Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Azerbaycan'a hareketinden önce havalimanında Mısır'da yaşananlarla ilgili açıklamalarda bulundu. Gül, "Yapılacak ilk iş seçilmiş cumhurbaşkanının serbest bırakılması, herkesin katılacağı düzgün bir seçimin yapılmasıdır" dedi. Gül, şunları söyledi:
Açıkçası korktuğumuz olaylar gerçekleşiyor. Bu noktalara gelinmemesi için, hatırlayacaksınız benim de çok çağrılarım oldu. dün olup bitenler kabul edilemez. Hele sivil insanlara silahlı müdahale, gösteri yapanlara insanlara silahla müdahale bu asla kabul edilemez. Gerekçesi ne olursa olsun. bunlar çok tehlikeli kapıları açar. Bundan dolayı büyük üzüntü duyuyoruz. Msır halkına da geçmiş olsun diyoruz. Rakamlar çok değişik. Önümüzdeki günlerde netleşecektir. Korkum şu ki Mısır içinden çıkılmaz bir kaosa girer bu gidişle. Bu yol çıkmaz bir yoldur Mısır için. Onun için herkesin kendi ülkesinin kıymetini bilmesi, bütün tarafların bir araya gelip aklı selim içinde mısır’ı düzlüğe çıkartacakları süreci başlatmaları gerekir.
Yoksa hemen komşumuzda olup bitenler nasıl başlamıştır? Sivil halka silahla müdahale. İşte olaylar bu hale gelmiştir. Mısır’da olup bitenler sadece Mısır’ı, Arap dünyasını değil bütün Müslüman dünyasını etkileyecek bir gelişme gösterir. O bakımdan herkesin aklı selimle hareket etmesinin zamanı çoktan geçmiştir. Şüphesiz ki herkesin bir araya gelmesi gerekir. Yapılacak ilk iş seçilmiş cumhurbaşkanının serbest bırakılması, herkesin katılacağı düzgün bir seçimin yapılmasıdır. Korkarım ki bu böyle giderse Mısır uzun bir süre demokrasiyle buluşması zor olur.
BAŞBAKANLIKTAN KINAMA
Başbakanlık Mısır'da yaşanan olaylara ilişkin yazılı açıklama yaptı:
"Tüm uyarılara rağmen Mısır'daki yönetimin barışçıl gösterilere karşı bir kez daha şiddete başvurmasını en sert şekilde kınıyoruz. Hiç bir şiddet olayına karışmayan sivil halkın üzerine ateş açılması ve keskin nişancılar vasıtasıyla sivil halkın hedef alınması ağır bir suç teşkil etmektedir. 30 Haziran'dan bu yana, kardeş Mısır halkının yaşadığı can kayıplarından darbe yoluyla demokratik ve sivil yönetime el koyan mevcut idare sorumludur.
Can kayıplarına yol açan bu müdahalenin de, daha önceki müdahaleler gibi, kardeş Mısır'ın iç barışına ve huzuruna büyük zarar verdiği ortadadır. Demokrasiye sahip çıkan ve barışçıl tutumlarını ilk günden beri muhafaza eden kitlelerin üzerine ateş açılması insanlık vicdanını bir kez daha yaralamış ve büyük bir infiale yol açmıştır."
MÜDAHALE DEMOKRASİYE DÖNÜŞ ÜMİTLERİNE CİDDİ DARBE VURDU
Mısır güvenlik güçlerinin sivil ve barışçıl göstericilere yönelik bu kanlı müdahalesinin, kardeş Mısır'ın kapsayıcı bir geçiş süreci sonucunda demokrasiye yeniden dönüşü yönündeki ümitlere ciddi bir darbe vurduğunu belirten Başbakanlık, "Bu müdahale, mevcut yönetimin bütün tarafların katılımıyla demokrasiye geçiş sağlanması konusunda nasıl bir tavır içinde olduğunu açıkça ortaya koymuştur. Bu durumu, kardeş Mısır halkının barış ve huzuru için son derece endişe verici buluyoruz" görüşünü dile getirdi. Başbakanlık'ın açıklaması şöyle devam etti:
"Açıkça görülmektedir ki uluslararası toplumun Mısır'da demokrasiye ve anayasal meşruiyete sahip çıkmak yerine, askeri darbeye destek vermesi ve bundan önceki katliamlara sessiz kalması, bugünkü müdahale için mevcut idareyi cesaretlendirmiştir. BM Güvenlik Konseyi ve Arab Ligi başta olmak üzere uluslararası topluluk, bu katliamın durdurulması için derhal harekete geçmelidir.
Türkiye olarak bu konuda yaptığımız uyarılar ve çağrılar, tüm Mısır halkının barış ve huzuru içindir. Bu çerçevede Sayın Başbakanımız geçtiğimiz günlerde BM Genel Sekreteri Sayın Ban Ki-mun ve BM Güvenlik Konseyi Daimi Üyeleri ile ayrı ayrı görüşmüş, Mısır'da demokratik sürecin başlaması ve muhtemel bir katliama karşı ortak tavır alınması çağrısında bulunmuştur. Türkiye bu girişimlerini bundan sonra da devam ettirecektir.
Mısır'daki geçici yönetimi kendi halkına karşı kanlı eylemlerde bulunmaya son vermeye, 30 Haziran 2013 tarihinden bu yana yaşanan katliamları gerçekleştirenler hakkında inandırıcı ve şeffaf adli soruşturma yürütmeye, başta Muhammed Mursi olmak üzere tüm siyasi tutukluları serbest bırakmaya ve gerçek ve kapsayıcı bir siyasi geçiş süreci başlatmaya davet ediyoruz.
Türkiye, kardeş Mısır halkının mevcut kaos ortamından bir an evvel kurtulması için her türlü desteği vermeye devam edecektir."