinde bulunulmasının ya da beslenme şeklinin değiştirilmesinin kesinlikle uygun olmadığını bildirdi. Kanserden korunmaya karşı ya da vücut direncini artırmak için çeşitli vitamin kapsülleri kullanılmasının ya da soya fasulyesi, havuç, gibi gıdaların çok tüketilmesinin bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek yerine meme, endometrium ve akciğer gibi bazı kanser türlerinin gelişmesine de neden olabileceğini öne süren Çelik, "ACS (American Cancer Society)'nin tanımına göre kanserden korunmak için tek ve geçerli beslenme önerisi, günde en az 5 porsiyon meyve ve sebze içeren, yağdan düşük, lifçe yüksek diyet tüketilmesi ve kırmızı etin haftada birden fazla yenmemesi şeklindedir." dedi.

Çelik, hiçbir bitki karışımı ya da vitamin kapsülü takviyesinin, bilimsel olarak kanserden koruyucu etkisinin saptanmadığını, bunların asla doğal besinlerin yerini tutamayacağını ifade ederek, şu uyarılarda bulundu:

  • Havucun içinde de bulunan beta-karoten maddesinin fazla alınması, sigara bağımlılarında akciğer kanseri riskini arttırabilmektedir.
  • Antioksidan özelliği olan domates, brokoli ve lahana gibi gıdaların tüketilmesinin kanserden koruduğuna dair veriler yeterli değildir. Domates, brokolinin kanser yapıcı etkileri yok ama kanserden koruyucu etkileri de yok.
  • Aspartam ve sakarin gibi yapay tatlandırıcıların kansere neden olduğu bilgisi ispatlanmamıştır.
  • Doğum kontrol hapları ve menapoz sonrası hormon replasman tedavisinin, hem kanser hem de kalp rahatsızlıkları açısından önemli yan etkileri vardır. Bu nedenle kesinlikle doktor tavsiyesi ile alınmalıdır.
  • Genetiği değiştirilmiş gıdaların, kanser riskini artırdığına dair bilimsel bir bulgu yoktur.
  • Fazla kırmızı et tüketiminin doğrudan kansere etkisi vardır.
  • Kahve tüketiminin kansere neden olduğu ve yeşil çayın kanserden koruduğuna dair bilimsel bir bulgu yoktur.
  • Hazır gıdalardaki katkı maddelerinin, uygun oranlarda kaldığı takdirde kanser yapıcı etkisi mevcut değildir.
  • Alkol ve tütün kullanımı kanseri tetiklemektedir.
  • Düzenli egzersiz hem kalp hastalıklarından hem de kanserden koruyucudur.
  • Cep telefonu kullanımına bağlı kanser gelişimi konusunda veriler yetersizdir.

(AA)

En Çok Aranan Haberler