Büyükçekmece Albatros sahiline gelenler, Marmara denizine suya taş attıklarında yada yayılan mavi ışık ile heyecanlandı.
Sahildeki bir kişi, "Suya bir şey düştüğü zaman mavi, neon gibi bir ışık çıkıyor. Ben ilk defa böyle bir şey görüyorum. Bana bir şey varmış gibi geliyor ama sabah bir gelip bakmak lazım" diye konuşurken bir kadın da, "Kimyasal bir şey varmış gibi değil mi? Karanlıkta belli oluyor." dedi.
Heyecanla sahile geldiler!
20 seneye yakın o bölgede oturduklarını söyleyen ve heyecanla sahile gelen başka bir kişi de, "İlk defa görüyoruz. Şaşırdık. Telefonumuzla çekmeye çalışıyoruz ama görüntü alamıyoruz. Ama gözle net gözüküyor. Tüm İstanbul'u buraya topla herkes şaşırır. Turkuazımsın bir renk. Mavi bir ışık gibi. Biz normalde buraya hep geliyoruz, takılıyoruz sahilde. Abimiz gösterdi sahilde. Benim aklıma kimyasal bir atık gibi geliyor." şeklinde konuştu.
"BİLDİĞİM BÜTÜN DUALARI DA OKUDUM. KOŞARAK KAÇTIM"
Ercan Baş da, "İftardan sonra çıktım sahil kenarına geldim. Denizin içerisinde bir anda mavilik gördüm sonra kayboldu. Şaşırdım. Mavilik geldi kayboldu. Taşı attım aynı şekilde. Çok şaşırdım hatta bildiğim bütün duaları da okudum. Koşarak kaçtım hemen. 1 saattir görüntü almaya çalıştım ama çok zor. Cep telefonum ıslandı ona rağmen alamadım. İlk defa böyle bir şey denk geldi. Gittim sonra merak ettim geri geldim. Denizin içerisine girdim. Ayağımı salladım içeriden mavilik geliyor. Işığa benziyor bazen yeşil bazen de mavi oluyor. Yıllardır buradayım ve inanın denize giriyoruz burada" diye konuştu.
Suyun hareket etmesiyle etrafa parlak mavi bir ışığın yayılması durumunu açıklayan İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Reyhan Akçaalan Albay, şunları söyledi:
'BİYOLÜMİNESANS' DEDİĞİMİZ OLAY
"Bu gördüğümüz şey bizim 'Biyolüminesans' dediğimiz biyolojik olarak ışık saçma olayı. Denizdeki pek çok canlı tarafından yapılıyor ama burada gördüğümüz tek hücreli, çok küçük, mikroskobik deniz canlıları tarafından yapılan bir şey. Sayıları çok arttığında, böyle milyonlarca olduklarında, gece karanlık ortamda vücutlarında bulunan bir kimyasal maddenin aktifleşmesi ile ışık yaymaya başlıyorlar ve bu normal koşullarda ancak rahatsız edildiklerinde oluyor. Yani siz suyu hareket ettirdiğinizde, taş attığınızda, tekne ile geçtiğinizde veya yüzerken el kol hareketleri yaptığınızda. Yaşadığınız şey o ışık yayma olayı oluyor. O hücrenin içerisindeki maddeler, enzimler yardımıyla oksijen ile tepkimeye giriyorlar ve ışık yayıyorlar. Dolayısıyla aslında yüzyıllardır herkes tarafından bilinen, dünyanın tüm okyanuslarında olan bir şey. Noctiluca dediğimiz dinoflagellatlar bunu gerçekleştiriyor. Hatta bazen biliyorsunuz, Marmara Denizi'nde ya da başka denizlerimizde kırmızı bir yüzey oluşuyor. Aynı tür aslında bunlar. Fakat böyle gece, ışığın az olduğu ortamlarda veya gündüz güneş fazlaysa, daha canlı daha hareketli oldukları zaman suyun hareket ettirilmesiyle bu güzel renklendirmeyi sağlıyorlar. Yakamoz diye adlandırdığımız şey de bu aslında bizim"
HAVALAR ISININCA ORTAYA ÇIKIYOR
Havalar ısındığında bu türün denizlerdeki sayısının arttığını söyleyen Albay, "Aslında her zaman varlar diyebiliriz ama belli dönemlerde sayıları artıyor. Özellikle İlkbahar döneminde bütün o kış yoğunluğundan sonra, besin tuzluları da çok fazla artığında, birden bire havalar ısınmaya başladığında çok daha fazla sayıya ulaşıyorlar. Dolayısıyla bizim çok daha net görebileceğimiz görüntüler elde ediyorlar. Yani dönemsel olarak görebileceğimiz bir şey dememiz daha doğru" diye konuştu
(DHA)