1)KAYIP GAZETECİNİN CANSIZ BEDENİNE ULAŞILDI
BAYBURT- Trabzon sınırında, 'dünyanın en tehlikeli yolu' seçilen Soğanlı Dağı'ndaki Derebaşı virajlarındaki yol açma çalışmalarını takip ederken, üzerine çıktığı kar kütlesiyle uçurumdan düşüp, kaybolan Anadolu Ajansı (AA) muhabiri Abdülkadir Nişancı'nın 14 gün sonra, dere yatağında cansız bedeni bulundu. Bayburt- Trabzon sınırındaki Soğanlı Dağı'nda, 10 Mayıs'ta, kar yüzünden kapanan Derebaşı virajlarında yol açma çalışmalarını takip eden AA Bayburt Muhabiri Abdülkadir Nişancı, üzerine çıktığı kar kütlesiyle uçurumdan düştü. Gözden kaybolan Nişancı'ya ulaşılması için çalışma başlatıldı. Kamera ve fotoğraf makinesi ile ayakkabılarının teki bulunan Nişancı için bölgede Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ve Jandarma Arama Kurtarma (JAK) ekipleri ile dalgıçlar, arama çalışması yürüttü. Olaydan 14 gün sonra Nişancı'nın, düştüğü noktanın yaklaşık 4 kilometre uzağında, dere yatağındaki kayaların arasında cansız bedenine ulaşıldı. Bölgede ekipler, Abdülkadir Nişancı'nın cansız bedeninin dereden çıkarılması için çalışma başlattı.
Görüntü Dökümü
------------------------
-Olay yerinden görüntüler
-Cenazenin çıkarılma görüntüleri
-Gazetecinin bulunma anı
TRABZON, (DHA)-
===============================================
ÖLDÜRDÜĞÜ ARKADAŞININ CESEDİNİ KANALA ATARKEN YAKALANDI (EK)
2)'SARHOŞTUM, HATIRLAMIYORUM'
Antalya'da birlikte alkol aldıkları Ayşe G. için kavga ettiği arkadaşı Sadık Cantürk'ü başına saksıyla vurup, bıçaklayarak öldüren Soner E., ifadesinde olay sırasında çok sarhoş olduğunu ve yaşananları hatırlamadığını söyledi. Evin kira parası yüzünden tartıştıklarını öne süren Soner E., "Sadık Cantürk'ün bana odunla vurduğunu hatırlıyorum. Ondan sonrası yok bende. Gözümü açtığımda nezarethanedeydim" dedi. Soner E. ile Ayşe G., polisteki ifadelerinin ardından 'kasten adam öldürme' suççlamasıyla adliyeye sevk edildi.
Görüntü Dökümü
--------------------
Şüpheli şahıs ve kadının polisler arasında şubeden çıkışı
Polis aracına binmeleri
Aracın adliyeye gidişi
64 MB -- 34 Saniye
(Haber: Bülent TATOĞULLARI-Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,(DHA)
===============================================
3)OTOMOBİLLE ÇARPTIĞI 3 POLİSİ YARALAYIP, VURULDUKTAN SONRA KAÇAN ŞÜPHELİ YAKALANDI
TEKİRDAĞ'ın Çorlu ilçesinde yakalanan 3 şüphelinin kaçmasını sağlamak için otomobili ekiplerin üzerine sürüp, çarptığı 3 polisi yaraladıktan sonra yaya kaçarken bacağından tabanca ile vurulmasına rağmen izini kaybettiren E.H., saklandığı evin banyosunda yarasına pansuman yaparken yakalandı.Çorlu İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği ekipleri önceki gün , İstanbul Kadıköy'de geçen hafta boşanma aşamasında olduğu eşi N.Ç.'yi bacaklarından tabancayla 15 yerinden vurarak yaraladıktan sonra kaçan O.Ç. ve yanında bulunan U.Ç.,Ö.P.'yi Hıdırağa Mahallesi'nde gözaltına alarak araca bindirdiği sırada sokağa 34 GY 1721 plakalı otomobille gelen E.H., arkadaşlarının gözaltına alındığını görünce, yanlarında bulunan polisler H.Y., S K. ve G.A.'ya çarpıp, yaralanmalarına neden oldu. Araçtan inerek olay yerinden kaçmaya başlayan E.H.'ye önce 'dur' ikazı yapıldı. Ancak şüphelinin kaçmaya devam etmesi üzerine yaralı polislerden biri üzerindeki tabancasını çıkarıp, kaçan E.H.'yi bacağından vurdu. Vurulan E.H., olay yerinden yaralı olarak kaçarak izini kaybettirdi.
BANYODA PANSUMAN YAPARKEN YAKALANDI
Çorlu ilçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği ekipleri, yaralı olarak kaçan E.H.'yi yakalamak için geniş kapsamlı operasyon başlattı. Yaralı olarak kaçan şüphelinin gidebileceği ilçedeki tüm hastaneler, sağlık ocakları, eczaneler araştırıldı ancak gitmediği belirlendi. Polis, E.H.'nin aynı mahallede halasının evinde saklandığını tespit etti. Eve operasyon düzenleyen polis, yaralı E.H.'yi evin banyosunda kendisine pansuman yaparken yakalayıp, gözaltına aldı.
Gözaltına alındıktan sonra emniyete götürülen E.H., burada susma hakkını kullanacağını ve adliyede ifade vermek istediğini söylediği belirtildi. 'Ateşli silah kanununa muhalefet' suçundan aranması olduğu belirlenen, şüpheli, soruşturmasının ardından adliye sevk edildi.
POLİS MEMURU HAYATİ TEHLİKEYİ ATLATTI
Gözaltına alınan arkadaşlarının kaçmasını sağlamak için ekiplerin üzerine sürdüğü otomobille çarptığı polis memurundan durumu ağır olan H.Y., ameliyat edildi ve hayati tehlikeyi atlattığı bildirildi. Yaralı diğer polis memurları S.K. ile G.A., ise tedavilerinin ardından taburcu edildi.
Görüntü Dökümü
-----------------------
-Emniyet tabelası
-Şüphelinin polis aracına bindirilmesi
-Adliye tabelası
-Şüpheliden detaylar
-Şüphelinin polislere çarptığı araç
Haber- Kamera: Mehmet YİRUN/ÇORLU(Tekirdağ),(DHA)
================================================
4)ÖLDÜRDÜĞÜ SEVGİLİSİ İLE AYNI MEZARLIKTA TOPRAĞA VERİLDİ
AYDIN'ın Efeler ilçesinde gönül ilişkisi yaşadığı iddia edilen 2 çocuk annesi Seher Özer'i (30) başından vuran, ardından aynı pompalı tüfekle göğsüne ateş ederek intihar eden evli ve 2 çocuk babası Erdal Akın (44), aynı mezarlıkta toprağa verildi. Osman Yozgatlı Mahallesi'nde yaşayan evli ve 2 çocuk babası Erdal Akın’ın, iddiaya göre bir süre önce eşinden boşanan 2 çocuk annesi Seher Özer ile arasında ilişki başladı. Akın, eşinden boşanıp Özer ile ikinci evliliğini yapmak istedi. Ancak bu evliliğe Özer'in ailesinden onay çıkmadı. Bunun üzerine ikili konuşmak için dün saat 07.00 sıralarında, Osman Yozgatlı Mahallesi, 1212 Sokak'taki Nuri Sanlı Parkı'nda buluştu. Aralarında tartışma yaşandığı öne sürülen ikiliden Akın, yanındaki pompalı tüfekle Özer'i başından vurdu. Akın, ardından aynı tüfeği göğsüne dayayıp, bir kez daha tetiği çekti. Seher Özer olay yerinde yaşamını yitirirken, Akın ağır yaralandı. Silah sesini duyan çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine polis ve 112 Acil Servis ekipleri sevk edildi. Ambulansla Aydın Atatürk Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Akın, burada doktorların müdahalelerine rağmen kurtarılamadı. Özer'in cesedi ise otopsi için Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi'nin morguna kaldırıldı. Ölüm haberleri, yakınlarında üzüntü yarattı.
YANINDA ÇALIŞMIŞ
Seher Özer'in 3 yıl önce eşinden boşandıktan bir süre sonra Erdal Akın'a ait züccaciye dükkanında çalışmaya başladığı öğrenildi. İkili arasında bir süre sonra başlayan yakınlaşmanın duygusal ilişkiye dönüştüğü belirtildi.
Akın ve Özer'in cenazeleri farklı zamanlarda yakınları tarafından morgdan alındı. İlk olarak Seher Özer'in cenazesi, Veysel Karani Camii'ne getirildi. Öğlende kılınan namaz sonrası Seher Özer, Ovaeymir Mahalle Mezarlığı'nda toprağa verildi. Bir saat sonra ise bu kez Erdal Akın'ın cenazesi aynı camiye getirildi. Kılınan namaz sonrası Erdal Akın cenazesi de aynı mezarlığa defnedildi.
Burhan CEYHAN / AYDIN, (DHA)-
================================================
5)75 METREDE SU ARARKEN GAZ BULDU
ANTALYA'nın Elmalı ilçesinde çiftçilik yapan Necati Özdemir'in tarlasında sulama amaçlı yaptığı sondaj kuyusundan gaz çıktı. Yetkililer, yanıcı gazın türünü belirlemek için inceleme başlattı.
Elmalı'da çiftçilik yapan Necati Özdemir, serada sulama amaçlı kullanmak için Pirhasanlar Mahallesi'ndeki tarlasında sondaj çalışması yaptı. 75 metre derine inen Özdemir, suya ulaştı. Ancak kuyudan su ile birlikte gaz fışkırdı. Gazın yanıcı olup olmadığını test eden Özdemir, yanan gazı, üzerine toprak atarak söndürdü.
Yetkililere durumu haber veren Necati Özdemir, aynı kuyunun yaklaşık 20 metre uzağında 4 yıl önce sondaj vurduğunu, 80 metre derine indiğini, sondaj borusundan gaz fışkırdığını söyledi. Bu kuyudan halen gaz çıktığını ve bölgede bitki yetişmediğine değinen Özdemir, "Seralarım var. Çifçilik yapıyorum ve bana su lazım. Bu amaçla sondaj vuruyorum ancak her seferinde gaz çıkıyor" dedi.
Yetkililer, çıkan gazın türünü belirlemek için inceleme başlattı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------------------
- Yanan gazdan görüntü
- Gazı söndürme çalışması
- Çıkan su
- Kuyudan görüntü
- Necati Özdemir'den görüntü
Haber- Kamera: Mehmet AKIN/ELMALI(Antalya), (DHA) -
================================================
6)GURBETTEKİ BEYAZ RUSLAR, GELİBOLU'DA RUS ANITI'NDA ANILDI
BOLŞEVİK Devrimi'nin ardından 1920 yılında ülkelerinden kaçıp Türkiye'ye gelerek Çanakkale'nin Gelibolu ilçesine yerleşen ve burada yaşamını kaybeden Beyaz Ruslar, Rus Anıtı'nda düzenlenen törenle anıldı.
Bolşevik Devrimi'nin ardından 1920 yılında ülkelerinden kaçıp Türkiye'ye gelerek Gelibolu ilçesine yerleşen yaklaşık 30 bin Beyaz Rus, bir süre gurbette yaşam sürdü. Gelibolu'da kaldıkları süre içerisinde yaşamını yitiren Beyaz Ruslar ve Beyaz Rusların ilçeden ayrılışlarının 99'uncu yılı nedeniyle Rus Anıtı'nda düzenlenen anma törenine Türk Rus Toplumsal Forumu Türk Kanadı Genel Sekreteri emekli Büyükelçi Ender Arat, St. Andrew Vakfı'nı temsilen Melis Murat, Rossotrudniçestvo Federal Ajansı Ankara Temsilcisi Prof. Dr. Enver Şeykov ve Natig Guliyev, İstanbul Üniversitesi Slav Dilleri Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Türkan Olcay, Ege Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aydın Ibrahimov, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Türkiye Rusya İşbirliği Araştırma Merkezi (TURUSIA) Müdürü Prof. Dr. Vedat Çalışkan katıldı.
Törenden önce Rus ve Türk heyeti Rus Anıtı'nı gezerek karanfil bıraktı. Fotoğrafların sergilendiği müze ziyaretinden sonra Emekli Büyükelçi Ender Arat, anı defterini imzaladı. Anma programı, Anıt önünde toplu hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi.
'BU ANIT BİZİM İÇİN DOSTLUK SİMGESİ'
Gelibolu'nun Ruslar için önemli bir yer olduğunu belirten Ender Arat, "Buraya büyük bir ordu ve tarihte ilk defa bütün techizatıyla beraber kalkıp gelmiş. Kendi ülkelerindeki çatışma nedeniyle ayrılmak zorunda kalmışlar. O dönemde bu topraklar İngiliz, Fransız, Yunan işgali altındaydı. Gelibolu'ya Fransızlar tarafından yerleştirilmişler. Fakat Türk toplumu onları kucaklamış. Bir yönde dayanışma içine girmişler. Çünkü onlar da vatanlarından uzaklaşmışlar. İç savaş çıkmış. Bizde de bağımsızlık mücadelesi başlamış. Bu iki zorda kalan millet dayanışma içine girmişler. Ayrı dilden, ayrı dinden, ayrı ırktan olmalarına rağmen bir buçuk yıllık süre içinde hiç bir sorunla karşılaşılmamış. Zor şartlar içinde yardımlaşma içinde olmuşlar. Bu arkamda gördüğünüz anıt bile o dönemde Türklerin de yardımıyla taş taşınarak yapılmış. Biliyorsunuz Atatürk zamanında İstiklal Savaşı sırasında Rusya'dan silah, para yardımı geldi. Müslümanların topladığı paraydı. Ama Rus, Bolşevik yönetimi Türkiye'ye bu paraları gönderdi. İki ülke zor zamanda dayanışma içinde oldu. Dolayısıyla bu anıt bizim için dostluk simgesi. Bugün düzenleyeceğimiz konferansta da bunları yaşatmak, kayda geçirmek Rus ve Türk toplumuna anlatmak amacını taşıyor" dedi.
ÇOMÜ TURUSIA Müdürü Prof. Dr. Vedat Çalışkan ise, Bolşevik Devrimi'nden sonra yurtlarını terk eden Ruslardan 30 bin kadarının 22 Kasım 1920 tarihinde Gelibolu'ya geldiklerini, son grubun tahliyesinin gerçekleştiği 5 Mayıs 1923 yılına kadar da Gelibolu'da zorunlu bir gurbet yaşadıklarını söyledi. "100 yıl önce burada yaşananlar, burada yaşayanların hatıraları 100 yıl sonra bizlere hala bir araya getirme misyonu ve gücünü gösteriyor, kanıtlıyor" diyen Çalışkan, şunları söyledi:
'KALDIKLARI 3 YILDA HİÇBİR İTİLAF YAŞANMADI'
"Bu yıl da uluslararası düzeyde katılımlarla birlikte Gelibolu'da yeniden bir araya geldik. Geçmişte yaşananlar Türk ve Rus toplumları arasında kardeşliği, hoşgörüyü, dayanışmayı farklı etnik, dini kimliklere sahip olmalarına karşın merhamet neticesinde büyük zorlukları aşabilme gücünü gösterdi, kanıtladı. 100 yıl önce Gelibolu'da yaşayan Türkler ve Ruslar, bir arada barış içerisinde nasıl yaşanabilir. Bunları bize gösterdiler. Ruslar Gelibolu'da kaldıkları 3 yıl boyunca Türklerle çok iyi ilişkiler kurdular. Hiçbir itilaf yaşanmadı. Şimdi Beyaz Rusların Gelibolu hatırasına 100'üncü yıldönümüne doğru yaklaştığımız günlerin içinde bulunuyoruz. Aslında 2019 yılı da Türkiye-Rusya Kültür ve Turizm Yılı ilan edildi. Karşılıklı Turizm Bakanları tarafından niyet bildirgesi imzalandı. Dolayısıyla önümüzde 4 yıllık bir süreç var. Biz bu süreci kullanarak, Türkiye-Rusya ülkeleri ve toplumları arasında her boyutta katkıda bulunmaya çalışıyoruz."
Gelibolu'da yaşamlarını yitiren Beyaz Ruslar anısına yapılan anıttaki törenin ardından, etkinlikler Gelibolu Atatürk Kültür Merkezi'nde devam edecek. Anma töreni, Gelibolu Belediyesi evsahipliğinde, ÇOMÜ Türk-Rus Toplumsal Forumu ve ÇOMÜ TURUSIA tarafından düzenlenen 'Beyaz Rusların Gelibolu Gurbetinin 100'üncü Yıldönümüne doğru' konulu panel, belgesel film gösterimi ve sergi açılışıyla son bulacak.
'BEYAZ RUS' İSMİ
Bolşevik Devrimi'ni gerçekleştirenlere 'Kızıllar' deniyordu. Daha sonra bu 'Kızılordu' adını aldı. Bolşevik Devrimi'ne isyan çağrısı yapan güçlere ise başlangıçta 'Gönüllü Ordusu' deniyordu. Zamanla 'Beyaz Ordu' ve 'Beyazlar' adını aldı. Bu, milliyeti ifade eden bir terim değil, siyasi bir tabir. Çünkü Beyaz Ordu içinde; Ruslar, Ukraynalılar, Gürcüler, Don Kazakları, Kalmuklar, Çerkezler, Türkmenler, Ermeniler, Gürcüler, Rumlar ve Museviler de yer alıyordu. Bu güçlere zamanla 'Beyaz Ruslar' denmiştir
Görüntü Dökümü
-----------------------
-Gelibolu'daki Rus Anıtını Türk ve Rus heyetin gelmesinden genel ve detay görüntü.
-Rus Anıtı yanındaki fotoğraf müzesi ve müzenin gezilmesinden görüntü.
-Emekli Büyükelçi Ender Arat'ın anı defteri imzalamasından görüntü.
-Ender Arat ile röp.
-Vedat Çalışkan ile röp.
-Rus Anıtındaki anma töreni ve anıta karanfil bırakılmasından genel ve detay görüntü.
Haber-Kamera: Mustafa SUİÇMEZ-Doğan ZELOVA/GELİBOLU(Çanakkale), (DHA)
================================================