İSTANBUL (ANKA) - TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Eylem Tuncaelli, Türkiye'deki su krizine çözüm önerisi olarak hükümetin sunduğu "su ve su hizmetlerinin" özelleştirilmesine karşı olduklarını belirtti.
Tuncaelli, "Bir trilyon dolar pazar büyüklüğü ile ifade edilen su hizmetlerini sağlıklı ve güvenli olarak almak en temel yaşam hakkımızdır. Hükümete, bu önerilerindeki nesnenin, suyun bize ait olduğunu; bize ait suyu onların yönetememesinin faturasının bizlere çıkarılamayacağını bir kez daha hatırlatırız" dedi.
Eylem Tuncaelli, yaptığı açıklamada, hükümetin su krizine çözüm önerisi olarak sunduğu akarsuların yap işlet devret modeli ile özelleştirilmesinin, kamuya ait suyun kamu yararına kullanılmamasını getireceğini kaydetti. Su kaynaklarının kötü yönetimi, sınırlı imkanlar ve çevresel değişiklikler yüzünden temiz içme suyuna ulaşamayan insan sayısı giderek arttığına dikkat çeken Tuncaelli, "Su; ekolojik yaşam, içme-kullanma, tarım, enerji ve sanayi için gerekli, sosyal ve ekonomik gelişme için vazgeçilmez bir değerdir. Bu noktada, su politikası ve su yönetimi, gerek küresel ölçekte gerekse de ulusal ölçekte büyük önem taşımaktadır" dedi.
Eylem Tuncaelli, Türkiye'de su kaynaklarının yönetimi ve planlanmasına dair yaşanan sorunların, son 10 yılda Dünya Bankası ve uluslararası su şirketlerinin Türkiye'nin su yönetimini belirleyen ticari girişimleri sonucu, sanayileşme ve kentleşme süreçlerinin plansız seyri, yenilenebilir su miktarında olumsuz değişimlere yol açtığını ifade etti.
"SU HAKLARININ EROZYONU KÜRESEL BİR OLAY"
Su ve su hizmetlerinin yönetilmesi dünyanın birçok yerinde milyonlarca insanı içme suyuna erişimini engellediğine dikkat çeken Tuncaelli, içme suyundan yoksun bırakılan insanların özü itibari ile kamuya ait suyun özelleştirilmesi sırasında yaşadıkları örneklerle dünya genelinde görülebileceğini ifade etti.
Dünya Bankası tarafından yönlendirilen özelleştirme programları birçok ülkede uygulanmaya başlandığına dikkat çeken Tuncaelli, 2000 yılında Uluslararası Finans Kuruluşları tarafından ödenen 40 IMF kredisi içinden 12'sinin, su teminin kısmi veya tamamen özelleştirmesi koşulunu dayattığını ve "tüm maliyetlerin karşılanması" için politika geliştirilmesi ve sübvansiyonların kaldırılması noktalarında da ısrar ettiğini kaydetti.