HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Hak-İş 14. Olağan Genel Kurulu

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: (2) - "İş dünyamızla birlikte 2,5 milyon yeni istihdam hedefimize ulaştığımızda, işsizliği yeniden tek haneli rakamlara düşüreceğimize inanıyorum" - "Şimdi bize IMF'yi tavsiye edenler var, o kapı kapanmıştır. Bizim için IMF diye bir şey söz konusu değildir" - "Bundan sonraki süreçte faiz politikamızın hangi türde şekillendiğini de en kısa zamanda göreceksiniz" - "Ekonomi politikalarında Merkez Bankası, kendisinden beklediğimiz rolü hakkıyla oynayabilse böyle bir değişikliğe zaten ihtiyaç olmazdı" - "(Merkez Bankasındaki görev değişikliği) 'Faiz' denilen, her türlü kötülüğün anası olan, hele hele para politikalarında bu konuyla ilgili verilen talimatlara uymayan bu arkadaşımızın, bir değişikliğe tabi tutulmasının gerektiğine inandık. Şimdi kimler savunuyor bunu? Dikkat ediyorum hep faizciler savunuyor" - "(Enflasyon) Tek haneli rakamlara indirmek durumundayız. Bunu da başaracağız. Bunun başka çıkışı, izahı yoktur. Ama Türkiye'deki bazı faizciler, şunlar, bunlar, vesaire bundan rahatsız olabilir. İstedikleri kadar rahatsız olsunlar. Kararlıyız, bu işi de bitireceğiz" - "Hem kendi içimizdeki yapısal reformları hızlandırarak hem de dış şoklara karşı daha güçlü hale gelerek bütün bu süreçleri geride bırakacağız. İşte o zaman borçlanma politikalarımızı daha adil ve sürdürülebilir zeminde yürütme imkanına kavuşacağız" - "Türkiye'nin Cumhuriyet tarihindeki en önemli yönetim reformunu baltalama peşinde olanlara aradıkları fırsatı vermeyeceğiz"

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İş dünyamızla birlikte 2,5 milyon yeni istihdam hedefimize ulaştığımızda, işsizliği yeniden tek haneli rakamlara düşüreceğimize inanıyorum." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ATO Congresium'da gerçekleştirilen Hak-İş 14. Olağan Genel Kurulu'na iştirak ederek, katılımcılara hitap etti.

Son dönemdeki dalgalanmalar sebebiyle işsiz oranının bir parça yükseldiğinin farkında olduklarını dile getiren Erdoğan, "İş dünyamızla birlikte 2,5 milyon yeni istihdam hedefimize ulaştığımızda, işsizliği yeniden tek haneli rakamlara düşüreceğimize inanıyorum." diye konuştu.

Dövizdeki dalgalanma ve faizlerdeki yükseliş sebebiyle borçlanma oranının, bir parça yukarıya çıkmış olsa da dünyada, özellikle Avrupa Birliği ve OECD ülkeleri arasında çok iyi bir yerde bulunulduğuna işaret eden Erdoğan, "Göreve geldiğimizde IMF'ye olan borcumuz 23,5 milyar dolar. 2013 Mayıs IMF'ye olan borcu ne yaptık? Kapadık, sıfırladık, hatırlayın. Şimdi bize IMF'yi tavsiye edenler var, o kapı kapanmıştır. Bizim için IMF diye bir şey söz konusu değildir." ifadelerini kullandı.

- "Geçici işçiler için 4 ay süre uzatımı talebi yenilendi"

Merkez Bankasının döviz rezervinin 27,5 milyar dolar olduğunu, şimdi brüt olarak 100 milyar dolara yaklaştığını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Hem kendi içimizdeki yapısal reformları hızlandırarak hem de dış şoklara karşı daha güçlü hale gelerek bütün bu süreçleri geride bırakacağız. İşte o zaman borçlanma politikalarımızı daha adil ve sürdürülebilir zeminde yürütme imkanına kavuşacağız. Bu dengeyi kurma yolunda önemli mesafe katettik. İnşallah uzak olmayan bir gelecekte, her alanda yeniden hedeflerimize uygun bir seviyeye çıkacağız. Milletimiz madem bu görevi bize vermiştir, öyleyse gereken her durumda ihtiyaç duyulan adımları atmak, kararları almak, iradeyi ortaya koymak mecburiyetindeyiz.

Bu vesileyle ana ormancılık faaliyetleri ve orman yangınları ile mücadeleden dolayı işçi ihtiyacının had safhada olması gerekçesiyle bütün geçici işçiler için 4 ay süre uzatımı talebi yenilendi. Bu talebi Hazine ve Maliye Bakanımız bana iletti. Bu 4 aylık uzatma sürecini böylece gerçekleştirmiş oluyoruz. Hayırlı olsun."

- "Hep faizciler savunuyor"

Merkez Bankası Başkanlığında yapılan görev değişikliğine de değinen Erdoğan, bu görev değişikliğinden dolayı özellikle birilerinin yaklaşım tarzını kabul etmelerinin mümkün olmadığını söyledi.

"Davul birilerinde tokmak birilerinde" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Yanlış bir anlayış, bedelini kim ödeyecek? Siyasetçi ödeyecek. Mutluluğunu kim yaşayacak? Banka başındaki yaşayacak. Yok böyle bir şey. Verilen her türlü, bu noktadaki istişare neticesindeki karara uyacaksın. Yeni yönetim sisteminde başkan bu konulara müdahale yetkisini de ne yapmıştır, almıştır. Böylece faiz denilen, her türlü kötülüğün anası olan, hele hele para politikalarında bu konuyla ilgili verilen talimatlara uymayan bu arkadaşımızın bir değişikliğe tabi tutulmasının gerektiğine inandık. Şimdi kimler savunuyor bunu? Dikkat ediyorum hep faizciler savunuyor. Bundan sonraki süreçte faiz politikamızın nasıl, hangi türde şekillendiğini de en kısa zamanda göreceksiniz."

Erdoğan, faizin "enflasyonun da anası" olduğunu belirterek, faizi yüzde 63'ten alıp, yüzde 4,6'ya indirdiklerinde yüzde 30 olan enflasyonun yüzde 7 küsüre indiğini anımsatarak, "Bunu gören Batı, süratle bize Gezi olaylarıyla müdahale etmiştir. Gezi olaylarıyla birlikte de hatırlayın, faiz birden yükselmeye başlamış, çift haneli rakamlara çıkmış, enflasyon da onunla beraber çift haneli rakamlara çıkmıştır. Şimdi tekrar bunu tek haneli rakamlara indirmek durumundayız. Bunu da başaracağız. Bunun başka çıkışı, izahı yoktur. Ama Türkiye'deki bazı faizciler, şunlar, bunlar, vesaire bundan rahatsız olabilir. İstedikleri kadar rahatsız olsunlar. Kararlıyız ve bu işi de bitireceğiz." diye konuştu.

Yeni yönetim sisteminde, Merkez Bankası Başkanını atama görevinin, ülkenin diğer politikalarıyla birlikte ekonomi politikasından da sorumlu olan Cumhurbaşkanına bırakıldığına vurgu yapan Erdoğan, "Eğer ekonomi politikalarında Merkez Bankası, kendisinden beklediğimiz rolü hakkıyla oynayabilmiş olsaydı böyle bir değişikliğe zaten ihtiyaç olmazdı. Ama orada bir tıkanıklık var ve bunun bedelini tüm ülke, tüm millet hep birlikte ödüyoruz. Göz göre göre ülkemizin sırtına böyle bir yükün bindirilmesine rıza göstermek Cumhurbaşkanı olarak bizim görevimizi ihmal etmemiz anlamına gelirdi. Bunun için gereken istişareleri yaptık, kararımızı aldık ve uyguladık. İnşallah bundan sonra Merkez Bankası, ekonomi programımıza çok daha güçlü destek verecektir." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin demokrasi ve ekonomide gerçekleştirdiği atılımlardaki başarılarıyla geçmişten beri hep dünyayı şaşırttığına dikkati çekerek, önümüzdeki dönemde de herkesi bir kez daha şaşırtmakta kararlı olduklarını aktardı.

Hak-İş'in, 31 Mart seçimlerinin ardından özellikle CHP ve HDP'ye mensup belediyelerde sendikalardan istifa ettirilen 17 bine yakın üyesi ve işten atılan 800'e yakın kişiyle ilgili verdikleri mücadeleyi desteklediklerini vurgulayan Erdoğan, "Seçimlerden önce hak, hukuk, adalet laflarını ağızlarından eksik etmeyenlerin, seçimlerin ardından haksızlık, hukuksuzluk ve faşizm abideleri haline dönüşmesini üzüntüyle takip ediyoruz. Sendika değiştirme baskısı, işçinin hak arama mücadelesine yönelik aleni bir saldırıdır. Hele hele sırf siyasi düşüncesinden dolayı insanları işten atarak, ekmeğinden, aşından, çoluğunun çocuğunun nafakasından mahrum etmek, şehit yakınlarını istiskale yeltenmek, partizanlığın en sefil, en aşağılık halidir. Hak-İş, işte bu ideolojik sapkınlıklara, insani duyarsızlıklara, zulmlere karşı mücadele ederek, bu günlere gelmişti. İnşallah 31 Mart'ın ardından belediyelerde yaşanan tehlikeli gidişin önünü de hep birlikte mücadele ederek keseceğiz. Mücadelemizi yalan yanlış vaatlerle riyakarlıklarını gizlemek için kullandıkları tatlı sözlerle kandıranların gerçek yüzlerini ortaya dökeceğiz. Siz kendi mecranızda ve kendi yöntemlerinizle biz de kendi yetkilerimizle bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin geçen yıl bu günlerde yeni hükümet sistemine fiilen geçişin aşamalarını yaşadığını hatırlatarak, önce 24 Haziran seçimlerinin ardından yemin edip görevlerine başladıklarını, ardından kabineyi kamuoyuyla paylaştıklarını ve daha sonra da yeni yönetim sistemini adım adım inşa edip, bu günlere geldiklerini anlattı.

- "Sığınmacıların getirdiği ekonomik, siyasi ve insani yükleri omuzladık"

Geriye dönüp, bir yıllık neticelere baktıklarında ülkenin döviz, faiz, enflasyon tuzağı başta olmak üzere pek çok kritik sınamaya maruz kaldığını gördüklerini anlatan Erdoğan, "Suriye ve Irak'tan Doğu Akdeniz'e kadar ülkemiz açısından hayati önem taşıyan nice uluslararası krizle mücadele ettik. Amerika'nın ve Avrupa ülkelerinin ülkemize yönelik, pek çok haksız eleştirisine ve hatta uygulamasına göğüs gerdik. Sayıları, 3, 6 milyonu Suriyeli olmak üzere 4,5 milyonu bulan sığınmacıların getirdiği ekonomik, siyasi ve insani yükleri omuzladık." dedi.

Mahalli İdareler seçimleri öncesi ve sonrasında siyasi iklimi zehirlemeye yönelik nice oyunu bozduklarına da işaret eden Erdoğan, "Tamamını yeniden yapılandırdığımız bakanlıklarımız ve kurumlarımızın bu bir yıllık dönemdeki çalışmaları, bize hem başarılı yönlerimizi hem de eksiklerimizi ve aksaklıklarımızı gösterdi. Yönetim değişikliğinin büyüklüğünü düşündüğümüzde ortaya çıkan sorunların tamamının da üstesinden gelinebilir ve çözülebilir olması sevindiricidir. Reform ve değişim, insanların kendi hayatları gibi, kurumlar içinde kesintisiz bir süreci ifade eder. Bakanlıklarımızın ve kurumlarımızın güçlü yönlerini destekleyecek, zafiyet ortaya çıkan yönlerini de süratle değiştireceğiz. Cumhurbaşkanlığı bünyesinde bu değerlendirmeyi başlattık."

Erdoğan, bu süre içerisinde kendilerinin de gözlemleri, tespitleri, teşhisleri ve çözüm yöntemlerinin oluştuğunu anlattı.

Meclis'e düşen görevleri gruptakilerin, Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki yapılması gerekenleri de Külliye'deki ekibin vasıtasıyla çalıştıklarını söyleyen Erdoğan, "Türkiye'nin Cumhuriyet tarihindeki en önemli yönetim reformunu baltalama peşinde olanlara aradıkları fırsatı vermeyeceğiz." dedi.

(Sürecek)

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler