BİZE ULAŞIN
Günümüzün en ünlü gizli tarikatlarından biriyle başlıyoruz.
Gizliliği bugüne kadar hiçbir resmi açıklama yapmamasına dayanan, 2 Ekim 1928'de İspanyol papaz Balaguery Albas tarafından kurulan Opus Dei; bugün üyelerinin açtığı 600 medya aracı, 15 üniversitesi, 97 teknik okulu ve 36 ilköğretim okulu ile dünyanın en yayılmacı tarikatlarından biri olma özelliğini koruyor. Tarikatın toplam servetinin ise 2.8 Milyar Dolar olduğu varsayılıyor.
Opus Dei, anti-komünist tutum sebebiyle 1950'den itibaren Papalık'ın da desteğini almış durumda. Hatta destek öylesine büyük ki, 1982'den bu yana Opus Dei'nin başkanlarına Papalık tarafından Piskopos ünvanı veriliyor.
Opus Dei'nin üyelerini genel olarak varlıklı ve iyi eğitim görmüş katolikler oluşturuyor. Vatikan Devleti'nin yüceltildiği, kilisenin ikinci plana atıldığı tarikat 'aşırı sağcı' görüşleriyle yıllardır dikkatleri üzerine toplamakta. ABD yönetiminin üst sıralarında üyeleri bulunduğu düşünülen tarikatın kürtaj, eşcinsel evlilikleri ve kök hücre çalışmaları gibi alanlardaki muhalefetin kaynağı olduğu sanılıyor.
Opus Dei, son olarak kendisine bağlı bir karikatür dergisinde Hz.Muhammed'in cehennemde yanarken resmedilmesiyle tepki topladı.- - - - - -
1099'da, Fransız tacında hak iddia eden Pierre Plantard tarafından kurulan Sion Tarikatı, ismini Kudüs'teki Sion Dağı'ndan alıyor.
Örgütün Fransız yasaları gereği resmileşmesi 1956'yı buldu, o zamana kadar ki 900 yıla yakın süre boyunca ise amaçları ve eylemleri gizliliğini korudu ve yüzlerce komplo teorisine konu oldu. Hz. İsa'nın kanından olanları korumakla görevli olduğu sanılan Tapınak Şovalyeleri'nin de Sion Tarikatı'na bağlı olduğu düşünülüyor.
Tarikatın bugüne kadar ki en ünlü üyeleri arasında Isaac Newton ve Leonardo Da Vinci gibi isimler bulunmakta. - - - - - -
Dan Brown'ın aynı isimli romanından uyarlanan Da Vinci Şifresi, yukarıda bahsettiğimiz her iki tarikatın da konu olduğu harika bir film.
Oscar ödüllü Ron Howard tarafından yönetilen filmde Tom Hanks, sembolizm konusunda uzmanlaşmış Robert Langdon'ı canlandırıyor. Audrey Tautou, Jean Reno ve Ian McKellen gibi muhteşem oyuncuları barındıran filmde Opus Dei'ye mensup bir kiralık katille karşılaşıyor, sonlarına doğru ise kendimizi Sion Tarikatı'nın gizli kilisesinde buluyoruz. - - - - - -
İngilizce'deki 'Thug' kelimesinin kaynağı olabileceğini düşündüğümüz Thuggee, Hintçe'de sahtekar ve kandıran anlamına gelen Thag sözcüğünün çarpıtılmış halinden başka bir şey değil... Hayır, sıradaki tarikatımız bir önceki iki tarikat gibi Hristiyan kaynaklara dayanmıyor; tamamen hırsızların ve katillerin oluşturduğu bir tarikatten söz ediyoruz.
Hindistan'da 600 yıl boyunca varlığını sürdüren Thuggee Tarikatı, 1860 yılında İngiliz Ordusu tarafından tarihten kazındı. Thug'lar, masum yolcular gibi davranarak hacıların ve tüccarların oluşturduğu kervanlara katılırlar, onların yollarını değiştirirler ve uygun zaman geldiğinde hepsini boğarak öldürürlerdi.
Thug'lar, yamyam tanrıça Kali'ye taparlardı. Kurbanlarını boğarak öldürdükten sonra cesetlerin karınlarını deşer ve parçalara ayırırlardı. _Cesetleri gömdükleri mezarların üstünde ilahiler okuyup ziyafet çekmek, korkunç ritüellerinden biriydi.
_- - - - - -
1981'de yayınlanan Raiders of the Ark'ın devamı niteliği taşıyan Indiana Jones and the Temple of Doom, Thuggee Tarikatı'na yer veren en ünlü film.
Yapımcılığını Robert Watts'ın yaptığı, senaryosunu Star Wars'un yaratıcısı George Lucas'ın yazdığı, yönetmenliğini ise efsane isim Steven Spielberg'ün yaptığı 1984'te yayınlanan filmde Indiana Jones, Kuzey Hindistan'a seyahat eder. Bu yolculuğun sebebi mistik bir taştır.
Bu taşı bulma macerası, çocukları kaçırarak köleleştiren, kara büyüyle ilgilenen Thuggee Tarikatı ile kesişir. Indy'nin işi hiç de kolay değildir; ama -rolü Harrison Ford oynadığı için olsa gerek, tabii ki bu tarikatın da üstesinden gelir.
_Kaynaklar: Wikipedia.org, IMDB.com, Vigilantcitizen.com & Therichest.com_
