HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

‘Davalar pehlivan tefrikasına döndü’

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, CHP’nin önerisinden Başkanlık tartışmasına, uzayan davalardan uzun tutukluluk sürelerine kadar gündemdeki konuları değerlendirdi. İşte Çiçek’ten mesajlar...

‘Davalar pehlivan tefrikasına döndü’
Çiçek, tutuklu milletvekilleri konusunu yargının çözmesi gerektiğini ancak davaları sonuçlandırmak yerine yeni birleştirmelerle uzattığını belirterek, ”O zaman bu iş dava olmaktan çıkıyor, pehlivan tefrikasına dönüyor. Adalete güveni de zedeliyor” dedi
**CHP’NİN TERÖR KOMİSYONU ÖNERİSİ**
Bu öneri ilk önce Meclis Başkanı olarak bana getirildi. Komisyon olarak, bana geldiklerinde de ifade ettim. Eğer Meclis içerisinde bir komisyon kurulacaksa, CHP’nin bir teklifi çerçevesinde, o bir teamülü komisyon olabilir, partilerimizin buna katılması gerekir. Açıklamalara baktığımızda bu katılımın şu safhada dörtlü olarak mümkün olmadığı anlaşılıyor. Buna karşılık sayın Başbakan’ın bir teklifi var. İkimiz, yani bu toplantıya katılan arkadaşlarımızın oluşturacağı bir heyetle bu toplantıları sürdürelim, diyor. Bu da başka bir olumlu yaklaşımdır.
**YARGIDA SIKINTI VAR**
**TUTUKLU MİLLETVEKİLLERİ**
Tutuklamayla ilgili ne yapılacaktır? Yapılabilecek şeyler sınırlı. Bu bir yargısal işlem. Nasıl çözülecek bu? Bunu yargı çözecek. Ya bir an evvel bu davaları bitirir ki benim de şikayetim buradadır; bitiremedi, halen yeni yeni birleştirmeler var. O zaman bu iş dava olmaktan çıkıyor, pehlivan tefrikasına dönüyor. Bunun getirdiği yargıda çok ciddi sıkıntı var. Adalete güveni de zedeliyor. Halbuki bu davalar bitmiş olsa neyse akıbetini herkes bilir. İkincisi de tahliye yoluyla... Bu güne kadar tahliye mümkün olmadı, karar da çıkmadı. Dolayısıyla yargı safhasında yapılacak hukuki imkan neyse bu imkanlar bu talepleri çözmeye yetmedi. Geriye ne kaldı? Geriye o kişilerle ilgili uygulanacak hukuk kuralını değiştirmek. Yani ceza muhakemesi kanunu, hatta bazı hukukçulara göre o da yetmez, anayasayı değiştirmek lazım. Peki kim değiştirecek? Parlamento. Parlamentonun bunu nasıl değiştireceği de belli.
**BAŞKANLIK TARTIŞMASI**
Partili cumhurbaşkanı, başkanlık sistemi, yarı başkanlık sistemi vesaire konuşuluyor. Zaman itibariyle uygun bir zaman. Biz yeni bir anayasa yapım sürecine girdik. Tartışmaları doğru buluyorum. Burada dikkat edilmesi gereken konu şudur: Çoğu zaman konuyu tartışmıyoruz, konuyu kim gündeme getiriyorsa o kişiyi tartışıyoruz. Başkanlık sistemi, bunun en tipik örneğidir. İlk defa rahmetli Özal bunu gündeme getirdi. Herkes başkanlık sisteminin ne getirir ne götürür yerine, bunu Özal mı getirdi; Özal’a karşı olanlar ’vay nasıl getirir’, taraftar olanlar ise ’Özal söylediyse doğrudur’ deyip böyle bir genel yaklaşım içerisinde bu olaya baktılar. Daha sonra Demirel gündeme getirdi. Yine tartışılan, Sayın Demirel’in kendisi oldu. Yoksa sistem tartışılmadı. Bugün de sanki biraz, o kadar olmasa bile, konuyu kim gündeme getirdiyse onunla bağlantılı tartışıyoruz. Halbuki evvela sistemi tartışsak, bundan faydalı bir sonuç çıkar.
**AKSAKLIKLAR VAR**
**ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELER LÜZUMLU**
(CMK 250. MADDESİ) 250’nin uygulamalarındaki hatalara bakarak bu hataları konuşmak ayrıdır, ona ilişkin düzenleme yapmak ayrıdır, müessesenin kendisine karşı olmak ayrıdır. Değerlendirmeyi sağlıklı yapmak ve tepkisel düzenlemelerden de kaçınmak gerekecektir. 250 ile ilgili tartışmalar nereden çıktı derseniz; daha çok İstanbul’da görülmekte olan davalar ve bu davaların sanıklarının çok popüler olmasından kaynaklanan ve bir kısım yargı uygulamalarından... Onun için tümüyle karşı olmak ayrıdır, bu uygulamalardan kaynaklanan noksanlıkları gidermek ve daha adil bir yargılamaya imkan vermek bir başka konudur. Ben bu mahkemelerin lüzumlu olduğunu baştan beri söyledim. Ama uygulamalardaki birtakım aksaklıklar var veya tartışılan başkaca konular var, buna da bakmak lazım.
**UZUN TUTUKLULUKLAR**
(Özel yetkili mahkemeleri kastediyor) Bu mahkemelerin gündeme getirilmesi, özellikle İstanbul uygulamaları bakımından, tutukluluk sürelerinin uzamış olmasından dolayı. Ben de bunun çok doğru olmadığını söyledim. Tutuklama bir mahkumiyet değil, bir tedbirdir. Dolayısıyla tedbir mahkumiyete dönüşmemesi lazım. Bazı suçlar var ki tutuklamayı şimdi yapıp ileride beraat ettirerek hak mahrumiyetine sebebiyet vermek ve tutukladığın insanın hayatını karartmak yerine pekala tutuksuz yargılanabilir. Eğer suçu varsa hükümle beraber tutuklayabilirsin. Nitekim bugün tartışılan bir kısım sanıklarla ilgili, şüphelilerle ilgili durum budur. Ben de büyük ölçüde buna katılıyorum.
**Pehlivan tefrikası nedir**
Bir zamanlar gazetelerde en çok takip edilen, pehlivanların kapışmalarını uzun zun anlatan yazı dizleri.


Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler