Arda ERDOĞAN/ANKARA, (DHA)- CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, "Hiçbir CHP'liye genel başkan olması gerektiği yönünde telkinde bulunmadık, çünkü Sayın Kılıçdaroğlu'ndan daha ideal bir genel başkan olmaz. CHP'nin başında kimin olduğundan bize ne? ‘Külliyeye gelen CHP’li iddiası’ da ortada kaldı. En sonunda işi, 'yandı bitti kül oldu'ya getirdiler" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM'de partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamada bulundu. Erdoğan, AK Parti'nin 7'nci olağan kongre sürecine ilişkin, dava bilincine sahip bir teşkilat yapısıyla yollarına devam edeceklerini, partilerinde sadece görev değişikliğinin olduğunu söyledi. TBMM Genel Kurulu'nda, AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin ile CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç arasında yaşanan tartışmayı hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Katar'dan dönerken basın mensupları şöyle bir soru sordu, 'şizofrenik vakalarla caddeler dolu, bu durum ne olacak Sayın Başkan' dediler. Ben de kendilerine dedim ki, 'şizofrenik vakalar sadece caddelerde değil, parlamentonun içinde de var.' Önce bu şizofrenik vakaları parlamentodan temizlemek lazım. Bunun adımlarını atmak lazım. Bu şizofrenik vakalardan parlamentomuzu temizleyemezsek, Türkiye Cumhuriyeti'nin parlamentosuna yazık olur. Bu temizliği yapmamız lazım" dedi.
Erdoğan ayrıca, Milletvekili Zengin'in kişisel hak ve hukukunu korumanın arayışı içinde olacağını belirterek, "Artık bunları biz görmek istemiyoruz. Bunlar geride kaldı, eski Türkiye'de kaldı. CHP yöneticilerinin bu tavrı, bu partinin 28 Şubat zihniyetinden bir milim öteye geçemediğinin işaretidir. Türkiye demokrasisine sahip çıkarak, milli iradenin üstünlüğüne sıkı sıkıya sahip çıkarak, 28 Şubat zihniyetini gömmüştür" diye konuştu.
'KÜLLİYE BENİM ŞAHSİ MALIM DEĞİLDİR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Külliye'de CHP'li isimle görüştü' iddialarına ilişkin ise, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin milletin evi olduğunu vurguladı. Herkes gibi CHP'lilerin de buraya gelme hakkının bulunduğunu söyleyen Erdoğan, "Mesela 15 Temmuz’un ardından Bay Kemal de gelmiştir. Cumhurbaşkanlığı adaylığı döneminde Muharrem İnce, bizimle görüşmek için külliyeye değil ama partimize gelmiş ve genel merkezimizde Sayın İnce ile de orada bir görüşme yaptık. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın İmamoğlu da geldi, onu da kabul ettik. Başka vesilelerle gelenler arasında da mutlaka CHP üyesi olanlar mevcuttur. Külliye benim şahsi malım değildir, külliye milletin varlığıdır" ifadelerini kullandı.
'CHP'NİN BAŞINDA KİMİN OLDUĞUNDAN BİZE NE?'
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde böyle bir görüşmenin gerçekleşmediğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
"İddia edildiği gibi gizli saklı hiçbir CHP'li yanımıza gelmedi. Külliye'ye giren araç da çıkan araç da bellidir. Hepsinin künyesi bellidir. Ama bunlar nasıl bir Külliye'de yaşadıklarını bilmiyorlar. Herhalde bunlar kendi merkezleri gibi zannediyorlar burayı. Hiçbir CHP'liye genel başkan olması gerektiği yönünde telkinde bulunmadık, çünkü Sayın Kılıçdaroğlu'ndan daha ideal bir genel başkan olmaz. CHP'nin başında kimin olduğundan bize ne? Bu konu CHP Genel Merkezi'ni, CHP delegelerini, CHP'ye oy verenleri alakadar eder. Olmayan bir görüşmeyi ve konuşmayı ortaya atan gazeteciyi siciline binaen bir parça mazur görmek mümkün. Nitekim bugünkü yazısında galiba özür diliyor, bizden de dilemiş, teşekkür ederiz. Bu iddianın üzerine 'doğrudur' diyerek adeta tüy diken genel başkanı ne yapacağız? İddia öyle saçmaydı ki; ilk duyduğumda cevap vermeyi kendime zul addettim. Konuyla ilgili açıklamayı da arkadaşlarımıza yaptırdık. Buna rağmen CHP Genel Başkanı televizyonda milletin gözünün içine baka baka, 'herkes konuşuyor, Erdoğan niye konuşmuyor' diyecek kadar seviyeyi düşürdü. Meselenin dallanıp budaklanması üzerine, 'Cumhurbaşkanlığımı ortaya koyuyorum' diyerek iddiayı yalanladım. Buna rağmen kendisi çıkıp delikanlıca, 'hata ettim, özür dilerim' diyemedi."
'BİR OYUN SEYREDİYORUZ'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Külliyeye gelen CHP'li iddiası'nın ortada kaldığını belirterek, şunları kaydetti:
"Yazıyı yazan diyor ki; 'benim kaynağım filancadır.' O kişi diyor ki; 'benim haber kaynağım CHP içinden birisidir.' CHP'liler diyor ki; 'bizden böyle bir iş sadır olmaz.' İthama maruz CHP'li diyor ki; 'bu kumpas CHP Genel Merkezi'nde kuruldu.' İddiayı doğrulayan Kılıçdaroğlu diyor ki; 'öyle demek istemedim.' Bunca rezillik ortaya dökülmesine rağmen CHP'li yetkililerin hala susuyor olmaları da işin bir başka trajikomik tarafıdır. Şimdi yeni bir senaryo çıktı, 'yatta bir aradaydı bunlar.' Yatta bir araya gelenler de birbirini suçluyor. Bu iddiayı ortaya atan Sayın İnce de diyor ki; 'onlar kendilerini iyi bilir'. CHP Genel Başkanı'na bu konuları ortalama insan idrakiyle anlatmayacağımızı sayısız tecrübeyle biz öğrendik. Kendisine bu meselede düştükleri durumu çocukları eğlendirmek için söylenen bir tekerlemeyle izah etmeye çalışalım. 'Komşu, komşu hu, hu? Oğlun geldi mi? Geldi. Ne getirdi? İnci, boncuk. Kime, kime? Sana, bana. Başka kime? Kara kediye. Kara kedi nerede? Ağaca çıktı. Ağaç nerede? Balta kesti. Balta nerede? Suya düştü? Su nerede? İnek içti. İnek nerede? Dağa kaçtı? Dağ nerede? Yandı bitti kül oldu' Külliye'ye gelen CHP'li iddiasında durum tam da buna döndü. İddianın sahipleri belli değil. İddiaya konu kişi belli değil, iddiayı doğrulayan belli değil. En sonunda işi, 'yandı bitti kül oldu'ya getirdiler. Maalesef günlerdir televizyon film ve dizilerindeki taht oyunlarını, iktidar kavgalarını, komplo teorilerini gölgede bırakan bir oyun seyrediyoruz."
'BIRAKIN DOLARI MOLARI'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomide toparlanma sürecinin sürdüğüne dikkati çekerek, vatandaşlara yerli para kullanma çağrısında bulundu. Erdoğan, "Bırakın doları, moları. Türk lirasına dönelim ve Türk lirası kaybettirmiyor artık. Milliliğimizi, yerliliğimizi burada da gösterelim. Son dönemde bölgemizdeki kimi ülkelerde, ülkemiz menşeli ürünlere yönelik sinsi bir kampanya yürütüldüğünü görüyoruz. Bir yeni adım daha atacağız. Tarım Kredi Kooperatifimiz yoğun bir şekilde Türkiye genelinde ilk etapta 500 noktada kendi satış mağazalarını açacak ve bu sayı daha sonra da artmaya devam edecek" dedi.
'BURADA SATIŞ KESİNLİKLE YOK'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin savunma sanayiindeki projeleri kapsamında, yerli insansız hava aracı üretildiğini, yeni nesil tankın prototipinin hazırlandığını, taarruz helikopteri üretildiğini belirtti. İhracat aşamasındaki helikopterlerin motorlarıyla ilgili sıkıntılar yaşandığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yakında bu sorunu da aşıyoruz" diye konuştu.
CHP lideri Kılıçdaorğlu’nun Sakarya'daki Tank Palet Fabrikası hakkındaki eleştirilerini, 'Yalan üzerine yalan' diyerek cevaplayan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Konuyu bilmiyor. Ne diyor, '20 milyar dolar'. Bu adam rakam bilmiyor. Dolar nedir bilmiyor. İnanın para nedir bilmiyor. Bunlardan haberi yok. Burayı satmadığımızı defaatle söylemiş olmamıza rağmen, devamlı buranın satıldığını söylüyor. Tekrar ediyorum. Arifiye'deki bu tank palet fabrikası satılmamıştır. 25 yıllığına burası Katar ve Türk sermayesinin ortaklığıyla çalıştırılan BMC firmasına burası tahsis edilmiştir. Burada satış kesinlikle yok. Ne yapacak burası? Mevcut tanklarımızın tamir, bakımı burada yapılacak. Paletlerin tamir bakımı burada yapılacak. Hatta hatta gerekirse burada sıfır üretim de yapılacak. Bay Kemal bunları öğren. İşin bir diğer ayağı da bunlarla beraber burada sözleşmede bir şart daha var. Buraya 50 milyon dolar bu kiralamayı yapan, tahsisi alan yatırım yapacak. Çünkü içerideki bütün makineler, vesaire bunların hepsi yenilenmeye muhtaç. Bu yenilenmeyi de böylece yaparak Arifiye'deki tank palet fabrikasını çok daha farklı bir duruma getirecekler. Durmadan yalan. Biz tabii işimize bakacağız. Bizim yapacak çok şeyimiz var. İstediği kadar yalan söylesin, yalancının mumu yatsıya kadar yanar ve şu anda burada bu firma çalışmalarını sürdürüyor."
'KENDİ ENTRİKALARI İÇİNDE BOĞULANLARA DA 'YOLUNUZ AÇIK OLSUN' DİYORUZ'
F-35 konusunda Türkiye'ye haksızlık edildiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 5-6 yıl içinde milli muharip savaş uçağının hazır hale getirileceğini söyledi. Harekâtlarda kullanılan silah ve mühimmatlar konusunda batı ülkelerine bağımlılığın neredeyse kalmadığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Milyonlarca dolar maliyetle dışarıdan aldığımız havadan havaya füzelerin yerli ve milli muadillerinin seri üretimi için gün sayıyoruz. Savaş uçaklarımıza entegre edilecek havadan havaya füzemiz Bozdoğan, fırlatma rampasından yapılan güdümlü atışlarda tam isabet sağladı. Ses hızının üstünde uçak ve yüksek manevra yeteneğine sahip bu füzemizin uçaktan atışlı testleri de önümüzdeki yıl yapılacak. 2013 yılından beri üzerinden çalışılan Göktuğ projesinin bir ürünü olan Bozdoğan füzesi uçaktan test atışlarının da tamamlanmasının ardından TSK envanterine girecek. Dünyada sadece 9 ülkenin ürettiği havadan havaya füzemiz Milli Muharip Uçak'a ve F-16'lara monte edilecek. Böylece savaş uçaklarımızda kullandığımız hava-yer silahlarına ek olarak havadan havaya silahlarımız da yerli ve milli olacak. Karasu'da ihtiyacımız olan her türlü motoru üretebilecek bir fabrikanın inşası sürüyor. F-16 ve SİHA'larımızda kullanılan bombaların kapsüllerinin yanında patlayıcı dolumlarını da tamamen ülkemizde yapacak bir özel sektör yatırımı da yakında başlıyor. Bu yatırımın tamamlanmasıyla, yurt dışında dolum yaptırma işinden tümüyle kurtulmuş olacağız. Görüldüğü gibi önümüzde çıkarılan engeller bizi durdurmuyor, yavaşlatmıyor, tam tersine azmimizi biliyor, çok daha hızlı çalışmamızı sağlıyor. Biz işte bu gündemlerle yolumuza devam etmekte kararlıyız. Kendi entrikaları içinde boğulanlara da, 'yolunuz açık olsun’ diyoruz."
FOTOĞRAFLI