‘Önderlik’ ve ‘sayın’ kelimeleri karşıdaki grubu psikolojik olarak etkilemek için kullanılmış” dedi.
Devletin MİT aracılığıyla PKK’nın 3 yöneticisi ile yaptığı görüşmenin ses kayıtlarının internete düşmesi gündemde bomba etkisi yarattı. Vatan Gazetesi'nin haberine göre, görüşmede İngilizce konuşan koordinatör kim olabilir? Ses kaydını kim sızdırdı? Sızdıranın amacı ne? Bu tip görüşmeler nasıl yapılır? Kamuoyunun tepkisine neden olan “önderlik” ve “sayın” sözcükleri neden kullanıldı? Görüşmeler kaydedilir mi? Bu soruların hepsini 2005’te emekli olan Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş’e sorduk. Açılım sürecinde PKK’lıların olduğu toplantılara katılarak dikkat çeken Öneş, internete düşen ses kaydını VATAN’a yorumladı. İşte Cevat Öneş’in ağzından Devlet ve PKK görüşmesinin şifreleri.
NORVEÇLİ OLABİLİR: Yurtdışında yapılan bir görüşmede güvenlik önemli. Ayrıca ilgili ülkenin bilgisinin de olması gerekir. Norveç, ittifak içinde olunan, dost, siyasi ve servisler arası ilişkilerimizin olduğu bir ülke. Bu görüşmeyi hem ilişkiler hem de uluslararası hukuk bakımından Norveç’in bilgisi dahilinde yapmanız gerekir. Onun için görüşme bi Norveç yetkilisinin gözetim ve güvenliği sağlayıcı yapısı içerisinde yapılır. Norveç’in bilgisi dahilinde konuyla ilgilenen bir başka ülkenin de yetkilisi katılabilir.
ETKİLEMEK İÇİN: Burada büyük fotoğrafa bakmak lazım. Büyük fotoğraf PKK’nın temsil edildiği ve önemli şahıslarının bulunduğu bir toplantı. Amaç PKK’nın silahsızlandırılmasının sağlanması. Anladığımız kadarıyla devam eden ilişkiler ağı içinde katılanlar kendi amaçları istikametinde bunu sağlayıcı konuşmalar yapıyorlar. Böyle konuşmalarda kullanılan kelimeyi tartışmak doğru değil. Herkes ideolojik bakışı ya da siyasi görüşüne göre kullanılan kelimeler farklı anlamlar verebilir. Bu görüşmelerde bazı kelimeler ve cümleler toplantının havasının icabettirdiği şekilde psikolojik olarak etkileme amacıyla kullanılabilir. Cımbızla çekerek yanlış yorumlamamak lazım.
ORTAK KARAR ZOR: Konunun ayaklarını düşündüğümüzde PKK lideri İmralı’da mahkum, silahlı gücünün lider kadrosu da Kandil’de. PKK’nın yarı legal yapısını temsil edenler ise Avrupa’da. Bu ayaklarla konuşulması ve bir noktaya çekilmesi önem kazanıyor. Öcalan, silahlı kadronun liderleri ve Avrupa ayağının bir noktada buluşturulup böyle önemli bir karar çıkartılması çok önemli ve çok zor bir konu. Meselenin hassasiyeti içinde değerlendirmek gerekir. Bir siyasi çıkar meselesi haline getirmemek lazım. Konuşmaların bütünlüğü içerisindeki kelimelere takılmak doğru değil.
KİMİN ÇIKARI VAR: Bu tip sızdırmalarda önce kimin çıkarı var diye bakacaksınız. İçeride PKK’nın silahsızlandırılması ve Türkiye’nin demokratikleşme açılımlarını engellemek isteyen bir güçten bahsedebiliriz. Dışarıda Türkiye’nin bölgesel rolü, Başbakan’ın Ortadoğu’da yaptığı gezi çerçevesinde Filistin meselesinin çözümü konusunda sergilediği güçlü iradeden rahatsız olan ve Türkiye’yi kendi içine döndürmek isteyen bir güce bakmak lazım.”
LİEBERMANN İZLENMELİ: Sızdıran için İsrail demek doğru değil ama İsrail hükümeti içerisinde bir yapıdan bahsedebiliriz. Liebermann ve ekibiyle bağlantılı gelişmelerin dikkate alınması gerekir. Bütünleştirici kavramlardan kaçınmalıyız. Ülkeler ve örgütler içinde çok farklı güçler ve farklı çıkar grupları bulunabilir. Konumuz PKK’nın silahsızlandırılması ve Kürt sorununun çözümüdür. Diğer taraftan Türkiye’nin barışçı dış politikasının gelişiminde İsrail-Filistin meselesinin çözülmesidir. Filistin meselesi çözümü bölgedeki istikrarsızlığı ortadan kaldıracaktır. Bunların engellenmesine dönük çabalar var.
SÜRECE ZARAR VERMEK: Bu sızdırmayla bu görüşmelere ve çözüm sürecine zarar vermek isteniyor. Medyanın kullanım şekliyle siyaset üstünde bir baskı oluşturulabilir. Hataları görmeli ve yapıcı eleştiriler yapmalıyız. Ancak çözüm için görüşmelerin nitelikli şekilde devam etmesi gerekir.”
KAYIT YAPILABİLİR: Bu tip görüşmelerde tarafların anlaşmasına bağlı olarak toplantılar kayıt altına alınabilir. Yapılan görüşmelerde bilgi çerçevesinde notlar da tutulabilir. Ama bu kaydın dışarıdan mı yoksa içeriden mi olduğunu ve oradaki şartları bilemiyoruz. Bulunulan ülkenin temsilcisi ya da toplantıya evsahipliği yapan ülkenin rolü önemli.”