HABER

DHA YURT BÜLTENİ-2

1)ADANA'DA FETÖ OPERASYONU: 37 GÖZALTI KARARI ADANA'da yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında 37 kişi hakkında gözaltı kararı verildi.

1)ADANA'DA FETÖ OPERASYONU: 37 GÖZALTI KARARI

ADANA'da yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında 37 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Şüphelilerin yakalanması için sabah saatlerinde operasyon başlatıldı. Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında örgütle ilişkisi olduğu sürülen 37 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Kararın ardından Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şube Müdürlüğü ekipleri, şüphelilerin evlerine sabahın ilk saatlerinde baskın düzenledi. Evlerde arama yapan ekipler, aralarında kadınların da bulunduğu çok sayıda şüpheliyi gözaltına aldı. Sağlık kontrolünden geçirilen şüpheliler, sorgulanmak üzere Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü.

Görüntü Dökümü
------------------------
- Adli tıp biriminin dış görüntüsü
- Şüphelilerin sağlık kontrolüne getirilmesi

Süre: 01'25" Boyut: 159 MB
Haber - Kamera: Gökhan KESKİNCİ/ADANA, (DHA)

======================================================

2)KOCASI TARAFINDAN VURULAN MUTLU, SAĞ BACAĞINI KULLANAMAYACAK

İZMİR'in Konak ilçesinde, boşanmak istediği eşi Doğukan İhsan Bilvar'ın (25) pompalı tüfekli saldırısına uğrayan Mutlu Bilvar'ın (26) sağ bacağı, tüm fonksiyonları yitirdi. Hala hastanede tedavi altında olan ve doktorların kendisine sağ bacağını bir daha kullanamayacağını söylediğini belirten Bilvar, eşinin en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi.
Olay, geçen 30 Mayıs'ta öğle saatlerinde Toros semtindeki 2706 Sokak'ta meydana geldi. İki çocuk annesi Mutlu Bilvar, 5 yıl önce evlendiği eşi Doğukan Bilvar'dan şiddet gördüğü için boşanmak istedi. Ancak eşi boşanmak istemedi ve yeniden şiddet uyguladı. Genç kadın da evi terk ederek, Aydın'ın Didim ilçesinde bulunan akrabasının yanına gitti. Bir süre burada kaldıktan sonra İzmir'e dönen Mutlu Bilvar, halasının yanına yerleşti. Doğukan Bilvar da eşinin kaldığı eve gitti. "Evi neden terk ettin? Nerede olduğunu neden bana söylemiyorsun" dediği Mutlu Bilvar'a pompalı tüfekle ateş etti. Saçmaların bacaklarına isabet ettiği genç kadın, komşusunun bahçesine atlayıp, kaçmaya çalıştı. Doğukan Bilvar'ın kaçan eşinin arkasından ateşlemek istediği silah tutukluk yaptı. Genç kadın bunu fırsat bilerek, çevredekilerden yardım istedi. Son anda ölümden dönen Mutlu Bilvar'ın dayısı O.A. da olay sırasında ayağından vurularak, yaralandı. Bacaklarından vurulan Mutlu Bilvar ile dayısı, Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. O.A. tedavisinin ardından taburcu edildi, ancak Mutlu Bilvar onun kadar şanslı olamadı. Yakalanan koca Bilvar ise tutuklandı.

'ÇOK KEZ BOŞANMAYI DENEDİM AMA BAŞARAMADIM'

Olayın ardından sağ bacağında hissizlik ve baldır kemiğindeki kayma oluşan, sol bacağını az da olsa hissedebilen Mutlu Bilvar'ın Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ndeki tedavisi sürerken, talihsiz genç kadın yaşadıklarını anlattı. Sürekli şiddet gördüğünü, eşinin geçen sene de kendisini 9 bıçak darbesiyle yaraladığını, bunun üzerine uzaklaştırma kararı çıkarıldığını belirten Bilvar, "Kendisi madde bağımlısı. Uzaklaştırma kararını da ihlal edip, bana saldırdı. Çok kez boşanmayı denedim ama başaramadım. Hep böyle bir olayın olmasından korktuğum için geri dönmek, sinmek zorunda kaldım. Ama en sonunda kararlı davranmadığım için bu yaşandı. Ben bu şahsın en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum" dedi. Bilvar, doktorların kendisine sağ bacağını bir daha kullanamayacağını söylediğini de sözlerine ekledi.

'ABA ALTINDAN SOPA GÖSTERİRCESİNE KONUŞTU'

Doğukan İhsan Bilvar'ın annesinin olayın ardından gelip, kendisini ziyaret ettiğini belirten Mutlu Bilvar, "Bana, aba altından sopa gösterircesine konuşup, şikayetçi olmamam için rica etti. Ama ben şikayetimden vazgeçemeyeceğim" dedi.

Görüntü Dökümü
-----------------------
- Mutlu Bilvar'ın bacağından görüntü
- Mutlu Bilvar ile röp.
- Genel ve detay görüntü
Haber: Davut CAN - Kamera: Mücahit BEKTAŞ / İZMİR, (DHA)

=======================================================

KARACİĞER NAKİLLİ ÇOCUKLAR KARNE SEVİNÇLERİNİ DOKTORLARIYLA PAYLAŞTI
3)HEM OKUL HEM SAĞLIK KARNELERİ ÇOK İYİ

ÇEŞİTLİ nedenlerle karaciğerleri iflas edince İzmir Kent Hastanesi'nde nakil olan çocuklar, okullar tatile girince soluğu doktorlarının yanında aldı. Yıllık kontrolleri için hastanede buluşan karaciğer nakilli çocukların okul karneleri gibi sağlık karnelerinin de çok güzel olduğu anlaşıldı. Çocuklar doktorlarıyla birlikte pasta keserek sınıfı geçmelerini kutladı. Doç. Dr. Murat Kılıç, "Çoğu 5-6 aylıkken ya da 1-2 yaşlarındayken nakil yaptığımız, naklin üstüne 8-10 sene geçirmiş çocuklarımız. Bugün hem karnelerini kutluyoruz hem de sağlıklı olmalarının sevincini yaşıyoruz" dedi.
Aynı kaderi paylaşan, yolları karaciğer nakli için geldikleri İzmir Kent Hastanesi'nde kesişen çocuklar, artık yaşıtlarından farksız büyüyorlar, onlar gibi okullara gidip gelecek hayalleri kuruyorlar. Ancak onlar belli aralıklarla kontrollerini yaptırmak zorundalar. Nitekim okullar tatile girince sadece İzmir değil, Türkiye'nin dört bir köşesinden nakilli çocuklar hastaneye kontrole geldi.
Gaziantepli Merve Perihan Gezer, henüz 15 aylıkken kriptojenik (nedeni bilinmeyen) karaciğer yetmezliği nedeniyle nakil oldu. 16 Ekim 2012'de annesi Hatice Gezer'den gerçekleştirilen nakille ikinci hayata başlayan Merve, bu yıl evde eğitim gördü ve ikinci sınıfa geçti. İlk kez karne almanın mutluluğunu yaşadı.
Tokat'tan sevk edilen Birkan Aktaş 4 Haziran 2010'da 'alfa-1 antitripsin' tanısıyla nakil olduğunda 8 yaşındaydı. Annesi Dudu Aktaş'tan karaciğer dokusu nakledilen Birkan, nakil sonrasında taşındıkları İzmir'de başarıyla eğitim hayatını sürdürüyor. Karşıyaka TOKİ Çok Programlı Anadolu Lisesi'nde okuyan Birkan, bu yıl 11'inci sınıfa geçti.
Balıkesir'in Bandırma İlçesi'nde yaşayan Ayhan Yılmaz safra kanalları yokluğu (bilier atrezi) nedeniyle 9 yaşındayken 3 Mart 2011'de nakil oldu. Ayhan'a ikinci hayatın kapılarını teyzesi Özlem Barbaros açtı. Manyas Anadolu Lisesi öğrencisi Ayhan 12'inci sınıfa geçti.

Çocuklardan İzmir'de yaşayan Hasan Alınca 28 Kasım 2012'de henüz 3 yaşındayken kriptojenik (nedeni bilinmeyen) karaciğer yetmezliği tanısıyla ameliyat masasına yattı. Annesi Gizem Alınca'dan alınan karaciğer dokusunun nakledildiği Hasan Alınca, bu yıl Mahmut Esat Bozkurt ilkokulundan mezun oldu. Hasan, gelecek yıl ortaokula başlayacak.

Hataylı Feyza Nur Arslan 4 yaşındayken 19 Ocak 2012'de 'akut- subakut karaciğer yetmezliği' tanısıyla nakil oldu. Annesi Nazire Arslan, Feyza Nur'a ikinci kez hayat verdi. Küçücük yaşında büyük yaşam mücadelesi veren Feyza Nur, Antakya Tanışma İmam Hatip Ortaokulu öğrencisi. 7'inci sınıfa geçen Feyza Nur, karne sevincini doktorlarıyla paylaştı.

Akut karaciğer yetmezliği nedeniyle babası Şeyhmuz Derici'den nakil gerçekleştirilen Yusuf, 2 yaşında ameliyat masasına yattı. Dedesi Medeni Derici'nin bir an yanından ayırmadığı Yusuf şimdi 9 yaşında. İzmir'de oturan Yusuf Derici, Hüseyin Avni Ateşoğlu İlkokulu'nda 4'üncü sınıfa geçmenin sevincini yaşıyor.

Bilier atrezi (safra kanalları yokluğu) tanısıyla 6 aylıkken ameliyat masasına yatan Onur Toprak Sungur'a dayısı Cemil Polat can aşısı oldu. 25 Mart 2010 tarihinde dayısından nakledilen karaciğer dokusuyla hayat bulan Onur Toprak, 9 yaşında ve artık ortaokul öğrencisi. Onur Toprak İsmail Şekip Uyal İlkokulu'ndan mezun oldu, cüppe giyip kep attı.

Mersin'den akut karaciğer yetmezliği tanısıyla İzmir Kent Hastanesi'ne sevk edilen Ahmet Kuzey Araboğa, 24 Mayıs 2013 tarihinde nakil olduğunda 16 aylıktı. Babası Ali Tayfun Araboğa'nın hayat verdiği Kuzey, bu yıl ilk kez karne almanın sevincini yaşadı. Kuzey, Mersin Yenişehir İlkokulu'nda 2'inci sınıfa geçti.

6 aylıkken babası İbrahim Ceylan'dan nakil gerçekleştirilen Habibe Ceylin Ceylan'ın tanısı hepatoblastom idi. Çok zor günleri geride bırakan İzmirli Ceylin, bu yıl Afacanlar Anaokulu'ndan mezun oldu. Gelecek yıl ilkokul öğrencisi olacak Ceylin, kontrole annesi Pakize ve kardeşleri Belinay ve Elif Leyla ile birlikte geldi.

DOKTORLARI İLE BULUŞTULAR

Hikayeleri farklı kaderleri ortak karaciğer nakilli çocuklar, tetkikleri ve muayeneleri yapıldıktan sonra doktorları Doç. Dr. Murat Kılıç, Opr. Dr. Cahit Yılmaz, Doç. Dr. Mert Akan, Opr. Dr. Rasim Farajov, Opr. Dr. Zaza Lakobadze, Dr. ElçinYücebaş, hemşire abla ve abileriyle bir araya geldi. Doktorlarına karnelerini gösteren, sevinçlerini paylaşan çocuklar, sağlık kontörlerinden de geçer not aldı. Anne babaların da bu sevince ortak olduğu günde Kent Hastanesi Karaciğer Nakli ekibinden Doç. Dr. Murat Kılıç şunları söyledi:

"Çocuklarımız daha önce karaciğer nakli olup hayata tutunmuş ve normal bir hayata devam eden çocuklar. Çoğu 5-6 aylıkken ya da 1-2 yaşlarındayken nakil yaptığımız, naklin üstünden 8-10 sene geçirmiş çocuklarımız. Şimdi karnelerini aldılar. Hepsi de çok güzel karneler getirdiler. Bugün hem karnelerini kutluyoruz hem de sağlıklı olmalarının sevincini yaşıyoruz. Buradaki çocukların çoğu akrabalarından nakil oldular. Annesinden, teyzesinden, dayısından nakil olan çocuklar var. Karaciğer nakli hayati bir operasyon olduğu için, buradaki çoğu çocuk nakil olmasaydı kaybedilecekti. O yüzden eski günleri hatırlıyoruz. Hepsi çok büyük sağlık sorunları atlattılar. Onları bu şekilde sağlıklı görmek bizim için çok sevindirici. Çocuklarımızın okul karneleri de sağlık karneleri de çok şükür çok iyi."

DUYGULARINI DİLE GETİRDİLER

Hastanede buluşan anne ve babalar ile çocuklar da duygularını şöyle dile getirdi.

Feyza Nur Arslan'ın babası Hasan Arslan: Biz Hatay'dan geliyoruz. Feyza'nın ağabeyi aynı hastalıktan ölmüştü. Onu kurtaramadık. Feyza da aynı hastalığa yakalanınca bizi İzmir Kent Hastanesi'ne yönlendirdiler. Feyza'yı kurtarmak için son çaremiz kalmıştı. Hocalarımızdan Allah razı olsun. Hemen ameliyata aldılar. 2012'de annesinden nakil işlemi gerçekleştirildi. O günden beri bir daha o hastalığı yaşamadık. Şükürler olsun, kontrollerde hiçbir sorun çıkmadı. Çok mutluyuz. Hala inanamıyorum. Buraya umutsuz gelmiştim ama baktık ki hocalarımız bizi çok güzel karşıladı. 'Feyza'yı inşallah kurtaracağız' dediler. Şu an tek kızım var. Başka çocuğum yok. Çok mutluyum, hocalarıma çok teşekkür ediyorum.
Feyza Nur Arslan: Karnem güzel. Bu yıl teşekkür belgesi aldım. İleride avukat olmak istiyorum. Doktorlarıma çok teşekkür ediyorum.
Onur Toprak Songur'un annesi Semanur Songur: Onur'un hastalığı ortaya çıktığında henüz 2 aylıktı. Bizim için ümitsiz bir durumdaydı. Onun şu an hayatta olması bir mucize. Ben de eşim de verici olmak istedik ancak uyumlu olmadı. Kardeşim Cemil, oğlum için donör oldu. Biz bunu bilmiyorduk. Bizim için sürpriz oldu. Oğlum 6 aylıkken nakil oldu. Şu an çok mutluyuz. Oğlum ikinci kez doğmuş gibi. Doğum günü bizim için eylül ayı değil, ameliyat olduğu mart ayı. Ameliyat olduğu gün yeniden dünyaya geldi. O gün bizim için yeni bir gün doğdu. Zor bir süreçti ama çok güzel sonuçlandı. Artık 4. sınıfı bitirdi. Her şey iyiye gidiyor. Hocalarımıza çok teşekkür ediyoruz.
Onur Toprak Songur (10): Ben bu yıl teşekkür aldım. Notlarım çok iyi. İleride Youtuber olmak istiyorum.

Görüntü Dökümü
-----------------------
- Kutlamadan genel ve detay görüntü
-Doç. Dr. Murat Kılıç ile röp.
-Hasan Arslan ile röp.
-Feyza Nur Arslan ile röp.
- Semanur Songur ile röp.
- Onur Toprak Songur ile röp.

Haber-Kamera: Mücahit BEKTAŞ / İZMİR, (DHA)

======================================================

BU KEZ 'FOSİL' BULDU

MUĞLA'nın Datça ilçesinde yüzerken fark edip deniz dibinden çıkardığı Antik Roma dönemine ait 'aslan yavrusunu emziren mermer kadın heykelini' Marmaris Müze Müdürlüğü yetkililerine teslim eden Muhammet Yüksel (57), bu kez aynı yerde, tarih öncesi döneme ait olduğu tahmin edilen bir fosil buldu. Cismin fosil olup olmadığının kesinlik kazanması için karbon testi yapılması gerektiğini belirten Yüksel, üniversitelerin yardımını beklediğini söyledi.

Datça Yarımadası'nın Akdeniz kıyısında bulunan tarihi Burgaz ören yeri yakınlarında, 15 Mayıs'ta, gözlük ve şnorkelle yüzen emekli sigortacı Muhammet Yüksel, 'aslan yavrusunu emziren mermer kadın heykeli' buldu. Marmaris Müze Müdürlüğü yetkililerine heykeli teslim eden Yüksel, geçen cuma günü aynı bölgede yüzerken, sahil kenarında kayaların arasında kırmızı renkli bir taş buldu. Taşı bulunduğu yerden çıkaran Yüksel, gözlerine inanamadı. Yaklaşık 50 santimetre uzunluğunda ve 3 kilo ağırlığındaki taş parçasının bir tarafında eski bir yapıya ait olduğu tahmin edilen duvar kalıntısı ve yanmış tahta parçaları olduğu görüldü. Taşın diğer tarafında ise ipeksi yumuşaklıkta adeta tarih öncesi bir deniz canlısının solungaçlarını anımsatan kırmızı renkli 'fosil' olabileceği değerlendirilen bir cisim gözlendi. Deniz dibinde bulduğu obje hakkında görüştüğü jeologlardan yeterli bilgi alamayan Yüksel, üniversitelerin yardımını beklediğini kaydetti.

KARBON TESTİ YAPILMASI GEREKİYOR

Objenin, milyonlarca yıl öncesinde yaşamış bir canlının fosili olabileceği yönünde görüş belirtenlerin olduğunu ifade eden Yüksel, "Bir jeoloji mühendisine gösterdim. Bunun tarih öncesi bir fosil olabileceğini, yaşının belirlenmesi için karbon testi yapılması gerektiğini söyledi. Önemli bir buluntu olabileceğine dikkat çekti. Hatta tarih öncesi yaşamış, balina büyüklüğünde bir deniz canlısının solungaçları olabileceğini vurguladı" diye konuştu.

ÜZERİNDE YANMIŞ TAHTA PARÇALARI VAR

Objenin bulunduğu bölgede 2 bin ila 2 bin 500 yıl önce çok büyük bir depremin meydana geldiğini öğrendiğini belirten Yüksel, "Deprem sırasında büyük bir yangın çıktığı, yanan bir yapının denize çöktüğü ve bu yapının denizde bulunan fosilin üzerine denk geldiği tahmin ediliyor. Görüştüğüm jeologlardan biri, üzerine düşen yanan ev ile fosilin birlikte kimyasal etkileşime girerek, 2 bin 500 yıl kadar birlikte bir birbirine yapışmış halde, deniz dibinde kalmış olabileceğini söyledi. Jeolog, 2 bin 500 yıl öncesine ait olduğu tahmin edilen yapı malzemelerine göre, fosilin çok daha eski yıllara ve hatta milyonlarca yıl önce yaşamış bir canlı türüne ait olabileceğine dikkat çekti" dedi. Fosilin çok elastiki, yumuşak, parlak ve üst üste konulmuş ince jelatin tabakaları gibi kırmızı renkte, ciğere benzeyen bir doku görünümünde olduğunu vurgulayan Yüksel, bu objenin sırrını öğrenmek istediğini söyledi.

Görüntü Dökümü
-----------------------
- Fosilin görüntüleri
- Fosile yapışmış halde duran eski bir yapıya ait duvar kalıntıları ve bir bölümü yanmış tahta parçalarının görüntüleri
- Muhammet Yüksel (57) ile röp.

Haber- Kamera: Mehmet ÇİL / DATÇA (Muğla), (DHA)

=======================================================

KALDIRIMDA OTURAN KADININ CEP TELEFONUNU ÇALDI

ADANA'da kaldırımda oturan Nadire T.’nin cep telefonunu alıp kaçtığı iddia edilen Muhammet A. (23) yakalanıp, gözaltına alındı. Üzerinden Nadire T.’den çaldığı telefon çıkan Muhammet A., tutuklandı.
Olay, Merkez Seyhan ilçesi Fevzipaşa Mahallesi’nde meydana geldi. Yürüyüşe çıkan Nadire T., yorulunca dinlenmek için kaldırama oturdu. Bu sırada yanına yaklaşan Muhammet A., Nadire T.'nin elindeki cep telefonunu alıp kaçtı. Bu sırada bölgede bulunan Dursun G., kaçan şüphelinin peşine düştü, ama yetişemedi.
İhbar üzerine olay yerine gelen Asayiş Şube Müdürlüğü Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri, şüpheliyi yakalamak için çalışma başlattı. Polis, görgü tanıklarının verdiği eşkal üzerinden Muhammet A.’yı, olaydan iki saat sonra yakalayarak gözaltına aldı. Üzerinde bulunan çaldığı cep telefonu ise sahibi Nadire T.ye teslim edildi.
Muhammet A. emniyetteki işlemlerin ardından çıkarıldığı nöbetçi sulh ceza mahkemesince tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Görüntü Dökümü
---------------------------
- Adli Tıp Kurumu tabelası
- Zanlının giriş ve çıkışı

SÜRE:00'46" BOYUT: 85.3 MB
Haber: Can ÇELİK Kamera:ADANA, (DHA)

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler