Suriye sınırında Türk ve ABD askerlerinden inceleme
Fırat’ın doğusuna kurulması planlanan Güvenli Bölge konusunda çalışmalarını Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesinde sürdüren Müşterek Harekat Merkezinde görevli Türk ve ABD’li askerler Suriye sınır hattında incelemelerde bulundu.
Fırat’ın doğusunda kalan terör örgütü PKK/YPG kontrolündeki bölgelerin sınır güvenliğini tehdit etmesi nedeniyle Türkiye’nin harekat sinyali vermesi üzerine Ağustos ayı başında Türk ve ABD askeri heyetleri Ankara’da görüşmelerde bulundu. 5-7 Ağustos tarihleri arasında yapılan görüşmelerin ardından Fırat’ın doğusuna güvenli bölge kurulması kararı verildi. Varılan mutabakatın ardından güvenli bölgeyi ortak tesis etmesi planlanan Türk ve ABD askerlerinin görev yapması amacıyla Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesinde Müşterek Harekat Merkezi kuruldu. Merkezin kurulmasının ardından ilk etapta Suriye’nin kuzeyindeki hava sahası Türkiye’ye ait insansız hava araçlarına açıldı. Ardından iki ülke askerleri tarafından havadan helikopter ile 6, karadan ise 2 kez ortak devriye yapıldı. Türkiye’nin güvenli bölge konusunda gelinen süreçten tatmin olmadığına yönelik rahatsızlığını dile getirmesi ve Eylül ayı sonuna kadar süre tanımasının ardından sınır hattında da hareketlilik başladı. Zırhlı araç ve askeri personelin yanı sıra sağlık ile arama ve kurtarma ekiplerinin de sevk edildiği sınır hattında bugün Türk ve ABD heyeti inceleme yaptı. Öğle saatlerinde zırhlı araçlarla sınır hattına gelen iki ülke askerleri, Akçakale’nin karşısında bulunan terör örgütü PKK/YPG kontrolündeki Telabyad’ın doğusuna doğru ilerledi.
Hareketliliğin yoğun olduğu sınır hattında Türk Silahlı Kuvvetleri zırhlı araçlarla teyakkuz halini sürdürüyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------------------------------
- Sınırı hattında görev yapan askerler
- Türk ve ABD’li askerler Suriye sınır hattında incelemelerde bulunması
- Genel detay görüntüler
Hasan KIRMIZITAŞ- Hadi KURT- Ömer ŞULUL/AKÇAKALE (Şanlıurfa), (DHA)
=============================
Derecik'te öğrenci servisi kaza yaptı: 5'i öğrenci 6 kişi yaralandı
Hakkari'nin Derecik İlçesi'nde öğrencileri taşıyan minibüsün şarampole yuvarlanması sonucu meydana gelen kazada, 2'si ağır 5 öğrenci ve sürücü yaralandı. Yaralılar Şemdinli'de tedavi altına alındı.
Kaza, öğlen saatlerinde Şemdinli ilçe merkezine yaklaşık 50 kilometre uzaklıkta bulunan Derecik'in Gelişen Köyü Toklu Mezrası yakınlarında meydana geldi. Taşımalı eğitim gören öğrencileri Gelişen Köyü'nden alarak Toklu Mezrası'na götüren minibüs, sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu kontrolden çıkarak şarampole yuvarlandı. Meydana gelen kazada, 5 öğrenci ve sürücü yaralandı. Kazayı gören köylülerin haber vermesi üzerine olay yerine çok sayadı ambulans sevk edildi. Yaralı öğrenciler, olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla Şemdinli Devlet Hastanesi'ne sevk edilirken, öğrencilerden 2'sinin durumunun ağır olduğu belirtildi. Kazayla ilgili soruşturma ise sürüyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Ambulansların hastaneye gelişi
-Hastane önündeki kalabalık ve hastane tabelası
Azer DEMİR/ŞEMDİNLİ(Hakkari), (DHA)
==============================
30 kaçak göçmeni, 'İstanbul' diye Kırıkkale'de bıraktılar
Türkiye'ye yasa dışı yollara giren Afganistanlı 30 kaçak göçmen, 'İstanbul' denilerek Kırıkkale'de otobüsten indirildi. Muavin ile birlikte gözaltına alınan otobüs şoförü İ.S., yolcuların kaçak olduğunu Kırıkkale civarında fark ettiğini, korkarak onları bırakıp kaçtığını iddia etti.
Türkiye'ye yasa dışı yollarla giren Afganistan uyruklu 30 kaçak göçmen, çalışmak amacıyla Van'dan İstanbul'a gitmeye karar verdi. Kendilerine düzenlenen sahte yolcu bileti ile otobüse binen kaçaklar, dün gece yola çıktı. Kaçak göçmenler, sabah saatlerinde Silah İhtisas Sanayi Bölgesi önünde 'İstanbul'a geldik' denilerek, otobüsten indirildi. Daha sonra şoför, otobüsüyle uzaklaştı. Yoldan geçen diğer sürücüler, kaçak göçmenlerin yol kenarında dolaştığını görünce durumu polise bildirdi. Gelen ekipler, 30 kaçak göçmeni gözaltına aldı. Hastanede sağlık kontrolünden geçirilen kaçaklar, Yahşihan ilçesine bağlı Kılıçlar köyündeki sığınma evine götürüldü.
Polis, Kırıkkale çıkışında durdurduğu otobüsün şoförü İ.S. ile muavini gözaltına aldı. Otobüs de Bölge Trafik Müdürlüğü önünde çekildi. İ.S., polisteki ilk sorgusunda yolcuların kaçak olduğunu Kırıkkale civarında fark ettiğini, korkarak onları bırakıp kaçtığını iddia etti. Soruşturma sürdürülüyor.
GÖRÜNTÜ GEÇİLECEK
Hasan AKYILDIZ/KIRIKKALE, (DHA)
===============================
Tartıştığı eşini boğazından bıçaklayarak öldürdü
Yalova'da, İran uyruklu Abdulmuhammet A. (39), kıskançlık yüzünden çıkan tartışmada eşi Seher A.'yı (35) boğazından bıçaklayarak, öldürdü. Abdulmuhammet A., olay sonrası polise gidip, teslim oldu.
Olay, dün gece, Bahçelievler Mahallesi Donanma Sokak'ta bulunan Arslan 1 Apartmanı'ndaki dairede meydana geldi. Uzun süredir Yalova'da yaşayan, İranlı olan ve ayrı lokantalarda çalışan Abdulmuhammet A. ile eşi Seher A., kıskançlık yüzünden tartışmaya başladı. Tartışma, kısa sürede büyüyüp, kavgaya dönüşürken Abdulmuhammet A., eşini boğazından bıçakladı. Olay sonrası polise giden Abdulmuhammet A., eşini öldürdüğünü söyleyip, teslim oldu. Eve giden polis ekipleri ise Seher A.'nın boğazı kesik cansız bedeniyle karşılaştı. Seher A.'nın cansız bedeni, savcılık incelemesinin ardından otopsi yapılmak üzere Bursa Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü. Abdulmuhammet A.'nın emniyetteki sorgusunun sürdüğü belirtildi.
Öte yandan çiftin biri 4, diğeri 11 yaşında olan çocuklarının, evdeki olay sırasında, başka odada olduğu öğrenildi. Çocukların Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü'nce korumaya alındığı belirtildi.
Görüntü dökümü;
-Evin dışından, sokaktan görüntüler
Haber: İsmail ÖZTÜRK/YALOVA,(DHA) - Kamera: Süheyla GÖZDERELİLER/YALOVA,(DHA)
=============================
Silivri merkezli deprem, İzmit'te iki apartmanı yerinden oynattı
İzmit’te, 17 Ağustos depreminde yana doğru eğilen iki apartman arasındaki boşluk İstanbul'un Silivri ilçesi merkezli deprem ile daha da arttı.
İzmit kent merkezinde 17 Ağustos 1999 depreminde yan yana bulunan Yılmaz ve Önder apartmanları arasında boşluk oluştu. Her iki apartmandaki yana doğru eğim dikkat çekerken, dün İstanbul Silivri'de meydana gelen 5.8 büyüklüğündeki depremin ardından iki apartman arasındaki boşluk daha da arttı. Binalarda oturan vatandaşlar ve zemin katlarda bulunan esnaf tedirgin olurken, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'nden risk oluşturup oluşturmadığı öğrenmek için bilgi istediklerini belirttiler.
İzmit'te korku yaratan binalar 17 Ağustos 1999 depreminin 20'nci yıl dönümü nedeniyle DHA ekibi tarafından geçen ağustos ayında görüntülenirken, İstanbul depreminin ardından apartmanlar arasında bulunan boşluğun fotoğraf ve görüntüler karşılaştırıldığında daha da açıldığı görüldü.
Her gün binaların altından geçerken tedirgin olduğunu söyleyen bölge halkından Hamdi Yavuzer, "Binalar insanları tedirgin ediyor. Her depremde daha da binalar arasındaki boşluk açılıyor. İstanbul’da yaşanan depremin ardından binaların arası 10-15 santimetre daha açıldı. Her gün binaların altından geçiyoruz. Her geçişimizde de tedirgin oluyoruz. Görünen köy kılavuz istemez bina yan yatmış. Bir an önce önlem alınması gerekir." dedi.
Görüntü Dökümü
-Yamuk bina
-Binalar arasındaki boşluk
-Röp, anons ve binalardan detaylar
Ergün AYAZ-Alişan KOYUNCU/İZMİT(Kocaeli), (DHA)
=============================
Trabzon'da 'Göç, Güvenlik ve Sosyal Uyum Bölgesel Üst Düzey Çalıştayı'
Türkiye'nin 7 bölgesinde Göç İdaresi Genel Müdürlüğü Uyum ve İletişim Dairesi Başkanlığı ile Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliği (BMMYK) iş birliğinde düzenlenecek 'Göç, Güvenlik ve Sosyal Uyum Bölgesel Üst Düzey Çalıştayı'nın ilki, Trabzon'da başladı. Çalıştayda konuşan BMMYK Türkiye temsilcisi vekili Jean Marie Garelli, "Türkiye, 4 milyon mülteci ve sığınmacı ile dünyada en fazla mülteci barındıran ülke olma özelliğini halen sürdürüyor. Türk halkının misafirperverliği, insani değerlerinin ve ülkelerinin köklü geleneğinin somut örneği olarak takdirle karşılanmaktadır" dedi.
Göç İdaresi Genel Müdürlüğü Uyum ve İletişim Dairesi Başkanlığı ile Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliği iş birliğiyle Türkiye'nin 7 bölgesinde gerçekleştirilecek 'Göç, Güvenlik ve Sosyal Uyum Bölgesel Üst Düzey Çalıştayı'nın ilki, Trabzon'da başladı. Çalıştaya Karadeniz Bölgesi'ndeki 18 ilin valisinin yanı sıra Göç İdaresi Genel Müdürü Abdullah Ayaz, Göç İdaresi Genel Müdür Yardımcısı Dr. Gökçe Ok, Uyum ve İletişim Dairesi Başkanı Dr. Aydın Keskin Kadıoğlu, Düzensiz Göçle Mücadele Dairesi Başkanı Ramazan Seçilmiş, Göç Politika ve Projeler Dairesi Başkanı Mehmet Parlak, Eğitim Dairesi Başkanı Nagehan Önder, BMMYK Türkiye temsilcisi vekili Jean Marie Garelli, Türk Kızılayı Genel Müdürü İbrahim Altan, Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Doç. Dr. Birol Ekici, İçişleri Bakanlığı, İç Güvenlik Stratejileri Dairesi Başkanı Dr. Can Ozan Tuncer ile kamu kurum ve kuruluşlarının yetkilileri katıldı.
Çalıştayın hedefinin; illerdeki yerel politikaların belirlenmesinde söz sahibi olan üst düzey yöneticilerin, Türkiye'nin göç yönetim sistemi ile sosyal uyum konuları hakkında bilgilendirilip, göç konusunda karşılaşılan güçlükleri yerinde tespit edilmesi ve sosyal uyum politikaları noktasında çözüm önerileri getirilmesi olduğu belirtildi.
'HER 2 SANİYEDE, 1 KİŞİ YERİNDEN EDİLİYOR'
Çalıştayın açılış konuşmasını BMMYK Türkiye temsilcisi vekili Jean Marie Garelli yaptı. Garelli, dünyada yerinden edilen kişi sayısının 70 milyona ulaştığını ve bu rakamın, boyutun korkunç olduğunu gösterdiğini söyledi. Garelli, "Güvenlik ve koruma faaliyetleri her zaman bir arada yürütülmeli. Biri olmadan diğeri olamaz. Günümüzde yaşanan birçok çatışmanın karmaşık ve uzun süren yapı olması sebebiyle tüm dünyada yerinden edinen insan sayısı 70 milyon gibi korkunç bir boyuta ulaşmıştır. Bunun 25 milyonu, ülkesinden kaçmak durumunda kalan mülteciler ve bu mültecilerin yarısından çoğu da 18 yaşın altındaki çocuklardan oluşuyor. Bu yıl, dünya genelinde her gün çatışma veya zulüm sebebi ile yaklaşık 44 bin kişi zorla yerinden ediliyor. Yani her 2 saniyede, 1 kişi yerinden ediliyor. Dünyadaki mültecilerin yüzde 63'ünden fazlasına yalnızca 10 ülke ev sahipliği yapıyor. Bunların içinde gelişmekte olan ülkelerin yanında en az gelişmiş olan ülkelerde yer alıyor" dedi.
'EN ÇOK MÜLTECİ TÜRKİYE'DE'
Türkiye'nin en fazla mülteci barındıran ülke olduğuna dikkat çeken Garelli, şunları söyledi:
"Türkiye bu yıl aralık ayında Cenevre'de dünyada ilk kez gerçekleştirecek olan küresel mülteci formunun eş başkanlığını yapacaktır. Bu formda Türkiye'deki uygulamalar dahil olmak üzere dünyadaki mülteci guruplarda müdahalelerde geliştirilen örnek uygulamalar paylaşılıp tartışılacaktır. Türkiye 4 milyon mülteci ve sığınmacı ile dünyada en fazla mülteci barındıran ülke olma özelliğini halen daha sürdürüyor. Türkiye, ülkeye gelen mülteci ve sığınmacıların ihtiyaçlarını karşılamak için gereken çabayı uzun süredir devam ettirmekte ve bu gereklikleri yabancılar ve uluslararası koruma kanunu gibi hak temelli yasal çerçevede sağlam bir zemine yerleştirilmiş. Türk halkının göstermiş olduğu misafirperverlik insani değerlerinin ve ülkelerinin köklü geleneğinin somut bir örneği olarak takdirle karşılanmaktadır. Türk halkının gösterdiği misafirperverliğinin yanında takdir ile karşılanması gereken bir diğer konu da mültecilerin yerinden edinmelerinin getirdiği zorluklarla başa çıkma konusunda gösterdikleri güç ve kararlılıktır. Mültecilerin ev sahibi ülkelere kültürleri ile yetenek ve becerileri ile büyük katkılar sunduğu da unutulmamalıdır. Bu anlamda Türkiye'nin oluşturduğu yasal çerçeve yalnızca mültecilere eğitim, sosyal güvence gibi hizmetleri götürmekle kalmayıp, aynı zamanda mültecilerin getirdikleri bilgi ve becerilerden faydalanmak üzere mültecilerin kendi kendilerine yeterliliklerini desteklemekte ve iş gücü piyasasına erişimlerini mümkün kılmaktadır."
GÖÇ İDARESİ GENEL MÜDÜRÜ: AKINA MARUZ KALDIK
Göç İdaresi Genel Müdürü Abdullah Ayaz ise insanları göçe mahkum eden tek şeyin 'umut' olduğuna değinerek, şunları kaydetti:
"Şu anda geldiğimiz gün itibarıyla dünya genelindeki göçmen sayısı 270 milyonu aşmış durumda. Mülteci statüsüne sahip göçmen sayısı 25 milyonu geçmiş durumda ve her geçen gün de sayı artmakta. Göçe kaynaklık eden ülkelerdeki temel çözümler bulunamadığı sürece göç var olmaya devam edecektir. Bugüne kadar ülkemize farklı coğrafyalardan göç eden insanlarla yaptığım sohbetlerde onları göçe mahkum eden tek şey umut. İnsanlar bulundukları yerlerde herhangi bir umutları, gelecekten beklentileri kalmadıkları için göç ediyorlar. Bu umutlar yeşertilmediği sürece de göç etmeye devam edecekler. Biz 2011 yılından itibaren Anadolu coğrafyasının daha önce karşı karşıya kalmadığı kadar büyük bir göç akınına maruz kaldık. Ve o günden bu güne kadar ilgili kurum ve kuruluşlar ile iş birliği içinde bu süreci yürütmeye çalışıyoruz. Bu süreçte yasal olarak çok müdahil bir adım attık ve Göç İdaresi Müdürlüğü kuruldu. Yeni bir yönetim anlayışı ile hukuki, idari ve beşeri anlamda inşa ettik ve halen daha etmeye de devam ediyoruz. Bugüne kadar Göç İdaresi Genel Müdürlüğü olarak ilgili kurum ve kuruluşlara teşekkür ediyorum. Önümüzdeki dönemde de hep birlikte bugüne kadar yaptıklarımızın üzerine de koyarak bu süreci yönetme gayreti içinde olacağız."
VALİ USTAOĞLU: TRABZON'DA MÜLTECİLERDEN SIKINTI ÇEKMİYORUZ
Trabzon Valisi İsmail Ustaoğlu da kentte 16 binin üzerinde yabancı olduğunu belirterek, "Biz il olarak mültecilerden çok fazla sıkıntı çekmiyoruz. Bizim ilimizde yaklaşık çeşitli statülerden 5 bin 400 ikamet iznine sahip, 6 bin 700 uluslararası koruma başvuru sahibi, 3 bin 300 seçici koruma kapsamındaki misafirlerimiz de olmak üzere toplam 16 binin üzerinde yabancıyı ilimizde misafir ediyoruz. Bugüne kadar misafirimiz hak ve yükümlülükleri, sosyal yardımlar, eğitim ve öğretime kazandırılması, sağlık hizmetleri yanında pek çok burada yaşayan yabancılarla ilgili çalıştaylar, ortak faaliyetler icra edildi. Bunların temel ihtiyaçlarının karşılanmasının yanında sosyal ve kültürel uyumları ile alakalı STK'ların önderliğinde çok güzel çalışmalar yapılıyor. Biz de onlarla birlikte olmaya çalışıyoruz" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Çalıştay detayları
-Konuşmalar
-Genel detaylar
HABER: Aleyna KESKİN KAMERA: Selçuk BAŞAR- TRABZON, (DHA)-
=============================
HDP önündeki eylemde 25'inci gün; aile sayısı 47 oldu
Diyarbakır'da, terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığını belirttikleri çocuklarının bulunmasını isteyen aileler, HDP binası önündeki oturma eylemini 25'inci günde de sürdürdü. İmmihan Nilifırka'nın, Ege Üniversitesi Gazetecilik Bölümü öğrencisiyken, 2015'te kaybolan ve PKK'nın kaçırdığını öne sürdüğü oğlu Mehmet (22) için İstanbul'dan gelmesiyle aile sayısı, 47'ye çıktı.
Hacire Akar, 21 Ağustos'ta kaybolan oğlu Mehmet'in (21) HDP'liler tarafından dağa kaçırıldığını söyleyip, 1 gün sonra, partinin Diyarbakır binası önünde oturma eylemi başlattı. Eylemin 3'üncü gününde ortaya çıkan Mehmet Akar, mahkemece ev hapsiyle cezalandırıldı. Oğluna kavuşup, eylemine son veren Hacire Akar, çocukları kayıp annelere çağrıda bulundu. Akar'ın çağrısıyla harekete geçen çocukları kayıp aileler, 3 Eylül'den itibaren HDP önünde oturma eylemine başladı.
AİLE SAYISI YÜKSELDİ
Oturma eylemini 25 gündür sürdüren ailelerin sayısı, İstanbul'da yaşayan İmmihan Nilifırka'nın, Ege Üniversitesi Gazetecilik Bölümü öğrencisiyken, 21 Mart 2015'te kaybolan ve terör örgütü PKK'nın kaçırdığını öne sürdüğü oğlu Mehmet için Diyarbakır'daki HDP binası önüne gelmesiyle 47'ye yükseldi. Oğlu kaybolduktan sonra fotoğrafını bir internet sitesinde gördüğünü anlatan İmmihan Nilifırka, "Üniversite son sınıf öğrencisiydi, başarılıydı, okulu bitirecekti. Kandırdılar, götürdüler; gidiş, o gidiş. Gittikten 2 ay sonra bir internet sitesinde fotoğrafını gördüm. Hepsi gençti, çoluk çocuktu, hepsini götürmüşler. Gece gündüz aklımda. Kapımız açık, gelsin. Ailecek perişanız, oğlumuzu özlüyoruz" dedi.
BAZI ANNELER FENALAŞTI
Öte yandan oturma eylemi yapan aileler, öğle saatlerinde HDP binasına girmeye çalışınca polis engel oldu. Bu sırada kayıp kızı Ceylan Şeyma Tekin (24) için eylemde olan Türkan Mutlu, sinir krizi geçirirken, annelerden Hatice Levent ve Fatma Bingöl de fenalaştı. Sağlık ekiplerinin olay yerindeki ilk müdahalesinin ardından Türkan Mutlu, ambulansla hastaneye götürüldü. Hatice Levent ve Fatma Bingöl'e ise ambulansta müdahale edildi. Annelerin sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.
'ÇOCUĞUMU ALMADAN KALKMAYACAĞIM'
Oğlu Mustafa (18) için 3 Eylül Salı günü oturma eylemine başlayan ve çocuğunun HDP tarafından terör örgütü PKK'ya gönderildiğini iddia eden kanser hastası Ayşegül Biçer, "Sözde çocuklarımız çıkıp, konuşma yapmış. Demişler ki 'Ailelerimizi istemiyoruz, buradan kalksınlar.' Bir görüntü varsa izleyelim. İzlesek bile o görüntülere inanmayacağız. Çocuğumuzun kafasına silah dayayıp, bana karşı konuşturuyorlarsa o çocuk, beni istemese de o çocuğu almadan buradan kalkmayacağım. Yıl geçsin, hiç umurumda değil. Bu saatten sonra hiçbir şey umurumda değil. O çocuğu buradan istiyorum. Burası bana o çocuğu verecek" dedi.
OTURMA EYLEMİNDEKİ AİLELER
1- Diyarbakır'ın Eğil ilçesinde oturan Fevziye- Şahap Çetinkaya çifti, 30 Ağustos'tan beri haber alamadıkları, PKK'lı teröristler tarafından kaçırıldığını iddia ettikleri oğulları Süleyman (18) için 3 Eylül Salı günü oturma eylemine başladı.
2- Diyarbakırlı Remziye Akkoyun, 4 yıldır kayıp olan oğlu Azad'ın (14) PKK'lı teröristler tarafından kaçırıldığını ileri sürerek, 3 Eylül Salı günü oturma eylemi başlattı.
3- Diyarbakır'da oturan Rauf- Ayşegül Biçer çifti, 10 aydır kayıp olan tek oğulları Mustafa (18) için 3 Eylül Salı günü oturma eylemi başlattı. Kanser hastası Ayşegül Biçer, oğlunun HDP aracılığıyla PKK'lı teröristlere götürüldüğünü iddia ediyor.
4- Mardinli olan ve Diyarbakır'da oturan inşaat işçisi Celil Begdaş ile eşi Hediye Begdaş, ramazan ayının ilk günü olan 5 Mayıs'ta ortadan kaybolan oğulları Yusuf'un (16) HDP'liler aracılığıyla düğün aracı olarak süslenen minibüsle dağa kaçırıldığını iddia ederek, 4 Eylül akşamı oturma eylemine katıldı.
5- Gaziantep'te oturan Şevket- Songül Altındaş çifti, vatani görevi için usta birliğine giderken 2 Ekim 2015'te Tunceli'nin Pülümür ilçesinde teröristlerce kaçırılan oğulları Müslüm (24) için 5 Eylül günü oturma eylemi başlattı.
6- Mersin'in Anamur ilçesinde yaşayan Rahime Uymaz, Diyarbakır'ın Lice ilçesinde 28 Temmuz 2015'te eşi ve kızının yanında aracından indirilerek, kaçırılan yeğeni polis memuru Sedat Yabalak (34) için oturma eylemine katıldı. Polis Sedat Yabalak'ın hasta annesi Ünzile Yabalak ise 8 Eylül akşamı Diyarbakır'a gelip nöbete başladı. Solunum hastası Ünzile Yabalak'a, PKK'lı teröristler tarafından 23 Eylül 1995'te şehit edilen Astsubay Murat Namdar'ın eşi Yıldız Namdar refakat ediyor.
7- Mardin'in Derik ilçesinden gelen Emine-Şeyhmus Kaya çifti, İstanbul'da polis memuruyken, Muş'ta kardeşinin düğün konvoyuyla memleketine dönerken, Diyarbakır'ın Lice ilçesinde yol kesen teröristler tarafından kaçırılan oğulları Vedat Kaya (28) için 5 Eylül'de oturma eylemine başladı.
8- Malatyalı Sadiye Özbey, 17 Eylül 2015'te Rize'den kendisini ziyarete gelirken Tunceli'nin Pülümür ilçesinde yol kesen PKK'lı teröristler tarafından aracı yakılıp kaçırılan oğlu Astsubay Semih için 5 Eylül günü oturma eylemine katıldı.
9- Bursa'da yaşarken eşini 17 Ağustos depreminde kaybedince Diyarbakır'a taşınan Meryem Savur, 4 yıl önce PKK'lı teröristlerce kaçırıldığını iddia ettiği oğlu Fırat (22) için 5 Eylül günü oturma eylemine başladı.
10- Diyarbakırlı Sabiha Balta, 5 yıl önce kaybolan oğlu Arafat'ın (25) PKK'lı teröristlerce dağa kaçırıldığını iddia ederek 5 Eylül günü oturma eylemine katıldı.
11- Diyarbakır'ın Dokuzçeltik köyünde oturan Aysel Koyun, 5 yıl önce PKK'lı teröristlerce dağa kaçırıldığını ileri sürdüğü oğlu Neşat (22) için 6 Eylül günü oturma eylemine başladı.
12- Diyarbakırlı Güzide Demir, 4 yıl önce PKK'lı teröristlerce dağa kaçırıldığını iddia ettiği oğlu Aziz (20) için 7 Eylül günü oturma eylemi başlattı.
13- Ağrı'nın Eleşkirt ilçesinde 4 yıl önce çobanlık yaparken PKK'lı teröristlerce kaçırıldığı belirtilen Vahit Çur'un (19) anne ve babası Bedirhan- Necla Çur çifti de 7 Eylül günü eyleme katıldı.
14- Diyarbakırlı Hüsniye Kaya, 5 yıldır haber alamadığı ve sonrasında arkadaşlarından Suriye'de olduğunu öğrendiği kızı Mekiye'yi (19) bulmak için 8 Eylül günü oturma eylemine başladı.
15- Ayten- Şadin Elhaman çifti, 2 yıl önce kaybolan oğulları Bayram (21) için 8 Eylül günü oturma eylemine katıldı.
16- İstanbul'da 5 yıl önce HDP Kağıthane ilçe binasına gittikten sonra dağa kaçırıldığını ileri sürülen Yakup Edizer'in (19) anne ve babası Salim ve Saliha Edizer çifti de 9 Eylül günü eylemdeki yerini aldı.
17- Diyarbakırlı Süleyman Aydın, 4 yıl önce terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığını iddia ettiği oğlu Özkan (19) için 9 Eylül günü oturma eylemine katıldı.
18- Diyarbakırlı Mevlüde Üçdağ, 5 yıldır haber alamadığı oğlu Ramazan (22) için 9 Eylül günü Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk'un ziyareti sırasında HDP önüne gelip eyleme katıldı.
19- Mardinli ancak Diyarbakır'da oturan Salih- Mülkiye Aylu çifti, 22 Mart 2019'da kaybolan ve HDP kongresine katılan M.I. tarafından Irak'ın Metine bölgesindeki PKK'lı teröristlerin yanına kaçırıldığını iddia ettiği oğlu Mehmet (20) için 10 Eylül sabahı oturma eylemine başladı.
20- Aslen Siirtli olan ancak Ordu'da yaşayan Latife Ödümlü, Dicle Üniversitesi Kimya Bölümü 3'üncü sınıf öğrencisi oğlu Özgür'ün (22), 10 ay önce PKK'lı teröristler tarafından Kuzey Irak'a kaçırıldığını söyleyerek, 10 Eylül günü oturma eylemine katıldı.
21- Diyarbakırlı Mehmet Karaman, 1999'da kandırılarak dağa götürüldüğünü ileri sürdüğü oğlu Ercan (40) için 11 Eylül'de oturma eylemine başladı.
22- Diyarbakırlı Fatma Akkuş, 28 Ağustos 2015'te kaybolan ve internette terörist kıyafeti giydiği videosunu gördüğü kızı Songül için 11 Eylül'de oturma eylemine katıldı.
23- Erzurum'dan gelen Macide Uslu ile Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçesinden gelen Halime Şehitoğlu, 2015'te Diyarbakır'ın Lice ilçesinde yol kesen PKK'lı teröristlerce kaçırılan yeğenleri Sedat Sorgun (28) için 11 Eylül'de oturma eylemine katıldı. Annesi vefat eden Sorgun'un, Van'da vatani görevini yaparken, izinli olarak Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçesindeki teyzesi Şehitoğlu'nu ziyaret edip, akrabalarını ziyaret etmek için de memleketi Erzurum'a giderken Lice'de yol kesen PKK'lılarca kaçırıldığı belirtildi.
24- Diyarbakırlı Nihan Çiçek, 2015'te eşinin akrabaları tarafından dağa kaçırıldığını iddia ettiği nişanlı kızı Hatun (23) için 11 Eylül'de oturma eylemine katıldı.
25- Diyarbakırlı Ömer Tokay, 2011'de Şırnak'a pikniğe gidip dönmeyen, 3 yıl sonra da terör örgütüne yakın bir televizyonda gördüğü oğlu Mehmet (22) için 12 Eylül'de oturma eylemine başladı.
26- İstanbul'da yaşayan Şevket-Fatma Bingöl çifti, 2014'te Arnavutköy'de 'Bana iş buldular, işe gidiyorum' diyerek evden çıkıp dönmeyen oğulları Tuncay (19) için 13 Eylül'de oturma eylemi başlattı.
27- Diyarbakır'ın Hani ilçesinde fırında çalışan oğlu Fatih Demir'in (24), 2015 yılında terör örgütünce dağa kaçırıldığını iddia eden anne Sevdet Demir (55), 13 Eylül'de oturma eylemine katıldı.
28- Bitlis'te eşinden boşanan Saliha Mert (42), 2015 yılında dağa kaçırıldığını iddia ettiği oğlu Yetiş Top (23) için 13 Eylül günü Diyarbakır'a gelip oturma eylemine katıldı.
29- Bitlis'te yaşayan Ubeydullah Yolaçan, 5 yıldır haber alamadığı oğlu Çetin (31) için 14 Eylül'de Diyarbakır'a geldi. Baba Yolaçan, gelini Gülcemal, torunları Ecrin ve Abdulsamet ile birlikte oturma eylemine katıldı.
30- Bitlis'in Mutki ilçesinden Diyarbakır'a gelen Hurinaz Omay (83), 24 yıl önce dağa kaçırıldığını iddia ettiği oğlu Rıfat (43) için 14 Eylül'de oturma eylemine katıldı.
31- Bitlis'ten Diyarbakır'a gelen Fadıl Kılıç, Ahlat Üniversitesi öğrencisiyken 3 yıl önce dağa kaçırıldığını öne sürdüğü oğlu Faruk için (25) 14 Eylül'de oturma eylemine katıldı.
32- Elazığ'dan Diyarbakır'a gelen Muhittin Avunan, usta birliğine giderken yol kesen PKK'lı teröristlerce kaçırılan yeğeni Bingöllü Emrah Avunan (24) için 13 Eylül'de oturma eylemine başladı. Emrah’ın annesi Leyla Avunan, babası Bilal Avunan ve akrabaları da 22 Eylül’de oturma eylemine katıldı.
33- Erzurum'un Horasan ilçesinden gelen Mehmet Emin Coşkun (49), Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde 2'nci sınıf öğrencisiyken 29 Aralık 2014'te terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığını iddia ettiği 3 çocuğunun büyüğü olan İbrahim (24) için 15 Eylül'de oturma eylemine başladı.
34- Bursa'dan gelen Türkan Mutlu, 7 yıl önce Balıkesir'de üniversiteyi kazanıp kayıt yaptırmayan ve kandırılarak dağa götürüldüğünü iddia ettiği kızı Ceylan Şeyma Tekin (24) için 16 Eylül akşamı oturma eylemine başladı.
35- Diyarbakırlı Vahide Sunar, 5 yıl önce Dicle ilçesine gidip PKK'lı teröristlerce kaçırıldığını düşündüğü oğlu Ahmet (22) için 16 Eylül'de oturma eylemi başlattı.
36- Ağrılı Salih Gökçe, 5 yıl önce İstanbul’da çalışırken ve askere gitmek üzereyken terör örgütü PKK tarafından kaçırılıp Suriye’ye götürüldüğünü iddia ettiği oğlu Ömer (24) için 17 Eylül’de oturma eylemine başladı.
37- Batmanlı Cabir Taş, 4 yıl önce tekstilde çalışırken terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığını iddia ettiği, o dönem 14 yaşında olan kızı Ece için 17 Eylül’de oturma eylemine katıldı.
38- Diyarbakırlı Üzeyir Nergiz, 5 yıl önce Kars Kafkas Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde okurken, 2014'te terör örgütü PKK tarafından dağa kaçırıldığını iddia ettiği kayınbiraderi Osman Etik (29) için 17 Eylül’de oturma eylemindeki yerini aldı.
39- Muşlu Selma Kan, 4 yıl önce Muş’ta terör örgütü PKK’ya katıldığını iddia ettiği oğlu Onur (28) için 18 Eylül’de oturma eylemine başladı.
40- Siirtli Şirin Sungur, 2015'te Bingöl'de vatani görevini yaparken memleketi Siirt'e bayram iznine döndüğü sırada Diyarbakır’ın Lice ilçesinde yol kesen PKK'lı teröristlerce kaçırıldığını iddia ettiği oğlu Süleyman (24) için 18 Eylül’de oturma eylemine katıldı.
41- Muşlu Halit Altun, 2015'te Malatya'da üniversite öğrencisiyken kaybolan ve terör örgütü PKK’nın elinde olduğunu iddia ettiği oğlu Muhsin (27) için 19 Eylül’de oturma eylemine başladı.
42- Konya'dan gelen Yıldız Ballı, 2014'te İstanbul Esenyurt'ta tekstil fabrikasında çalışırken kaybolan ve terör örgütü PKK’nın kaçırdığını iddia ettiği kızı Yasemin (21) için 19 Eylül’de oturma eylemine başladı.
43- İstanbul'dan Diyarbakır'a gelen Fahrettin Akkuş, 2015'te Sultangazi ilçesinde 19 yaşındayken, kaçırıldığını iddia ettiği oğlu Erkan (24) için 20 Eylül'de oturma eylemine başladı.
44- Kütahya’dan gelen Hatice Levent, 18 yaşındayken 2015 yılında Bitlis’te üniversite öğrencisiyken terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığını iddia ettiği kızı Fadime için 22 Eylül'de oturma eylemine başladı.
45- Muş'tan Diyarbakır'a gelen Güzel Aslan, 5 yıl önce mobilyacıda çalışırken kaybolan oğlu Turan Aslan (26) için 23 Eylül'de oturma eylemine başladı.
46- Batman'dan gelen Zehra Çak, 5 yıl önce Batman'da kaybolan oğlu Azat Çak (23) için 26 Eylül'de oturma eylemine başladı.
47- İstanbul Sultangazi'den gelen İmmihan Nilifırka, Ege Üniversitesi Gazetecilik Bölümü son sınıf öğrencisiyken, 21 Mart 2015'te kaybolan oğlu Mehmet (22) için 27 Eylül'de oturma eylemine başladı.
Balıkesir'deki o iki zorba tekrar gözaltında
Balıkesir'de, üniversite öğrencisi A.D.'yi (25) dövüp, parasını ve cep telefonunu gaspettikleri iddia edilen Nihat Y. (21) ve Burak B. (24), gözaltına alındı. Polis tarafından sağlık kontrolüne götürülen 2 şüpheli, polislere hakaret edip, bağırarak hastaneden ayrıldı. Bu anların yer aldığı görüntüler sosyal medyada yayılırken, polis ekipleri Nihat Y. ve Burak B.'yi kaldıkları evde yakalayıp, tekrar gözaltına aldı. Gaspedilen A.D. ve ailesi de Nihat Y. ve Burak B. hakkında mahkemeden uzaklaştırma kararı aldırdı.
Balıkesir’de 24 Eylül günü parkta oturan üniversite öğrencisi A.D. ve arkadaşlarının yanına Nihat Y. ve Burak B. geldi. İddiaya göre "Buranın abisi biziz" diyen iki kişi, A.D.'yi dövmeye başladı. Diğer gençleri bıçak göstererek uzaklaştıran Nihat Y. ve Burak B., A.D.'nin cep telefonunu ve cüzdanını gasbetti. A.D.'yi yakındaki su kanalına atmak üzereyken, ihbar üzerine olay yerine gelen polis ekiplerini gören şüpheliler Nihat Y. ve Burak B., kaçarak uzaklaştı.
Polis tarafından kimlikleri tespit edilen şüpheliler Nihat Y. ve Burak B., kısa sürede yakalanarak gözaltına alındı. Sağlık kontrolü için hastaneye götürülen zanlılar, iddiaya göre burada önce doktora saldırdı, ardından ise polislere bağırıp, hakaret ederek hastaneden ayrıldı.
Şüphelilerin hastanede yaşattıkları bu anlar, A.D.'nin babası İ.D. tarafından cep telefonu ile görüntülendi. Bu anlar sosyal medyada da yayınlandı ve tepkiler çığ gibi büyüdü.
Tekrar harekete geçen polis ekipleri Nihat Y. ve Burak B.'yi, dün gece kaldıkları evde yakalayıp, gözaltına aldı. Emniyet Müdürlüğü'ne götürülen iki şüphelinin sorgusunun sürdüğü, ardından adliyeye sevk edileceği bildirildi.
'HEM DARP HEM GASP VAR'
A.D.'nin kız kardeşi B.D. ise yaşananlara isyan etti. B.D., "Burada hem darp hem gasp var. Direkt öldürmeye teşebbüs ediyorlar. Hastanedeki görüntüleri babam çekti. Şahıslar polise küfrediyorlar. 'Benim 54 dosyam var, 55 olsun' şeklinde söylemleri var. Ve ellerini kollarını sallaya sallaya gidiyorlar. Gözaltındaki adamlar polisin elinden kaçıyor. Sonra tekrar yakalanıp, gözaltına alınmışlar. Mahkemeden uzaklaştırma kararı aldırdık. Ama bu tip insanların, böyle elini kolunu sallayarak gezmeleri çok acı bir durum" dedi.
Yüzünden ağır yaralanan A.D. ise DHA muhabirine yaptığı açıklamada, "Bu olayın duyulmasını istiyorum. Bugün bu olayın içinde kalan bendim. Yarın başkasının da başına gelebilir. Beni öldürmeye teşebbüs ettiler, yaralıyım, şimdi yaşıyorum. İnsan hayatı bu kadar basit olmamalıö diye konuştu.
GÖRÜNTÜ GEÇİLECEK
Fatih Emrah ERDOĞAN/BALIKESİR, (DHA)