Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Gülgün Ersoy, "Oruç tutması sağlık yönünden sakıncalı gruplar içerisinde sporcuları da sayabiliriz" dedi.
Prof. Dr. Ersoy yaptığı açıklamada, Ramazan ayının bu sene sıcak havalara gelmesinin, oruç tutmak isteyen sporcular açısından sakıncaları olduğuna değinerek, "Sporcular açısından, böylesine sıcak havalarda uzun süre aç kalmak, sıvı alamamak büyük sorun yaratır. Çünkü sıvı tüketmeden uzun bir süre dayanıklılık sporu yapmak hakikaten büyük sorun ve hakikaten sakıncalı. Sıvı eksikliği konsantrasyon bozukluğu ve ciddi performans düşüklüğü yaratır" diye konuştu.
Genelde insanların oruç tutarken konsantrasyon eksikliği nedeniyle oturmak ve daha az efor sarf etmek istediğini ifade eden Ersoy, şunları söyledi: "Kaldı ki sporcular hem antrenmanlarında, hem de müsabakalarında çok efor sarf etmek durumundalar. Ancak oruç tutan sporcuların açlık ve susuzluk nedeniyle kan şekerleri gün içerisinde giderek düşeceğinden ve vücudun ihtiyacı olan sıvı takviyesi mümkün olamayacağı için sıvı kaybına bağlı olarak büyük problemler ve kan şekeri düşüşüne bağlı ciddi performans kayıpları olur. Antrenman ve müsabaka sonrası tüm sporcuların ilk 2 saat sıvı kayıplarını yerine koymaları bakımından altın saatlerdir. Sıvı eksikliği, vücudun dengesini bozar. Çift görme, baş dönmesi, konsantrasyon bozukluğu, bulantı, kusma, çarpıntı gibi sorunlar ortaya çıkar."
ÖNERİLER
Oruç tutmak isteyen sporcuların orucunu açınca birden yemeğe yüklenmemeleri gerektiğine dikkati çeken Prof. Dr. Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü: "İftarda yavaş yavaş yesinler ve midelerini yormayacak şekilde iyi beslenmeye dikkat etsinler. Az yağlı karbonhidrat ağırlıklı beslensinler, sebze ve meyve ile protein olarak da yumurta tüketmeleri doğru olur. Ayrıca sahura da mutlaka kalksınlar."
Vücutta kan şekerinin devamlılığının sağlanamamasının sporcunun performansını olumsuz yönde etkileyeceğine de değinen Gülgün Ersoy, açıklamalarını şu sözlerle tamamladı: "Hiçbir zaman aç müsabakaya, antrenmana başlamayalım diye önerilerimiz var. Çünkü vücudun kan şekerinin devamlılığını ancak böyle sağlayabilirsiniz ve bu sizin performansınıza doğrudan etki eder. Şayet oruç tutan sporcular olursa, iftar ile maç saati arasında mutlaka en azından 3 saatlik bir zaman farkının olması çok isabetli olur. Şayet böyle olursa, sporcunun iftarda her gruptan besinini alması, öğle yemeği yiyormuşcasına beslenmesini öneriyoruz. Takım sporunda oruç tutmak belki daha az etkiler sporcuyu, ancak bireysel sporlarda daha çok etkiler. Ramazan ayına bakılırsa oldukça sağlık adına sıkıntılı görülüyor. Sağlık yönünden oruç tutamayacak grupların içerisinde şeker hastası, çocuklar, sporcular, yaşlılar, işçileri sayabiliriz. Bunlar genelde yoğun çalışan kesimden oldukları için oruç performanslarını olumsuz etkiler. Oruç tutmak bu gruplarda yer alan insanlar açısından sağlık adına, performans adına olumlu sonuçlar vermez."