SAMSUN (İHA) - Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Tanıtım ve Medya Başkan Yardımcısı ve Samsun Milletvekili Suat Kılıç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dış ziyaretleri yavaşlatmasının söz konusu olmadığını, içeride huzur ortamı bulunduğunu ancak bu huzurdan rahatsız olan çevreler bulunduğunu söyledi.
AK Parti Samsun Milletvekili Suat Kılıç, Samsun'da Sevgi Kafe'de gazetecilerle düzenlediği sohbet toplantısında gazetecilerin iç ve dış siyasetle ilgili sorularını cevaplandırdı. Başbakan Erdoğan'ın 2 yıl içinde 50 ülkeye 80'in üzerinde resmi ziyaret gerçekleştirdiğini, geçmişte olduğu gibi sadece ABD ve AB ülkeleriyle ilgilenmeyip, Çin, Rusya ve Türk Cumhuriyetleri'ni de "yok" saymadığını, Yunanistan'la 2 sene öncesine kadar Ege üzerinde yaşanan ve adına "it dalaşı" denilen kavgalara son verdiğini söyleyen Suat Kılıç, "Son 20 yıllık süreçte ihmal edilen bütün ülkelerle yeniden bağlar güçlendirildi. Türkiye'nin ekonomik ve coğrafi vizyonu bu ülkelere taşındı. Hatta bir çoğuna da Erdoğan ilk defa giderek sağlam zeminlerde anlaşmalar yapıldı. Türkiye'nin 2002'de 36 milyar dolar olan, 2004'te 64 milyar dolara çıkan ihracat rakamları dış seyahetlerle yakalandı. 2005 hedefi 75 milyar dolar olarak kondu. Güneyasya'ya yapılan taziye ziyaretinde bile gelen talepler doğrultusunda ticari anlaşmalar yapıldı. Yüzde 70'lere varan faizle borçlanma oranı yüzde 15'lere bu sayede düştü. Ziyaretler yavaşlatılmadan sürecek" dedi.
"BAZI ÇEVRELER İŞLERİN BU KADAR İYİ OLMASINDAN RAHATSIZ" Başbakan Erdoğan'ın önümüzdeki günlerde Afrika ülkelerine de ziyaret gerçekleştireceğine dikkat çekerek, "Başbakanımız siyahileri merak ettiği veya Afrika çöllerinde safari yapmak için değil, Türkiye'nin gücünü ve yapılabilecek ticari bağlantıları göstermek için bu ülkelere gidecek" diyen Suat Kılıç, 2 yıldır bu ziyaret için "Afrika ihracat stratejisi"nin geliştirildiğine işaret etti. Kılıç, "Yani bugün AB, ABD, Rusya, Türk Cumhuriyetleri, Ortadoğu ülkeleriyle ihracatını arttıran Türkiye şimdi de Afrika ülkeleriyle ihracatını geliştirme projesini hayata geçirecektir" diye konuştu.
Türkiye içinde Özal sonrasının en istikrarlı, barışçı ve huzurlu döneminin yaşandığını vurgulayan, "eylem" diye abartılan faaliyetlerin ufak-tefek 10 - 15'er kişilik grupların gösterileri olduğunu ve bunların büyütüldüğünü dile getiren Suat Kılıç, "Sonuçta Başbakan'ın illaki Türkiye'de çok zaman geçirmesine gerek yok. Tabii ki Türkiye'deki işleri de herşeyden haberdar ve duyarlı olarak birinci derecede demokratik bir ortamda kumanda ediyor. Esasen, Türkiye'de bazı çevreler işlerin bu kadar iyi olmasından rahatsız" açıklamasını yaptı.
AB'nin Türkiye'nin öncelikleri arasında yer aldığını ve ABD ile de bir sorun bulunmadığını da kaydeden Kılıç, Türk halkının seçtiği insanlara marjinal çevreler tarafından "Amerikancı, Avrupacı" denilmesine tepki gösterdi. Kılıç, "Türkiye Cumhuriyeti'nin hiçbir hükümeti aşağılık kompleksini aşamayan insanların dediği gibi 'şuncu-buncu' değildir. Vatandaşlarımızca kurulan hükümetlerimizin hepsi de Türkiye ve Türk Milleti için çalışmaktadır. Bunun ötesini düşünenler özgüven sahibi olmayan, aşağılık kompleksi içindeki küçük insanlardır. Türkiye dışarıda da içeride de itibarlı bir ülkedir. Bu itibar; YTL'yle TL'nin itibarını kazanmasından çok daha önemlidir. 'Amerikancı-Avrupacı' söylemleri de bu büyük milletin ifadesi değil, 3 - 5'er kişilik gruplarla basın bildirisi okuyan marjinallerin söylemleridir. Bunları büyütmeye gerek yok. Biz akl-ı selim bir milletiz" şeklinde konuştu.
"BUGÜN TÜRKİYE'DE TÜRKİYE'SİZ BİR DENKLEM KURULAMAZ" Türkiye'nin "şuncu-buncu" olmamakla birlikte özgüven sahibi bir ülke olarak ABD, AB ve diğer ülkelerle ilişkilerinin son derece sağlıklı bir zeminde yürüdüğüne de değinen Kılıç, ne Türkiye'nin ABD, ne de ABD'nin Türkiye'yle bir sorunu olmadığını vurguladı. Kılıç, Türkiye'nin ABD'yle hiçbir savaşta karşı karşıya gelmediğini ve ticari ilişkilerinin 1811'de ABD'lilerin İzmir'e geldiklerinde İzmir'de Türk-Amerikan Ticaret Odası'nı kurmasıyla başladığını kaydetti. Kılıç, bugün dünyada Türkiye'siz bir denklem kurulamayacağını da ifade etti. Dinlerarası diyalog konusuna da değinen Suat Kılıç, ABD Başkanı Bush'un, "Hıristiyanlık'la İslamiyet birbirine yakın" demesinin Türkler açısından bir tehlike oluşturmayacağına, ABD'lilerin veya Avrupalılar'ın da bu görüşünün ancak saygıyla karşılanması gerektiğine dikkat çekti.
"Dış dünyanın dinlerarası diyalog söylemlerini Türkiye'de dini lider yapılmaya çalışılan bir isim aracılığıyla topluma kanalize etmeye çalışmasını nasıl karşılıyorsunuz? Zira ABD o kişi aracılığıyla 'ılımlı islam' demiş, Başbakan da 'İslam'ın ılımlısı serti olmaz, İslam İslam'dır demişti" sorusu üzerine Kılıç, şunları söyledi:
"Eğer ABD'liler Hıristiyanlığı İslam'a çok yakın görüyorlarsa bu onların görüşüdür. Saygı duymak gerekir. Bu konuda; işin siyaset ve diplomasiye bakan yönüyle şunu söyleyebilirim; Ülkeler ve uluslar arasındaki yakınlaşma ister etnik, komşuluk, ideolojik ve ekonomik isterse dini ilişkilere dayalı olsun her alanda desteklenmelidir. 'Din elden gidiyor' diyenler her dönemde olmuştur. Ama ben dinin de Türklüğün de elden gitmeyeceğine inananlardanım. Türk Milleti'nin, hem taşıdığı kanı hem de mensup olduğu dini, coğrafyasının özellikleriyle sonsuza dek yaşatacağını biliyorum. Dolayısıyla kültürler arasındaki yakınlaşma özellikle Türk Milleti'nin dinini elinden alamaz. Bizim milletimiz neyin ne olacağını bilecek kadar akıllıdır."