Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut Çetin, "Tüketici ve üretici enflasyonunda ana kaynağın işlenmiş gıda ürünleri olmaya devam etmesi enflasyonun yapısal nitelik kazanmasından ve enflasyon beklentilerinin katılaşmasından kaynaklanmaktadır." dedi.
Çetin, yaptığı yazılı açıklamada, bugün Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan mart ayı enflasyon rakamlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Mart ayı enflasyonunun önemli oranda işlenmiş gıda ürünleri kaynaklı olduğunu belirten Çetin, temel gıda ürünlerine dönük stratejik yatırımların gerçekleştirilmesinin önemine dikkati çekti.
Tüketici enflasyonunun yarısının gıda fiyatlarından geldiğini, gıda dışında sırasıyla akaryakıt, giyim ve elektrikli ev aletleri gibi grupların enflasyon artışında etkili olduğunu aktaran Çetin, şunları kaydetti:
"Gıda enflasyonunda en yüksek fiyat artışı karnabahar ve sivri biberde gerçekleşmiş olsa da asıl etkili olan kalemler et ve süt mamulleridir. Yaş sebze ve meyve grubunda hava sıcaklıklarının mevsim normalleri üzerinde seyretmesi nedeniyle narenciye dışındaki ürün fiyatlarında düşüşler başlamıştır. Sebze ve meyvede artık mevsimsel yeni ürün ve arz hacmine bağlı normal dalgalanmalar söz konusudur. Narenciyede aylık fiyat artışının fiyatların yüksek olduğu anlamına gelmediğine, örneğin portakal fiyatının geçen yılla aynı düzeyde kaldığına dikkat edilmelidir. Esasen tüketici enflasyonunda artışa farklı bir neden aramaya gerek yoktur, üretici fiyatlarındaki yüksek seyir tüketici enflasyonunun daha fazla düşmesini engellemektedir. Tüketici ve üretici enflasyonunda ana kaynağın işlenmiş gıda ürünleri olmaya devam etmesi enflasyonun yapısal nitelik kazanmasından ve enflasyon beklentilerinin katılaşmasından kaynaklanmaktadır."
Gıda ürünlerinin halkın tüketim harcamalarında yüzde 23 payla ilk sırada geldiğini ifade eden Çetin, düşük gelir gruplarında bu oranın yüzde 29 düzeyinde olduğunu, dolayısıyla gıda enflasyonuna karşı çözümlerin hızlandırılması gerektiğini bildirdi.
Çetin, "Bu nedenle temel gıda ürünlerine dönük yatırımların da stratejik yatırımlar içerisine alınması, kırsal kalkınma projelerinin bölgesel programlara dönüştürülmesi, gençlerin kırsal alanda tarım üreticisi olmasını özendirecek köy kalkınma programlarının başlatılması gibi çalışmalar da önemli hale gelmiştir. Bu konuda bakanlıkların ürün temelli politikalarından bölge temelli politikalara da geçilmelidir." değerlendirmesinde bulundu.