HABER

DBP’nin konferansında Öcalan’ın mesajı okundu

DBP Diyarbakır'da 22 Kasım günü yapacağı il kongresi öncesi genel merkez tarafından Diyarbakır Konferansı düzenlendi.

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Diyarbakır İl Başkanlığı kongre öncesi için düzenlenen konferansa İmralı'dan yazılı mesaj gönderen Abdullah Öcalan, HPD'nin ve DBP'nin seçimlerde iki gruba yetecek kadar milletvekili seçilirse her iki partinin de grupsal temsili uygun bir taktik olabileceğini söyledi.

DBP Diyarbakır'da 22 Kasım günü yapacağı il kongresi öncesi genel merkez tarafından Diyarbakır Konferansı düzenlendi. DBP İl Başkanlığı'nda yapılan konferansa DBP Eşbaşkanı Kamuran Yüksek, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanları Gültan Kışanak, Fırat Anlı, HPD Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, il delegeleri ve çok sayıda partili katıldı. Konferansta Abdullah Öcalan'ın mesajı okundu. Öcalan mesajında partinin yenilenmesi gerektiğini ifade ederek, köklü reformlara ihtiyaç olduğunu dile getirdi. Yaşanan koşullar gereği yenilenmeye şiddetle ihtiyaç duyulması gerektiğini aktaran Öcalan, mesajında şu ifadelere yer verdi:

"20 yılı aşan partileşme geleneğiniz maalesef bir türlü demokratikleşemeyen Türkiye gerçeği nedeniyle ağır antidemokratik saldırılar altında varlığını bugünlere kadar taşırmayı başarsa da hakkettiği kazanımlara ulaşamamıştır. Bunda iyi niyet ve çabadan bahsedilmiyor. Fakat demokratik bir parti ve hareket olmanın özgünlüklerinden bahsediyorum. Kendim 20 yılı aşkındır hareketinize olan katkımı hep ifa etmeye çalıştım. Vardığım sonuç hep köklü reformlara ihtiyaç olduğuydu. Bugün de aynı kanıdayım. İki yönde reforma şiddetle ihtiyaç vardır. Esas olarak temsil etmeye, iradesi olmaya çalıştığımız Kürt toplumu, halkı ve ulusu için Türkiye koşullarında, onun devletsel, hukuki, siyasal, sosyal ve ekonomik gerçekliğinde en doğru mekansal konumlanmanın ve iradeleşmenin partisel ifadesi bölgesel demokrasi veya demokratik bölgeler partisi biçiminde olabilir. Yani özde ve biçimde genelde Türkiye demokrasisine, özelde Kürt sorununun demokratik çözümüne bu adlardan biri altında daha somut, gerçekçi olarak hizmet edilebilir. Dikkat edilirse sadece ad değişikliği önermiyorum."

"TÜRKİYE, 60 YILI AŞKINDIR GLADYONUN AYRIŞTIRMA VE ÇATIŞTIRMA PRATİĞİNE KURBAN EDİLMEKTEDİR"

İkinci önemli reform önerisini açıklayan Öcalan, "Defakto da olsa kendini yenilerken resmi ifadesini Türkiye'nin geneline hizmet etmek durumunda olan HDP amatör bir güç olarak yer almasıdır. Bu yer alış mekanik değildir. Diyalektik ve resmi toplum gereğidir. Türkiye 60 yılı aşkındır gladyonun ayrıştırma ve çatıştırma pratiğine kurban edilmektedir. Bu oyun günümüze doğru da en çok Kürtler üzerinde tezgahlanmaktadır. HDP'ye yönelik saldırıların altında da bu gerçeklik yatmaktadır. Bu oyunu ancak hem bölgesel demokrasiye ilkesel yer vermeyi ulusal düzeyde resmi bir çatıda bütünleştirmekle bozabiliriz. Yani Türkiye gerçeğinde yerel ve ulusal demokrasi aynı oranda örülmeden kapitalizmin, günümüzde neoliberalizmin gladyo kapanından sağlıklı bir çıkış gerçekleştirilemez" dedi.

"YENİ PARTİ ESAS OLARAK BİR KADRO YETİŞTİRME OKULUDUR"

Bu iki ana hususta reformla bağlantılı olarak yeni partileşmenin en bariz niteliği ve toplumun en çok ihtiyacını duyduğu husus ideolojik örgütsel kadro eğitimi olduğunu dikkat çeken Öcalan, "Geçen 20 yıl maalesef en donanımsız ideolojik ve örgütsellikten yoksun kadrolarla daha doğrusu kadrodan yoksun olarak yürütülmeye çalışılmıştır. Güncel politikanın ürettiği ihtiyaç duyduğu yetiştirmeden başarılı bir pratik sergilenemez. Yeni parti esas olarak bir kadro yetiştirme okuludur. En ağır basan yönü siyaset akademik yönüdür. Toplumun her alandaki ihtiyaçları için kadro oluşturma ve örgütlemesidir. Amatörlerle bu işin yürümediği yeterince açığa çıkmıştır. Yeni parti yönetimi kolektif iradesi olmaya çalıştığı toplumun her alandaki 8 alanı müzakereler için önermiştim. İhtiyaç için yeterli kadro eğitmeyi yeterli ve yedekli örgütlemeyi bunu tüm bölgelere yaymadan başarılı olamaz. Bu temelde, bir hususta resmi siyasal politikayı ulusal partiye ve belediyelere bırakırken kendi yönetimlerinin HDP ve belediyelerin resmi meclislerinde yer almamasıdır. Kısacası güncel pratik politikanın icrasını HDP ve belediye organlarına bırakırken kendilerini daha orta ve uzun vadeli kalıcı kadrolaşmaya ve tüm toplumsal çeperlerde örgütlemeye hasretlidir. Bu ayrımın daha başarılı sonuç vereceği kanısındayım. Bu iki platform arasında geçişkenlik olmayacak anlamına gelmez. Tersine daha yerinde ve zamanında başarılı geçişkenlikler için fırsat sağlar" ifadelerini kullandı.

"İLERDE GEREKTİĞİNDE YENİ TAKTİK ADIMLAR VE STRATEJİLER GELİŞTİRİLEBİLİR"

Diğer bir hususun demokratik ulus modeline uygun bir alt yapı ihtiyacı bizi bu tür bir reforma zorladığını aktaran Öcalan, şöyle devam etti:

"Türkiye' de çok güçlü olan karşılıklı inkarcı kutuplaşmayı doğuran şoven milliyetçilikleri aşmak için demokratik ulus modeline bölgesel demokrasiyle en uygun biçimde varılabilir. Ayrılıkçılığa savrulmayı sözde en katı ulus devletçiler yol açmaktadır. Bizler ne ideolojik, ne pratik olarak milliyetçiliğin bu oyununa gelemeyiz. Sonuç olarak BDP'nin bu yönlü gerçekleştireceği reform güncel politik tıkanmayı, kilitlenmeyi açacak en uygun taktik adım olarak değerlendirilmelidir. İlerde gerektiğinde yeni taktik adımlar ve stratejiler geliştirilebilir. Örneğin seçimlerde iki gruba yetecek kadar milletvekili seçilirse her iki partinin de grupsal temsili uygun bir taktik olabilir."

(İHA)

En Çok Aranan Haberler