İSTANBUL (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Siz oraları terk etmedikten sonra Suriye halkı da 'Teşekkür ederiz, artık gidebilirsiniz.' demedikten sonra biz buradan çıkmayacağız. Çünkü biz Adana Mutabakatı'yla oradayız, Suriye halkının talebi üzerine oradayız." dedi.
Erdoğan, "Türkiye Sevdasıyla Yaşımız Hep 18" temasıyla Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen partisinin İstanbul İl Başkanlığı Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı'na katıldı.
Türkiye'nin son 17 yılda tarihinin en büyük sıçramalarını yaşarken aynı zamanda tarihinin en büyük saldırılarıyla da karşı karşıya kaldığını anlatan Erdoğan, "Ülkemize yönelen saldırıların hedefinde ilk önce AK Parti yer almıştır. Esasen Türkiye ile AK Parti'nin kaderi adeta bütünleşmiştir. Türkiye'yi seven bizi seviyor, Türkiye'ye kızan bize kızıyor, Türkiye'den nefret eden bizden de nefret ediyor. Milletimiz de bu gerçeği gördüğü için her mücadelemizde hamdolsun yanımızda yer alıyor." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönemde Suriye'de yürütülen harekatlar, Türkiye sınırı içindeki terörle mücadele operasyonları ve Akdeniz'de atılan stratejik adımların Türkiye'ye karşı bir öfke patlamasına yol açtığını dile getirerek, salondakilere şöyle seslendi:
"En önemlisi şu anda Barış Pınarı Harekatı'yla Suriye'de devam etmekte olan süreç, Türkiye'nin nereden nereye geldiğini göstermesi bakımından çok önemlidir. Dünyada hangi liderlerle görüştüysek, hepsinin bize nasihati çoğu zaman, 'Buradan ne zaman çıkacaksınız?' söyledikleri bu. Bizim de kendilerine söylediğimiz şu, 'Sizin orada ne işiniz var? Bizim 911 kilometre sınırımız var. Sizin sınırınız var mı? Yok. Peki niye oradasınız? 32-33 bin tır silahı, aracı, gereci, mühimmatı siz kime gönderdiniz? Teröristlere. Kim bu teröristler? Enteresan olan ne biliyor musunuz, Kürtler. Nasıl oluyor da bunlar Kürt oluyor? DEAŞ'a karşı en büyük mücadeleyi veren biziz. El Bab'ta DEAŞ'ın 3 bini aşkın teröristini oradan çıkartan biziz. Dünyada DEAŞ'a karşı böyle bir mücadeleyi veren ikinci bir ülke yok. Bunun aksini iddia edebilir misiniz?' dedim. Son dörtlü zirvede, İngiltere, Fransa, Almanya, onlarla yaptığımız dörtlü zirvede bunları konuştuk, kendilerine açık açık bunları söyledik. Siz niye oradasınız? Bize şunu söyleyemezsiniz. Siz oraları terk etmedikten sonra Suriye halkı da 'Teşekkür ederiz, artık gidebilirsiniz.' demedikten sonra biz buradan çıkmayacağız. Çünkü biz Adana Mutabakatı'yla oradayız, Suriye halkının talebi üzerine oradayız. Şu anda da bu süreç devam ediyor. Söyleyecekleri hiç bir şey yok ve söyleyemediler."
Fransa'da her yerin yanıp, yıkıldığını kaydeden Erdoğan, "Niye? Zulüm ile abad olunmaz, onun için." dedi.
- "Libya'daki kararlı duruşumuzu devam ettireceğiz"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ile Libya arasında mutabakat metni imzalandığını hatırlatarak, şunları söyledi:
"Bu mutabakat metniyle özellikle de deniz yetki alanlarının sınırlarının daraltılmasına yönelik anlaşma Meclis'imizden geçti. Ben de imzaladım, şimdi de Birleşmiş Milletlere gönderildi. İnşallah hem askeri güvenlik hem de deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasıyla ilgili adımları atmış oluyoruz. Burada oyun bozuldu. İsimlerini vermeyeceğim, hangi ülkelerin oyunlarının bozulduğunu siyasetçi kardeşlerim olarak sizler de zaten okuyarak bunları bileceksiniz. Bu oyunlar bozulurken bir tarafta da Yunanistan, Güney Kıbrıs, Mısır, zaman zaman İsrail, bunlar da bir araya geliyor. Bir skandal hareket de yaptılar. Yunanistan, Libya'nın Büyükelçisini deport etti. Ne oldu yani yaptın da ne kazandın? Zaman zaman bu tür şeyleri biz de yapıyoruz. Bizim de büyükelçilerimizi deport edenler oluyor. Onlar edince, biz de onlarınkini deport ediyoruz. Bu, siyaset dilini bilmemek ve skandallar üzerine kurulmuş bir devlet yönetimi demektir. Yunanistan'ın yaptığı da budur. Şu anda biz Libya'daki bu kararlı duruşumuzu devam ettiriyoruz, devam ettireceğiz."
Libya ile Türkiye arasında ilginç ve güzel bir hat inşa edildiğini, hat üzerinde, çevresinde, münhasır ekonomik bölge olarak ifade edilen bölgede, geçmişten bugüne Türkiye'nin garantör ülke olarak hakları bulunduğunu belirten Erdoğan, "Suriye'deki soydaşlarımızın hakları var. Bu hakları sonuna kadar savunmakta kararlıyız. Biz boşuna mı 2 tane sondaj gemisiyle, 2 tane sismik araştırma gemisini aldık? Bunlara boşuna bu paraları vermedik. Bu gemilerimizle bölgede çalışmalar, araştırmalar devam ediyor, fırkateynlerimiz oralarda. Zaman zaman uçaklarımız, zaman zaman helikopterlerimiz oralarda. Biz bu araştırmaları yapmaya devam edeceğiz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin uluslararası deniz hukuku ve uluslararası hukuktan doğan haklarını sonuna kadar savunacağını ve haklarının takipçisi olacağını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Tabii buna parlamentomuzun içinden bazen çatlak sesler çıkıyor, ona alışığız zaten çıkacak. Ama biz dik duracağız. Son dönemdeki gelişmeler, tüm perdeleri kaldırdı. Pek çok ülke yıllardır içlerinde tuttukları kini, nefreti, husumeti tüm çıplaklığıyla ortaya döktü. Bu gelişmenin ülkemiz için hayırlı olduğuna inanıyorum. Karşılıklı rol yapmak yerine, gerçek düşüncelerimizi ve niyetlerimizi açıkça oraya koymamız birtakım sorunların çözümünü hızlandırdı. Gerek yüz yüze görüşmelerimizde gerek telefon temaslarımızda artık tüm liderlerle daha açık yüreklilikle konuşuyoruz. Anlaştığımız hususları hızla sonuca bağlıyor, anlaşamadığımız konularda da karşılıklı pozisyonlarımızı teyit ediyoruz. Bu tarzın dünya siyaseti açısından daha verimli ve doğru olduğuna inanıyoruz. Ülkemizin egemenliğini, hukukunu, çıkarlarını, milletimizin ve tüm dostlarımızın haklarını korumak için verdiğimiz mücadelede Allah'ın izniyle hep dik durduk, dik durmaya da devam edeceğiz."
- "Cumhur İttifakı'nı bölemeyecekler, parçalayamayacaklar"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'deki gelişmelerle ilgili ABD ve Rusya ile varılan mutabakatların, sahada elde edilen sonuçların tarihi önemde olduğuna işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak için diplomasi ve uluslararası siyaset yanında ekonomiyi de devreye almalarına rağmen hamdolsun ülkemize geri adım attıramadılar. Yapılan her saldırıyı, atılan her adımı, kullanılan her silahı süratle etkisiz hale getirdik, tedbirlerimizi aldık. Aynı hamlelerin tekrarında karşılarında hazırlıklı bir Türkiye buldukları için istedikleri neticeyi elde edemiyorlar. Ülkemize yönelik kızgınlıklarının gerisindeki sebeplerden biri de budur. Artık eskiden olduğu gibi Türkiye'yi diledikleri şekilde itip kakamadıkları, yönlendiremedikleri, yönetemedikleri için hırçınlaşıyorlar. Hırçınlaştıkça da muvazeneyi kaybediyorlar. Sonuçta geldiğimiz noktada Türkiye siyasi, ekonomik ve askeri bakımdan eskisiyle mukayese edilemeyecek kadar güçlü bir yerde bulunuyor. Ülkemiz iç siyasetinde ortada kayda değer bir husus yokken ortaya çıkıp yükselen AK Parti, Cumhur İttifakı ve şahsım aleyhindeki havanın gerisinde işte böyle bir tablo, işte böyle bir hesap vardır. Cumhur İttifakı'nı bölemeyecekler, parçalayamayacaklar ve Cumhur İttifakı güçlenerek yarınlara inşallah yürüyecek. Türkiye'nin güney sınırlarını terör koridoruyla kuşatma projeleri özellikle oluşturmaya çalışanlar, iç siyaseti manipüle ederek kayıpları telafi etmenin peşindeler ama bunu da başaramıyorlar. Çünkü milletimiz bu ülkede kimin ne olduğunu, kime hizmet ettiğini, neyi, ne için yaptığını gayet iyi biliyor. Ceviz kabuğunda fırtına koparma, incir çekirdeğini doldurmayacak meseleleri büyüterek balyoz niyetine kullanma çabaları hep beyhudedir. Milletimiz bunların hiçbirine itibar etmez. Yeter ki biz kendi içimizde birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi, hasbiliğimizi, samimiyetimizi söylemimiz ve yaşayışımızda değerlerimize bağlılığımızı güçlü bir şekilde sürdürebilelim. Gerisi kendiliğinde gelecektir."
İstanbul teşkilatının, diğer illere örnek olacak bir tavır ortaya koyacağına inandığını ifade eden Erdoğan, "Seçimden bu yana 74 bin 176 üye kaydıyla İstanbul teşkilatı adeta yeni bir dirilişin içerisinde bulunuyor." dedi.
(Sürecek)
- Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan: (2) - "Siz oraları terk etmedikten sonra Suriye halkı da 'Teşekkür ederiz, artık gidebilirsiniz.' demedikten sonra biz buradan çıkmayacağız. Çünkü biz Adana Mutabakatı'yla oradayız, S