CHP Antalya milletvekili Deniz Baykal CNN Türk canlı yayınında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Baykal, Cumhuriyet Gazetesi’ne yapılan operasyonu da sert bir dille eleştirdi. İsmi geçen gazetecilerin FETÖ ve PKK ile ilişkilendirilmesinin kesinlikle mümkün olamayacağını söyleyen Deniz Baykal, bu davanın darbe sonrasında başlatılan FETÖ soruşturmasını sarsacağını da söyledi. Baykal başkanlık tartışmalarıyla ilgili de "Seni Apo aldatmış, Fethullah Gülen aldatmış, Esad aldatmış, savcı aldatmış, balyozda aldatmış, Bu kadar çok aldanan adamın eline o yetkiler (başkanlık) verilir mi?"
[
Numan Kurtulmuş'tan Cumhuriyet Gazetesi için açıklama](https://www.mynet.com/numan-kurtulmustan-cumhuriyet-gazetesi-icin-aciklama-110102703256)
Baykal, operasyonun ‘FETÖ' soruşturmalarını sulandıracağını ifade ederken ”Yargıyla ilgili çok ciddi kaygı verici bir tablonun bulunduğu bu operasyonla ortaya çıkmıştır. Savcılık çok ince biçimde bir açıklama yaptı. Savcılık ince bir yaklaşım içine girmiş. Açıklamada diyor ki, FETÖ'cü ve PKK üyesi olmamakla birlikte onlar adına suç işleyen kişileri soruşturmak üzere'' diyor. Bunun inandırıcı bir yönü yok”” dedi.
“KURUM MU SUÇLU? SEN SUÇLUSUN”
Baykal, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Gülhane Askerî Tıp Akademisi'nin (GATA) sivilleştirilip adının ‘Haydarpaşa Sultan Abdülhamid Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ olarak değiştirilmesini eleştirerek, “Kurum mu suçlu, sen suçlusun” dedi.
Baykal, 7 Haziran seçimi sonrası oluşan ortamı değerlendirerek “7 Haziran'da uzlaşma olsaydı darbe olmazdı. İhtiyacımız olan uzlaşma” ifadesini kullandı.
“KASET KOMPLOSUNDAN ERDOĞAN’IN HABERİ VARDI”
Deniz Baykal kaset komplosuyla ilgili olarak; ” Ben biliyorum ki bu o zamanki Başbakan'ın bilgisi dahilindedir” dedi.
“BÖYLE GİDERSE BÖLÜNÜR DEMEK MARİFET Mİ?”
Baykal, “Türkiye’ye başkanlık gelmezse bölünebilir” ifadesini kullanan Başbakan Yıldırım’a tepki göstererek şunları söyledi:
“Türkiye'nin bölünmesine yönelik bir söylemi duymanın ızdırabı içindeyim. Hiçbir şey Türkiye'yi böyle bir tehditle karşı karşıya olarak Başbakan düzeyinde ifade etmeyi haklı kılmaz. 15 yıla yakın süredir iktidardadır AKP. 15 yıl önce bir başbakan Türkiye bölünebilir diyebilir miydi? 15 yılda böyle bir sürecin içinden geçildi. Bu 15 yıllık süreci değerlendirmeden başbakanın ağzına böyle bir lafın nasıl geldiğini anlamak gerekiyor. Şimdi niye var? Türkiye'ye maalesef 15 yıllık dönem bölünme terminolojisini ayağa düşürmüştür. 15 yıl önce başkanlık yoktu, Türkiye bölünüyor muydu? Şimdi bu böyle giderse bölünür demek bir marifet mi?”
“YAPACAĞINI YAPTIN ZATEN KARDEŞİM”
Baykal, başkanlık tartışmalarına ilişkin sert eleştiriler getirdi.
Baykal’ın ifadeleri şöyle: İktidar keyfileşir. Danışmanlar, eş dost işlemeye başlar. Kurumsallaşsın, herkesin içinde bir Meclis korkusu olsun. Bir defa seçilirim, kimseye hesap vermem. Böyle bir şey olmaz. Şimdi, bu bölünme işi nereden geliyor, oradan getiriyorum. Parlamenter rejimde neden bölünme olsun? Bölünme kutuplaşmadan geliyor, kutuplaşmayı sen yaratıyorsun. Parlamenter rejimde bu kutuplaşmayı kontrol edecek mekanizmalar olduğu halde işletmiyorsun. Cumhurbaşkanlığı'nda hiç de öyle bir mekanizma yok. Sen istediğin gibi tek başına yürütürsün. Suriye'de yığınla hata yaptı bu hükümet. Ya kardeşim, hem parlamenter rejim için ne yapıyorsun? Muhalefet, hatta kendi için de itirazlar oluyor. Başkanlık rejimi olduğu zaman olur mu ya? Gösterdiğin bakan, gösterdiğin milletvekili. Güven oyu alma diye bir mecburiyet yok. 80 milyonu kavrayan bir el mi bu? Öyle olsa bile sakıncalı. 40 milyonu yakında, 40 milyonu karşında. Ne olacak şimdi? Nerede birleşeceğiz biz şimdi? Bayrakta, milli marşta birleşeceğiz tamam. E Cumhurbaşkanı? Onu da kaldıralım. Kaldırmayalım kardeşim ya. Yapacağını yapıyorsun zaten kardeşim, yapacağını yaptın zaten kardeşim. Türkiye'nin ayarlarıyla oynama. Devletin bu kurumsal düzenini tahrip etme, sarsma çiğneme. Biraz anlayışlı ol lütfen ya. Al onun içinde yürü. Bakanları zaten istediğin gibi getiriyorsun, başbakana çekil git diyorsun gidiyor. Sen gel diyorsun geliyor. Sen istediğin için herkes istemediği halde aman üzmeyelim diye geliyor. Doğru dürüst Meclis'te oylanacak mı acaba? Meclis'te gerçekten özgür bir şekilde milletvekili getir pulu uygulamalarıyla mı yapılacak? Demokrasiden giderek kopuyoruz. MHP baskı altında olabilir belki olmayabilir. Milletin önünde ciddi konuşalım. 100 yıllık tarihte ciddi bir viraj. Ben isterim ki bunu ana muhalefet partisi lideriyle baş başa gelsin milletin önünde konuşsunlar.