Manisa programı kapsamında AK Parti Manisa İl Başkanlığı tarafından onuruna verilen yemekte konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yaşanan "komplo sürecini" milletin hayır duası ve desteğiyle birlikte atlatacaklarını belirtti.
Erdoğan, şöyle konuştu:
"Gezi ile yapmak istediler başaramadılar, şimdi bu yolla yapıyorlar, hatta bir de birleşiyorlar. Bu da çok enteresan. Dün İstanbul'da bu tür şeyler yapmak istediler. Ama şimdi bakıyorsunuz Taksim Meydanı'na çıkmak istiyorlar 300-400 kişiyle, artık gelen yok. İnanıyorum ki tutmayacak.
Ama ben teşkilatımdan şunu istemeyi özellikle kendim için gerekli buluyorum; çalışırsak Allah'ın izniyle bu iş biter, bizim lehimize biter. 30 Mart akşamı anonslar yapıldığı zaman Manisa Büyükşehir Belediyesi'ni Ak Parti kazanmıştır dendiği anda bu iş biter. İzmir Büyükehir Belediyesi'ni, Denizli Büyükşehir Belediyesi'ni Ak Parti kazanmıştır dendiği zaman biter.... Çok önemli. Bunlar, biliyorsunuz birileri 'ben Kürtler'in tek temsilcisiyim', öbürü 'ben Türkler'in tek temsilcisiyim'. Bir diğeri de bakıyorsun 'kumsalların tek temsilcisiyim' diyor. Bugüne kadar böyle geldiler. Ama biz bu ülkede yaşayan 76 milyonun evelallah temsilcisiyiz. Siyasetimizi de biz sadece kumsallarda yapmayız 780 bin kilometrekarenin tamamında yaparız. Onun için de bizim milletvekillerimiz çok farklı bir çeşni oluşturmuştur."
Kesin ihraç kararını verdik onlar kalktı istifa ettiler
Son dönemde AK Parti'den istifa eden milletvekillerine de dikkati çeken Başbakan Erdoğan, "Efendim bazıları partiden ayrıldı. Ayrılmadı, ayırdık... Çünkü 'partimizin içerisinde maalesef bu tür fitne unsuru olanları artık barındırmanın bir anlamı yok' dedik. Hemen MYK olarak kararımızı kesin ihraç talebiyle tedbirli olarak verdik, verince onlar hemen kalktılar istifa ettiler, yollarına gittiler. Artık sizin zaten yapacak bir şeyiniz yok. Etseniz de etmeseniz de bu hareket sizi kapıya koymuştur. Biz daha önce de bunların benzerini yaşadı" diye konuştu.
İhanet edenlerin esamesi okunmaz
"Biz bize yeteriz Allah'ın izniyle hiç endişeniz olmasın" diyen Başbakan Erdoğan, geçmişte benzer hareketleri sergileyenlerin olduğunu hatırlatarak, şöyle dedi:
"Şu anda bir tanesinin adı yok. Kurdukları parti de malum o da gitti. Duyuyor musunuz, var mı, kaldı mı bir şey? Esamesi okunmuyor, niye ihanet edenlerin esamesi okunmaz? Bu mudur? Biz el ele vereceğiz, bir olacağız, iri, diri olacağız ve kardeşlik projesi içerisinde birbirimizi Allah için seveceğiz ve bu mücadeleyi de bu şekilde inşallah sürdüreceğiz."
Başbakan Erdoğan, Manisa'nın büyükşehir adayını açıkladıklarını, ilçelerle ilgili çalışmaları üst kurulun devam ettirdiğini belirterek, bu çalışmanın bir iki hafta içerisinde tamamlanarak isimlerin açıklanacağını, ardından da yoğun bir tempoda kampanyanın sürdürüleceğini belirtti.
"Ev ev dolaşacağız, kapı kapı dolaşacağız anlatacağız"
Erdoğan, her ilçe belediye başkanının aynı zamanda büyükşehir belediye meclisinin üyesi de olacağını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Böyle bir yapıda öyle çalışmamız lazım ki bir defa ilçelerin belediye başkanlıklarını aldığımız anda bizim büyükşehirdeki sayımız zirve yapacaktır. Bunu sağlamamız lazım. Bunun için de tabii bizim kadın kollarımız bana göre çok önemli açık söylüyorum, kale içeriden fethedilir. Onun için ev ev dolaşacağız, kapı kapı dolaşacağız anlatacağız bu işi. Ne yaptık bugüne kadar, bunları anlatacağız. Eğer bunlar, herkes bilmiyor bunları, 'tekrar etmeye gerek yok.' Hayır 'Et tekrarı ahsen velevkane yüzseksen'. Yüz seksen kere de olsa anlat. Bunu yapacağız. Ve hafıza-i beşer nisyan ile malüldür. İnsan oğlu unutur, onun için tekrar anlatacağız ve elimizde malzemelerimiz çok, bizim yaptıklarımız çok ama muhalefetin yaptığı aslında bir şey yok. Onlar ne anlatacaklar."
"Bu, Türk milletine karşı başlatılmış bir kampanyadır"
"Arkadaşlar bizim anlatacağımız şeyler var" diyen Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
"İşte bakın seçimin arifesinde şu başlatılan kampanya manidardır. Bu kampanya değerli arkadaşlarım, sevgili kardeşlerim ne Tayyip Erdoğan'ın şahsınadır ne AK Parti'nin iktidarınadır. Bilesiniz bu, milli iradeyedir. Bu, Türk milletine karşı başlatılmış bir kampanyadır. Çünkü Türkiye'nin büyümesini hazmedemeyen çevrelerin, birinci derecede olağanüstü olarak söylüyorum bunu, uluslararası çevrelerin, ikinci derecede de Türkiye'deki taşeronlarının maalesef attığı adımdır. Devletin içinde ne yazık ki bir paralel yapı oluşturmaya gayret ettiler. Bu paralel yapı şu anda işte bu atılan adımları gerçekleştiriyor. Ve bu paralel yapı bu hazımsızlığı maalesef çok basit bahanelerle ortaya koymaya çalıştı.
Yaşananlar işte gözlerimizin önünde. Ama bütün bunlara rağmen biz tabii sabırla, kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Biz icraatlarımızı anlatacağız. Varsın onlar bizlere beddua etsinler, hiç önemli değil. Allah hangi duayı kabul eder, hangi bedduayı da reddeder bu, onun tasarrufu dahilindedir. Bunu böyle bileceğiz. Öyle kimse yani 'Ben bedduayı salladım gelir tutar', yok böyle bir şey. Onun için de herkesin rahat olması lazım. Ve bizler şunu biliriz Müslüman o kimsedir ki Müslümanların elinden, dilinden salim olduğu insandır, emin olduğu insandır. Biz, böyle biliriz, böyle öğrendik. Allah resulü böyle ifade etti."
Erdoğan, öngördükleri gibi Türkiye ve millet düşmanlarının ülke içindeki ihanet şebekelerini de kullanmak suretiyle son derece alçakça bir operasyon başlattıklarını belirterek, "Hedefleri yolsuzluk kisvesi üzerinden AK Parti'yi, hükümeti yıpratmaya çalışmak ama onun da ötesinde Türkiye'ye zarar vermek, Türkiye'nin son dönemde kaydettiği büyük atılımları sekteye uğratmak. Şunu bilmenizi istiyorum, biz bu yola milletle çıktık, bugüne kadar milletle yürüdük bundan sonra da bizim yol arkadaşımız millet olacaktır" dedi.
Gençlere de seslenen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Durmak yok, yola devam. Gençler çok çalışacaksınız, çok koşturacaksınız. Bakınız şu anda liselerin son sınıflarında olan gençler oy kullanacaklar. Bunlar içerisinde o durumda olanlar var. Bunları kuşatacaksınız, kucaklayacaksınız ve tatlı dille onları bu harekete, mensubiyet duygusu içerisine davet edeceksiniz. Çünkü biz meşruiyetini milletten alan bir iktidarız, belli egemen güçlerden değil. Gücümüzü nasıl milletten alıyorsak bizim hesap vereceğimiz merci de, değerli kardeşlerim, elbette sadece millettir. Biz milletten başka kimseye dünyada, şu hayatta hesap vermeyiz. Ölüm ötesinde de zaten hesabı vereceğimiz sadece Rabbimizdir. Ve burada bu komplo sürecini milletimizle aşıyoruz. Milletimizin hayır duası ve desteğiyle inşallah bu süreci atlatacağız."
"Modern şehircilik nedir, onu gösterelim"
Manisa merkezde ve Turgutlu'da gurur verici büyük bir heyecanı yaşadıklarını belirten Erdoğan, "Bu yaşanan heyecan inşallah 30 Mart'a kadar bu şekilde devam etmek suretiyle 30 Mart'ın yeni Türkiye'nin inşasında önemli bir dönem olacağını göstermesi bakımından çok önemli" diye konuştu.
Erdoğan, 30 Mart'ın aynı zamanda Manisa'nın adeta bir değişim, dönüşüm tarihi olacağını ifade ederek, kentin artık büyükşehir olarak bu süreci yaşayacağını aktardı.
Büyükşehir anlayışının Manisa'nın yeniden inşasında, imar ve hizmet bütünlüğü noktalarında iki önemli başlık taşıdığını anlatan Erdoğan, imar bütünlüğü noktasındaki başlıkla artık isteyenin istediği gibi bir plan sürecine giremeyeceğini vurguladı.
Erdoğan, "İlçeler uygulama planlarını binlik yaparken, büyükşehir 5 binlik nazım imar planlarını yapmak suretiyle ki 25 binlik, 50 binlik, 100 binlik yapabilir, bunları yapmak suretiyle olaya bir ufki yapı anlayış getirecektir" diye konuştu.
Büyükşehir yasa tekliflerinin anamuhalefet partisi tarafından kabullenilemediğini belirten Erdoğan, düzenlemenin Anayasa Mahkemesine götürüldüğünü, Yüksek Mahkeme'nin yapılan itirazı reddettiğini anımsattı.
Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çok basit bir anlayış var. Neymiş, 'köy tüzel kişilikleri kalkacakmış.' Yaklaşım tarzı bu. Şimdi ben merak ediyorum tabi bu Cumhuriyet Halk Partisi yarın Manisa'da benim vatandaşlarımın karşısına 'biz büyükşehir belediyeciliğini çok iyi biliriz. Büyükşehiri biz çok iyi yönetiriz.' Bunu nasıl söyleyecek? Hangi mantıkla, hangi anlayışla söyleyecek? Sen hem Manisa'nın büyükşehir olmasını istemyiorsun veya bu 14 tane ilin büyükşehir olmasını istemiyorsun. Geliyorsun şimdi de 'biz büyükşehir belediyeciliğini iyi biliriz' bunu nasıl diyeceksin, hangi yüzle söyleyeceksin? Bunların zaten geçmişinde de böyle bir şey yok. Şöyle araştırın bakın. İşte hemen burada yanda komşu İzmir var. İzmir'de nasıl büyükşehir belediyeciliği yaptığı bunların ortada. Adeta kasaba belediyeciliği var bunlarda."
İzmir'in şu an bazı ilçeleri kapsayan bir büyükşehir olduğunu, mülki idare sınırlarını kapsamadığını belirten Erdoğan, şunları söyledi:
"İstanbul ve Kocaeli mülki idare sınırları neyse onu kapsayan bir büyükşehir belediyeciğili yapıyor. İzmir öyle değil. İzmir, şimdi böyle bir belediyeciliğe geçecek. Buna rağmen yaptıkları belediyecilikleri bu, buna rağmen başarısızlıklarla dolu belediyeciliği var. Burada, Manisa, İzmir, Denizli, Muğla, bütün buraları AK Parti'nin alması lazım ki modern şehircilik nedir, onu gösterelim. Ben bu iradeyi sizlerde görüyorum, teşkilatımızda görüyorum. Dolayısıyla bu iş bizim işimizdir ve bunu başarmamız lazım. Onun için de meydanın dilini inşallah 30 Mart akşamı yerel yönetimin dili olarak bizim ispat etmemiz lazım."
Manisa'nın, Türkiye'nin ekonomisine, kalkınmasına, ilerlemesine büyük katkıları olduğunu dile getiren Erdoğan, Türkiye'yi demokratikleştirme mücadelesinde de Manisanın özel bir yeri olduğunu, her zaman bu mücadelede yanlarında yer aldığını ifade etti.
"Biz de 80 vilayetimizde olduğu gibi Manisa'yı kalkındırmak, güçlendirmek, Manisa'nın marka değerini artırmak için canla başla mücadele verdik" diyen Erdoğan, Manisa'ya çok önemli projeler kazandırdıklarını aktardı.
Manisa'nın büyükşehir ilan edilmesinin önemli adımlardan olduğunun altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Daha önce olaya büyükşehir noktasında merkezde 750 bin nüfus olarak bakılıyordu. Biz, bunu mülki idare sınırına dönüşünce o zaman tabii ki 750 bini yakalamak kolay oldu ve 750 bini yakalamak suretiyle de Manisa'yı büyükşehir yaptık.
O kadar dar ufukları var ki söyledikleri şuydu, çok enteresan, dediler ki, örneğin dediler 'Konya'yı büyükşehir yaparsanız Konya merkezden en ücra köşesine kadar buralar nasıl idare edilecek? Bu olur mu? Bu, mümkün değil' dediler. Çünkü yapmamışlar böyle bir şeyi ve ufuk yok. Kendilerine şunu söyledim, 'Bir valiye bu şehri yönet diyorsunuz. Peki vali bu hizmeti oralara nasıl götürecek?' Valinin en ücra köydeki altyapıya baktığımız zaman hizmet için elinde herhangi bir elemanı, araç gereci var mı? Yok. Ne vardı köyde? Muhtar var, bir de ihtiyar heyeti var. Oraya hizmeti naslı verecek. Bugüne kadar valilerimizin yönetiminde veya il özel idarelerinin yönetiminde köylerde bu tür hizmetlerin verilebildiğini hiç gördük mü? Göremezsiniz. Ama bizim şimdi bu getirdiğimiz proje bir şey sağlıyor. Nedir o? Bir defa bu köylerin hepsi mahalle statüsüne giriyor. Mahalle statüsüne girdikten sonra da ilçe belediyesi her türlü hizmeti oraya vermeye mecbur. Bitmedi, büyükşehir belediyesi de bütün alt yapı hizmetlerini götürmeye mecbur. Bunun içinde içme suyu var, kanalizasyonlar var. Biz, şu anda köylerimizde neyle yaşıyoruz, foseptik çukurlarıyla yaşıyoruz. Bütün atık suları buralarla alıyoruz. Ama şimdi böyle olmayacak. Şimdi bütün kanalizasyonları yapmak suretiyle daha da ileri işi taşıyacak. Yapacağı bir şey daha var, bütün bu kanalizasyonları atık su arıtma tesislerinde toparlamak suretiyle de modern şehirciliğin bunlar örneğini verecekler. İnşallah bu sayede Manisa gerçek potansiyelini çok daha aktif bir şekilde ortaya koyacaktır." (AA)