Erdoğan'ın avukatları Fatih Şahin ve Muammer Cemaloğlu tarafından açılan davanın dilekçesinde, Bahçeli'nin, 4 Ekim 2009 tarihinde, MHP'nin Ankara İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, Erdoğan'ı "ağır bir biçimde suçlayıcı ve küçük düşürücü ifadeler" kullandığı belirtildi.
Dilekçede, Bahçeli'nin konuşmada, "Sayın Başbakan siz ak değilsiniz, siz adalet ve kalkınmayla da alakanız kalmamış, siz artık aldatan, kandıran, yalan saldırılarla rakiplerinizi yok etmeye çalışan, haksız rekabet içerisinde yaşayan bir siyasetçisiniz" şeklinde ifadeler sarf ettiği aktarıldı.
Dava dilekçesinde, Devlet Bahçeli'nin, "Her türlü imkanı kullanarak Türkiye'yi 36 etnik gruba ayırarak Sayın Cumhurbaşkanı ile rol paylaşarak farklılıkları demokrasinin gereği gibi takdim ederek ayrışmaya, netice alamazlarsa çatışmaya, netice alamazsa terörist başı gibi kendileri de siyasi bölücü başlığına talip olmaktadırlar. Sayın Başbakan bu yoldan vazgeç... Bölücü başı gibi onların taleplerini karşılayarak siyasi bölücü başı olmaya heves etme. Tarihe ihanete düşmüş bir bölen Başbakan olarak geçme diye Milliyetçi Hareket Partisi sizi bir kez daha uyarıyor" şeklindeki sözlerine de yer verildi.
Bahçeli'nin beyanlarının, eleştiri ve ifade özgürlüğü sınırlarını aştığı ileri sürülen dilekçede, şunlar kaydedildi:
"Bu sözlerin düşünce açıklaması ile bir bağlantısı olamaz. Bahçeli'nin dava konusu konuşma ile açıkça hakaret etmeyi, aşağılamayı, Erdoğan'ın kişilik haklarının toplum katında zedelenmesini, müvekkilimizin toplumun husumetine ve kinine maruz kalmasını amaçladığı açıkça ortadadır. Bunun içindir ki bu sözlerin düşünce açıklaması olarak kabulü olanaksızdır. Aksi halde toplumda bir kargaşa ortamı yaratılmış olur. Bu denli ağır hakaretlerin düşünce açıklaması olarak kabulü halinde kişilik değerlerinin hukuk ve anayasal güvenden yoksun kalacağı açıktır."
Dilekçede, Bahçeli'den, yasal faiziyle birlikte 50 bin TL manevi tazminat talep edildi.