HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

DHA YURT BÜLTENİ - 7

  Tarihi kilisenin duvarları sprey boya ile tahrip edildi NEVŞEHİR'in Derinkuyu ilçesinde 19'uncu yüzyıla ait olan tarihi Aziz Theodoros Trion Kilisesi binasının taş duvarlarına sprey boyalarla yazılar yazıldı.

Tarihi kilisenin duvarları sprey boya ile tahrip edildi

NEVŞEHİR'in Derinkuyu ilçesinde 19'uncu yüzyıla ait olan tarihi Aziz Theodoros Trion Kilisesi binasının taş duvarlarına sprey boyalarla yazılar yazıldı.
Nevşehir'in Derinkuyu ilçesinde, 'Ayastefanos Antlaşması' gereğince Osmanlılar tarafından Sultan Abdulmecid döneminde yaptırılan Aziz Theodoros Trion Kilisesi, halk arasında 'Üzümlü Kilise' olarak biliniyor. Her yıl Mayıs ayının son Pazar günü açık olan kilise Bahar Ayini'ne ev sahipliği yapıyor. Bu ayine Fener Rum Patriği Bartemelos da katılıyor. Bölgede yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken tarihi kilise binasının taş duvarları kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından sprey boyalarla yazılar yazılarak tahrip edildi. Duvarlara, 'Yeniden çıkıp gelsen, ya istiklal ya ölüm desen', 'Sağa sola bakma ben varım de yürü', 'seni seviyorum" şeklinde yazılar yazıldı.

Görüntü Dökümü:
------------------------
-Derinkuyu ilçesindeki Aziz Theodoros Trion kilisinden genel ve detay görüntü
-Tarihi kilisesinin duvarları sprey ve boyalarla yazılardan genel ve detay görüntü

Süre: 1 Dakika 15 Saniye - 142 MB

NEVŞEHİR,(DHA)

=================

2 bin 700 yıllık Ayanis Kalesi'nin taşlarının sırrı çözülüyor

Van'da, Urartu Kralı II. Rusa tarafından 2 bin 700 yıl önce inşa edilen, 30 yıldır da kazı çalışmaları devam eden Ayanis Kalesi'nin yapımında kullanılan taşlar, bilim insanlarına araştırma konusu oldu. Araştırmacılar, kalede kullanılan taşların nerden ve nasıl getirildiği, nasıl işlendiği, hangi tekniklerin kullanıldığına ilişkin çalışmalar yaptı.
Van Gölü'nün doğu kıyısında yer alan Ayanis Kalesi, süslemeleri, mimari yapısı ve kalıntılarıyla Urartular dönemine ait önemli bilgiler sunuyor. Urartu Kralı II. Rusa tarafından yaklaşık 2 bin 700 yıl önce yapılan ve bugüne ulaşan kale, bilim dünyası için de heyecan uyandırıyor. Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Işıklı başkanlığındaki 22 kişilik ekip tarafından yapılan kazı çalışmalarında, bugüne kadar Urartuların yönetim yapısı, mimarisi ve inançlarıyla ilgili önemli bulgulara rastlandı.
O TAŞLAR MERCEK ALTINDA
Kazı çalışmalarının 30 yıldır sürdüğü kalede kullanılan taşlar da mercek altına aldı. Kazı ekibinde yer alan Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Araştırma Görevlisi Ayşegül Akın Aras, kalede kullanılan 3 çeşit taşın nerelerden, hangi yöntemlerle, nasıl getirildiğini doktora tezi kapsamında araştırdı. Aras ile birlikte 10 kişilik araştırmacı ekip, müzeden alınan izinler doğrultusunda analiz çalışması yaptı.
ANALİZLER YAPILDI
Malzemenin kaynak tespiti için gerçekleştirilen arazi ve analiz çalışmalarında, Atatürk Üniversitesi'nden Prof. Dr. Mehmet Işıklı, emekli Doç. Dr. Mustafa Karabıyıkoğlu, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nden Doktor Öğretim Üyesi Ebru Akköprü ve Rouen Üniversitesi'nden Damase Mouralis, Atatürk Üniversitesi'nden Araştırma Görevlisi Oğuz Aras ve lisansüstü öğrencileri yer aldı.
Akın Aras, Ayanis Kalesi'nin Urartuların en önemli kalelerinden biri olduğunu belirterek, "30 yılda gelinen nokta göstermiş ki; aslında hem mimari, hem de eser envanteri açısından baktığımızda çok ünik ve çarpıcı eserler ele geçmekte. Bu eserlerin yoğunluklu grubunu da taş eserler oluşturmakta. Ben de doktora tezi kapsamında buradaki taş eserleri stilistik ve teknik açıdan değerlendirmeye aldım" dedi.
Ayanis Kalesi'nde hem mimaride, hem de küçük eser olarak baktıklarında taş eserlerin çok dikkat çektiğini belirten Aras, şöyle konuştu:
"Bu taş eserlerin bezeme alanı, benim çalışma alanım içerisindedir. Bu taş eserlerin, hammadde sağlanış şekilleri ve hangi yol güzergahları kullanılarak buraya getirildiklerini araştırıp çalışmalarımıza dahil ettik. Bunlar için analizler yaptık. Hem buradaki eserlerden, hem de arazi çalışması yürüterek, hammaddelerden aldığımız örnekleri karşılaştırarak bir sonuç elde etmeye çalıştık. Kesin sonuçlar değil ama, ön sonuçlarda özellikle bazalt, su mermeri ve kireç taşları, ana grubunu oluşturuyor. Bazaltların buraya yaklaşık 40 kilometre uzaklıktaki Tımar bölgesinden, su mermeri dediğimiz ve ünik bir eser olan taşlar ise bunlar hem tapınağın sellasında hem de yeni dönem kazılarda çıkan podyumlu salonun hammaddesini oluşturuyor. Bezemeli, birbirini takip eden öğeler üstünde yer almakta. Yaptığımız arazi çalışmalarında Çavuştepe Kalesi'ne de yakın bir noktada Gürpınar tarafında bir kaynak tespit edildi. Başkale dolaylarında da yine su mermerine rastlanıldı. Bu kaynaklar Ayanis Kalesi'ne 105 ve 165 kilometre uzaklıktadır."
SU YOLUNU KULLANMIŞ OLABİLİRLER
Taşların Ayanis Kalesi'ne uzaklıklarının o dönemin şartlarına göre çok fazla olduğunu belirten Aras, "Bu o dönem için çok fazla bir mesafe aslında. O günün koşullarıyla değerlendirildiğinde o kadar devasa taşları nasıl getirdiler diye düşündüğümüzde, karayoluyla yüksüz bir insanın bile 23 saatte kat edeceği bir yol. Su mermerinin taşınması demek, günlerce süren bir yol demek. O yüzden bu taşın nasıl getirildiği konusunda alternatif yollar üretmeye çalıştık. Ve muhtemelen bu gerçekleşti ve su yolu kullanıldı. Çünkü kaynağın hemen yakınından büyük dere geçmekte. Ve bu dere, Van Gölü'ne dökülen dere. Biz de Van Gölü'nden buraya taşınabileceğini düşünüyoruz" diye konuştu.

Görüntü Dökümü
------
-Ayanis Kalesi'nden drone görüntüleri
-Kalede bulunan tapınak ve arıştırma yapılan taşlardan detaylar
-Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Araştırma Görevlisi Ayşegül Akın Aras'ın taşlar üzerinde çalışması
-Muhabir ve Araştırma Görevlisi Ayşegül Akın Aras'ın konuşmalarından detaylar
-Araştırma Görevlisi Ayşegül Akın Aras'ın taşlar arasında çalışması
-Ayanis Kalesi'nin drone ile genel görüntüsü
-Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Araştırma Görevlisi Ayşegül Akın Aras ile röportaj
-Çalışmalardan detaylar ve drone ile genel görüntü

SÜRE: 4 DAKİKA 23 SANİYE
BOYUT: 846 MB

Haber-Kamera: Gülay KUYUCU- Orhan AŞAN/VAN, (DHA)-

================

Mağaradaki kazılarda, 350 bin yıllık el baltası bulundu

Antalya'da Karain Mağarası'nda arkeolojik kazı yapan ekip, kazılara ara verilmesinin planlandığı son gün, 350 bin yaşında el baltası buldu. İki yanı keskin sivri uçlu el baltasının ilki 2007 yılında bulunmuştu.
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü ve Karain Mağarası Kazı Başkanı Prof. Dr. Harun Taşkıran ve ekibi, Karain Mağarası girişindeki kazılarını büyük titizlikle sürdürüyor. 400 metre yükseklikteki mağaradan ince aletlerle kazılan topraklar, incelenmesi ve ayrıştırılması için kovalarla kazıevi yakınındaki açık hava laboratuvarına indiriliyor. Burada üç aşamalı eleme sisteminden geçirilen toprakta bulunan kemik ve taş kalıntılar, incelenerek sınıflandırılıyor. Mağaranın E ve B gözü olarak adlandırılan boşluklarında kazılar sona erdi.
MEMELİ HAYVAN KALINTILARI
2017 yılında yapılan kazılarda özellikle E gözünde kemik yoğunluğuyla karşılaşan ekip, kemikleri incelediğinde büyük memelilere ait kaburga kemikleri, dişler ve iskelet kemikleri olduğunu tespit etti. İlk defa çok büyük bir hayvana ait kalça kemiği ile çene ve dişler bulan ekip, 350 bin yıllık olduğunu düşündükleri kemiklerin aslan (pantheraa spelea intermedia), fil (elephas antiquus) ve su aygırına (hippopotamus amphibius) ait olduğunu tespit etti.
SON GÜN EL BALTASI SÜRPRİZİ
Karain Mağarası kazı ekibi, E gözünün Orta Paleolitik dönem katmanlarında bu yıl sürdürülen çalışmaların son gününde, bir sürprizle karşılaştı. Kazılar sırasında yaklaşık boyutları bir insan eli kadar olan, iki tarafı keskin ve sivri uçlu, günümüzden 350 bin yıl önceye ait el baltası bulundu. Arkaik Neandertaller tarafından günlük işlerde ve avda kullanıldığı düşünülen bu el baltasını inceleyen Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü ve Karain Mağarası Kazı Başkanı Prof. Dr. Harun Taşkıran, daha önce de benzer bir el baltası bulduklarını söyledi. Mağaranın çok zengin olduğunu ifade eden Prof. Dr. Taşkıran, en eski buluntuların olduğu E gözünde çalışmaları yoğunlaştırdıklarını söyledi.
Kazının son gününde sürprizle karşılaştıklarını ifade eden Prof. Dr. Taşkıran, "Henüz birkaç saatlik bir buluntu. 2007 yılında el baltası bulmuştuk. 12 yıl sonra yeniden bir el baltası bulduk. Burada el baltası bulmamız buranın bir yaşam alanı olduğu yönündeki görüşlerimizi güçlendiriyor. Bu el baltası kargı ucuna takılarak mızrak şeklinde avcılıkta ya da kesme, parçalama işlerinde kullanılıyor. Burası bir oturma alanı. Burada hem alet yapmışlar hem ateş yakmışlar hem de etleri kemiklerden ayırma işlemlerini gerçekleştirmişler" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------------
- Mağara tabelası
- Giriş
- Çalışan görevliler
- Kazı ekibi kazı yaparken
- Yakın plan detay
- Bulunan taş balta
- Balta temizlenirken
- DHA Muhabiri Aslı Duran anons
- Taş balta ucu detay
- Prof. Dr. Harun Taşkıran baltayı gösterirken
- Röp: Prof. Dr. Harun Taşkıran
- Mağara içi detay
- Turistler detay

Haber- Kamera: Alparslan ÇINAR/ANTALYA, (DHA)

================

Oto yıkamacıda şüphe çekti, iş yerinde uyuşturucu ele geçirildi

Bursa'nın İnegöl ilçesinde, otomobilini yıkatırken şüphe üzerine GBT sorgusu yapılan Yücel B.'nin uyuşturucu ticaretinden arandığı belirlendi, iş yerinde ise 1 kilo metamfetamin ele geçirildi.
İnegöl'de devriye görevi yapan polis ekipleri, oto yıkamacıda aracını yıkatan Yücel B.'nin hareketlerinden şüphelenip, GBT sorgusu yaptı. Uyuşturucu ticareti yapmak suçundan arandığı belirlenen Yücel B. gözaltına alındı, evinde ve iş yerinde arama yapıldı. Ekipler, Yücel B.'nin iş yerinde buzdolabının altına gizlenmiş 1 kilo metamfetamin ele geçirdi. Şüphelinin emniyetteki işlemlerinin sürdüğü bildirildi.

Görüntü Dökümü:
------
-Şüphelinin oto yıkamada gözaltına alınması
-Şüphelinin yıkadığı otomobilinden detay
-Şüphelinin iş yerinde buzdolabının altından çıkan uyuşturucu madde

Süre: 01.30 Boyut: 169 MB

Haber-Kamera: Yavuz YILMAZ/İNEGÖL (Bursa), (DHA)

==================

Sokakta erkek cesedi bulundu

Antalya'da madde bağımlısı olduğu değerlendirilen Davut Çelebi (56) sokakta ölü bulundu.
Muratpaşa ilçesi Kışa Mahallesi 45. Sokak'ta hareketsiz bir erkeğin yattığını görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezi'ne bildirdi. İhbarın ardından bölgeye sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri tarafından incelenen kişinin, yaşamını yitirdiği belirlendi. Davut Çelebi'ye ait olduğu belirlenen ceset üzerinde yapılan incelemede, 10 lira ile cep telefon bulundu. Ceset, olay yerindeki incelemenin ardından otopsi için Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------------
- Polisin inceleme yapması
- Olay yerinin inceleme yapması
- Polisin rapor tutması
- Yerde yatarken cesedin görüntüsü
- Opak görüntüsü

'139 MB//1 DK 19'

Haber Kamera Bülent TATOĞULLARI/ANTALYA,(DHA)

===================

Bigadiç'te düğün geleneği; boğa kellesi için hedefi vuruyorlar

Balıkesir'in Bigadiç ilçesi kırsal Kayalıdere Mahallesi'nde yüzyıllardır süren gelenek devam ediyor. Yağcıbedir Yörüklerinden olan Kayalıdere kırsal mahallesinde düğünlerde ikram için verilen yemeklerde, büyükbaş hayvan kesiliyor. Düğün sahibinin kestiği boğanın kellesini almak için köylüler arasında metrelerce mesafedeki hedefi tüfekle vurma yarışı düzenleniyor. Davul zurna eşliğinde şenlik havasında geçen yarışma, renkli görüntülere sahne oluyor.
Bigadiç ilçesinin kırsal Kayalıdere Mahallesi'nde, yüzyıllardır sürdürülen gelenek, düğünlere farklı bir eğlence katıyor. Mahallede düğün yemeği için kesilen boğanın kellesi için hedefi vurma yarışması düzenleniyor. Metrelerce uzağa konulan 18 litrelik tenekeden hedefi vuran kişi, mahallenin silahşörü seçiliyor. Davul zurna eşliğindeki yarışmada renkli ve eğlenceli görüntüler ortaya çıkıyor. Kızı Tuğba Avcu'yu, Mustafa Demircan ile evlendiren Kayalıdere Mahallesi Muhtarı İbrahim Ethem Avcu'nun kızının düğün yemeği için kesilen boğanın kellesi de mahalle silahşörü seçimi için ayrıldı. Meydanda metrelerce uzağa kurulan hedefleri vurup, boğanın kellesini kazanmak için 35 kişi yarıştı. Yarışmada İrfan Bingül, silahşör seçilerek, boğanın kellesini aldı.
Düğün sahiplerinin hiçbir şekilde kesilen hayvanın kellesine dokunmadığını ve geleneği sürdürmek için ayırdığını söyleyen Muhtar Avcu, "Yarışmaya katılan atıcılar arasında hedefi tek seferde vuran silahşör oluyor. Ayrıca tüfek atıcıları arasında birinci gelen kişiye boğa kellesi veriliyor. Kelleyi alan evine götürüp ailesi ile yiyor. Bizim düğünümüzde yapılan müsabaka da İrfan Bingül, ilk sıradaki atıcıydı ve hedefi vurdu. Eğlencenin devam etmesi için ikinci ve üçüncüye para ödülü verdik. Kendisi mahallenin silahşörü seçildi. 25 hane olan Kayalıdere mahallemizde geleneklerimizi sürdürmeye gayret ediyoruzö dedi.

Görüntü Dökümü
---------
-Düğün yemeği ve eğlencelerinden genel ve detay görüntü
-Silahşör atışlarından genel ve detay görüntü
- İrfan Bingül röp
- İbrahim Ethem Avcu röp

Haber-Kamera:Hüseyin EMCAN/ BİGADİÇ (Balıkesir) (DHA)

================

İnegöl Alası'nda hasat zamanı başladı

Bursa'nın İnegöl ilçesinde tescillenmiş ürün olan "İnegöl Alası' olarak bilinen ay çekirdeğinde hasat başladı. Çiftçiler, ay çekirdeğinin kilosunun 10 TL'den satılmasını bekliyor. Bursa'nın İnegöl ilçesinde 'İnegöl Alası' olarak bilinen ve tescillenen ay çekirdiğinin hasatı başladı. Tarlalarda kesimleri yapılan çekirdekler, traktörelere yüklenerek kurutulmaya gönderiliyor. Kozluca Mahallesi'nde ay çekirdeği hasatı yapan çiftçi Mehmet Cin, "İnegöl Alası'nda hasat zamanı başladı. Ay çekirdeklerinin başlarını kesip, ayırdık. Traktöre yükledik, şuan da pazar yerlerinde kurutuyoruz. Bu sene çekirdeğin kilo fiyatının 10 TL olmasını bekliyoruz" dedi.

Görüntü Dökümü:
-------------------------------------------
-Genel görüntü
-Açıklama
-Detaylar

Süre :2.29 DK Boyut: 278 MB
Haber-Kamera: Yavuz YILMAZ/İNEGÖL (Bursa), (DHA)

==================

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler