Fransa ile Türkiye ve Arap dünyası arasındaki gerilim Fransız medyasında geniş yer bulmaya devam ediyor.
Le Figaro gazetesi 'İslamcılık: Fransa'nın yalnız mücadelesi' başlığıyla verdiği haberde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron arasındaki gerilime de değiniyor. Haberde "Erdoğan, kendi ülkesinin içindeki zorlukları saklamak için Avrupalıları bölme ve Emmanuel Macron'u yalnızlaştırma arayışında" deniyor.
Le Figaro'nun haberindeki bazı ifadeler şöyle:
"Emmanuel Macron cephesine saldıran Erdoğan'ın aklında en az üç amaç vardı. Kötü giden ekonomi haberlerini savuşturup, milliyetçi, dindar seçmeni arasında düşen desteği yeniden kazanmak. Türkiye'yi Sünni dünyada yeniden 'lider' yapmak için Avrupa'da baskı altında olan Müslümanların savunucusu olarak kendini ortaya koymak. Avrupa Birliği (AB) ve NATO'yu bölerek diplomatik sahnelerde daha aktif olan Fransız cumhurbaşkanını yalnızlaştırmak. Amerikalıların yokluğunda Erdoğan, 2015'te göç meselesinde yaptığı gibi Avrupa'nın zayıflıklarından kendi çıkarları için istifade etme sanatında ustalaştı.
"(...) Fransa ile Erdoğan öncülüğünde Müslüman dünyası ile yaşanan açık kriz iz bırakacak. Ülke içinde olduğu gibi ülke dışında da radikal İslam ile mücadeleyle ilgili Fransa ile Türkiye arasında yaşanan son gerilimler, dış politika ile iç politikanın iç içe olduğu bir konu. Charlie Hebdo'dan bu yana ifade özgürlüğü sürekli ortaya çıkan tehlikeli bir dış politika meselesi oldu.
"Fransa, 2013'ten bu yana Sahraaltı'nda İslamcı terörle mücadele ediyor. Ama ülke içinde siyasal İslam ile mücadelesi çok daha zorlu zira, Fransa'da büyük bir siyasi sınıf bunu görmezden gelerek ve kayıtsız kalarak engelledi. Ve bu siyasi sınıf, İslam'ın idaresini, Fransız topraklarında Cumhuriyetçi değerlere karşı mücadele yürüten dış güçlere verdi. Son günlerde destek mesajları dile getirilse de, Fransa'nın müttefikleri sözleri eyleme geçirmiyor. Angela Merkel'in elleri, ülkesindeki Türk toplumu nedeniyle bağlı. Orta Avrupa ve Doğu Avrupa ülkeleri İslamcı tehditten rahatsız olmuyor. ABD ise, ortadan kaybolmuş durumda."
L'Express dergisinde yer alan bir makalede Fransa'da 'İslamcı ayrılıkçılıkla' mücadele için hükümetin sunmaya hazırlandığı yasa tasarılarının Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Macron'a yönelik saldırılarının merkezinde olduğu yazıyor.
Agnes Laurent imzalı makalenin bir kısmı şöyle:
"Son birkaç gündür Türk yetkililerin Macron'a yönelik öfkesi nadir görülen şiddette arttı. Ama, ne Dağlık Karabağ'daki jeopolitik fikir ayrılıkları, ne Suriye ne Doğu Akdeniz ne de Erdoğan'ın yeniden kendisini Muhammed Peygamber karikatürüne karşı dindar Müslümanların yeni savunucu olarak ortaya koyma arzusu tartışmanın kişisel bir boyuta ulaşmasını açıklamaya yetiyordu. Son haftalarda, mevcut tartışmayı besleyen asıl mesele çok Fransız bir meseleydi.
"Emmanuel Macron'un 2 Ekim'de laiklik vurgusu yapması ve ayrılıkçılıkla mücadele edeceğini açıklamasının etkileri Ankara'da Türkiye'nin çıkarlarına karşı bir saldırı olarak algılandı.
"Erdoğan'ın İslamcı muhafazakar partisi on yılı aşkın süredir Fransa'da siyasi dini bir saldırı düzenliyordu. İki amacı var: Nüfusları yaklaşık 700.000 olan Türkiye kökenli Fransız vatandaşları üzerinde doğrudan kontrolü sağlamak ama aynı zamanda, siyasal İslam sayesinde bütün Fransa'daki Müslümanlar arasında ahlaki liderliği üstlenmek."
Charlie Hebdo dergisinin Cumhurbaşkanı Erdoğan karikatürüyle ilgili Çarşamba sabahı çıkan çoğu haber de Fransız AFP ajansı kaynaklı. Haberde, Türkiye'den karikatüre gelen tepkiler yer alıyor.
France Info da Türkiye'de yaşayan Fransız vatandaşların görüşlerini aktarmış. Fransa İçişleri Bakanlığı, Fransız vatandaşlarının 'Müslüman ülkelerde dikkatli olmaları, gösterilerin düzenlendiği bölgelerden kaçınmaları' uyarısı yapmıştı.
France Info muhabirine konuşan Leila ve ailesi "Türklerin bu siyasi sorunlara girmek istediklerini sanmıyorum. Çok canlı, sıcak insanlar" diyor. Leila boykotla ilgili de "Olayların bu noktaya gelmesi çok üzücü. Erdoğan Macron'a bir pençe attı. Ama gerçekten Türkler Fransız ürünlerini kullanmıyor. Kendi ürünlerini kullanıyorlar. Çok önemli bir etkisi olacağını düşünmüyorum" dedi.
Türkiye'de öğrenci olan Marie de yaşananlardan kaygı duyduğunu söyledi. Marie, "Kaygılanıyorum çünkü sokaklarda insanlar Fransız olduğumu öğrendiklerinde bana bununla ilgili sorular soruyorlar. İki gündür cumhurbaşkanıyla ilgili ne düşündüğümü soruyorlar" dedi ve Fransız olduğu için Türkiye'de ayrımcılığa uğramaktan korktuğunu ifade etti.