Soma'daki maden faciasından yaralı kurtulan bir işçinin ambulansa bindirilirken hemşireye "çizmelerimi çıkarayım mı" diye sorması izleyenleri gözyaşlarına boğmuştu.
"Çizmelerimi çıkarayım mı? Sedye kirlenmesin" Bu sözleriyle Türkiye'nin yüreğine ateş düşürdü. Manisa Kırkağaç'ta yaşayan Murat Yalçın o dehşet anlarını anlattı.
Manisa'nın Soma İlçesi'nde, maden faciasından sağ kurtulduktan sonra ambulansta sedyeye yatırılırken, "Çizmeleri çıkartayım mı?" diye soran madenci Murat Yalçın, "Ekipler bizi kurtardı, ambulansa bindiğimde ise o kadar insan can derdiyken, bulunduğum yeri kirletmemek nasıl aklıma geldi bilmiyorum. Yattığım yere benden sonra gelebilecek arkadaşlarımı da düşündüm" dedi.
Ağrı'dan 2002 yılında Soma'ya gelerek 12 yıldır üç kardeşi ile birlikte maden ocağında çalışan ve yerin 400 metre altındaki facia sırasında 11 saat kurtarılmayı bekleyen 36 yaşındaki evli ve bir çocuk babası Murat Yalçın, yerin 400 metre altında yaşadıklarını DHA muhabirie anlattı.
"BORUYU DELEREK HAVA ALDIK"
Faciadan hava borusunu delerek çıkanlar arasında yer alan Murat Yalçın, şunları söyledi:
"Ölümle burun buruna geldim. Olay saat 03.00'te oldu. Şeflerimden haber geldi yerinizden ayrılmayın dediler. Bir süre sonra patlamanın dumanı bölgemize geldi. Kimi arkadaşım dumana dayanamadı bayıldı. Biz arkadaşlarla yerimizden ayrılmadık daha sonra farklı bir bölgeye götürüldük. Buradan ayrılmayın dediler. İçeri duman gelmesin diye kapıları kapattılar. Kapıları açın dediğimde içeri duman girdi. Benim ise ayaklarım belden aşağı tutmamaya başlamıştı. Süründüm bir boruya ulaştık. Boruyu 10-15 yerinden deldik, hava aldık ve rahatladık. Ben eski bir eleman olduğum için tecrübem ile arkadaşlarıma moral verdim. Birbirimize destek olduk, buradan kurtulacağız diye. Ailelerimize kavuşacağız inşallah dedik. Dışarıya çıktık şükürler olsun."
ASLA ÜMİDİMİ KAYBETMEDİM"
Yerin altında iken asla ümidini kaybetmediğini söyleyen 15 yıldır madencilik hayatında ilk defa böyle bir şey ile karşılaştığını dile getiren Yalçın, "Daha önceden kazalar oluyordu göçük olarak ufak kazalar da oluyordu. Fakat böylesi ilk kez yaşandı. Çok arkadaşımı kaybettim çok büyük acı yaşıyoruz. Allah ailelerine sabır versin" diye konuştu.
O ÇİZME KAYIP
Ambulansa binerken çizmesini farkında olmadan çıkartmaya çalıştığını söyleyen Murat Yalçın, o anı da şöyle anlattı:
"Ekipler bizi kurtardı, ambulansa bindiğimde ise o kadar insan can derdiyken bulundum yeri kirletmemek nasıl aklıma geldi bilmiyorum. Ama biz Anadolu insanı olarak zaten temizliğe, Müslümanlığın verdiği inançla zaten bağlıyız. Yattığım yere benden sonra gelebilecek arkadaşlarımı da düşündüm. Çizmeleri daha sonra çıkardım ama yılda bir kez verdikleri o çizmeleri daha sonra bulamadım."
İŞ BULURSA ÇALIŞMAYACAK
Kendisi gibi madende 3 kardeşinin farklı vardiyada çalıştığını söyleyen Murat Yalçın "Devletimiz bize başka iş verir mi? Olayın şokunu atlatabilmemiz mümkün değil. Aklımızdan çıkmayacak. Ama şu içinde bulunduğumuz ve yaklaşık 20 kişi yaşadığımız evi güç bela borçla yaptık. Çalışıp bu paraları ödemek zorundayız. Ne yapacağız mecburen yine o madene ineceğiz. Tek dileğim içerden kalan arkadaşlarımın sağ salim kurtarılması" dedi.
Yalçın 3 yaşındaki kızı Dicle Yalçın'ı bir an olsun yanından bırakmadı. Sık sık kucağına alıp sevdi.
ANNESİ KURBAN KESTİ
Murat Yalçın'ın annesi Aysel Yalçın, önceden evlat acısı yaşadığını söyleyip, "İlk duyduğumda içim acıdı. Bir acı gördüm bir acı daha görmeyeyim dedim. Kendimi yerlere vurdum. 'Yavruma kavuşayım' dedim. Diğer çocuklarımı aldım olay yerine gittiğimizde her yer mahşer yeri gibiydi. Murat'ıma bağırdım her çıkan kişiye oğlum geliyor mu diye bakıyordum. Ölüler çıkıyordu, yaralılar çıkıyordu. Murat'ımı sen kurtar kurban keseceğim diye bağırdım. Oğlum kurtuldu. Kurbanımı kestim, görevimi yerine getirdim. Bundan sonrada iyi olacağız inşallah başkanımıza seslenmek istiyorum oğullarımı madene göndermek istemiyorum. Onlara iş verilmesini istiyorum" dedi.
Kardeşi Erhan Yıldırım da "Olayı ilk duyduğum anda olay yerine gittim. Orayı gördüğümde şok olmuştum. Facia vardı, ağabeyimin çıkmasını bekledik. Hastaneye kaldırdık tedavisi görüldü. Diğer ağabeylerim de kurtarma amacıyla girdi, o da zehirlendi. Tedavisi sonradan yapıldı. Allah’ıma şükürler olsun hepsi sağ salim çıktı, yanımızdalar" dedi.
Öte yandan, Kırkağaç Soğuk Hava Deposu'nda kimliği tespit edilemeyen 5 işçinin kaldığı belirtildi.
(DHA)