CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, Suriye’de Halep’in rejim kontrolüne geçmesi ile sıkışan muhaliflerin kaçılabilecek en uygun yer olarak Türkiye’yi gördüklerine dikkat çekerek, bu unsurların belli amaçlar için yönlendirilebileceğini ve Türkiye’de istenmeyen olaylar yaşanabileceğini söyledi.
“BÜYÜK ENDİŞE TAŞIYORUZ”
Gazete Karınca’dan Altan Sancar’a konuşan Bekaroğlu’nun açıklamalarının bir kısmı şöyle:
Gezi’den sonra paramiliter yapılanmaların varlığını duymaya başladık. Öyle ki suç örgütü liderlerinin mitingler yaptığını ve halkı tehdit ettiklerini görüyor ve biliyoruz. Ancak konu hakkında ben daha büyük endişe taşıyorum ki o da Suriye’de Halep’in düşmesi ile sıkışan ‘muhaliflerin’ kaçılabilecek en uygun yer olarak Türkiye’yi görmeleri.
Suriye’de bulunan yapılarda yer alanların Türkiye’ye değişik adlar altında gelebileceğine, mülteci sıfatı ile kamplarda bekleyebileceğine ve herhangi bir durumda sokağa çıkarak eylemler yapabileceğine yönelik büyük endişeler taşıyoruz. Bunu ille de hükümet veya hükümete yakın çevreler yaptırıyor anlamında söylemiyorum, ancak Türkiye’nin kırılganlığı ortada. Ülkelere ait birçok istihbarat örgütünün Türkiye’de olduğunu, çalışmalar yürüttüğünü biliyoruz ki bunu da hükümet ‘üst akıl’ diyerek ifade ediyor.
“HERKESİ UYARIYORUZ”
Gayet iyi biliyoruz ki terör ve iç karışıklık yaratma uluslararası siyasetin bir silahı haline gelmiş durumda. Bu nedenle, bahsettiğim unsurlar belli amaçlar için yönlendirilebilir ve Türkiye’de istenmeyen olaylar yaşanabilir. Toplumun duyarlı kesimlerine ve onlara ait yerlere saldırılar olabilir ki bu konuda başta hükümet olmak üzere herkesi uyarıyoruz.
“TOPLUMUN, SAVUNMA MEKANİZMALARI GÜÇLÜ”
Türkiye’nin yıllardır terör ile yaşamasına, kutuplaşmasının artmasına, siyasetin tepeden çok sert bir dille yürütülmesine rağmen toplumun savunma mekanizmalarının da güçlü olduğunu görüyoruz. Cenazelerin kaldırıldığı böylesi bir ortamda bile bir Kürt-Türk çatışmasının olmadığını, kışkırtmalara rağmen Aleviler ile Sünniler arasında problem yaşanmadığını ve camilere kadar inmiş olan din üzerinden yürütülen ayrıştırıcı söylemlere rağmen dindar olan olmayanlar arasında çatışma ortamının yaşanmadığını görüyoruz. Bu da toplumun savunma mekanizmalarının güçlü olduğunu gösteriyor ki ben bu mekanizmanın tüm bunları savuşturacağına inanıyorum.