BİZE ULAŞIN
Hamam otu, çok uzun zaman önce keşfedilmiş olan ve şifalı olduğu kabul edilen otlar arasında yer alır. Halk arasında Hürrem otu ya da zırnık otu olarak da anılır. Özellikle kadınlar tarafından sık olarak tercih edilen hamam otu, Osmanlı döneminde de yine kadınlar tarafından en sık kullanılan otlardan biridir. Toz ya da yap gibi farklı formlarda da temin edilebilmekte ve aktarlardan kolayca satın alınabilmektedir. Toz formu ile bir nevi tüy dökücü krem olarak kullanılırken yağ formu tüylerin tekrar çıkmasını geciktirme etkisi ile bilinir.
Türkiye’de özellikle ve en çok Kahramanmaraş’ta yetişebilen hamam otu, halk arasında kötü kokusu ile de ün yapmıştır. Yapısında doğadaki en güçlü zehir olan arsenik ve bilinen en kötü koku olan kükürt olması nedeniyle hem şifalı hem de zehirli otlar arasında yer alır. Fas, Cezayir ve Tunus’ta da hem kadınlar hem de erkekler tarafından tercih edilen hamam otu, jilet ya da farklı kimyasal ürünler yerine doğal olması nedeni ile daha çok ilgi görür.
Şifalı aynı zamanda zehirli olan nadir ot türleri arasında yer alan hamam otu, yalnızca tüy dökücü etkisi ile bilinir. Vücuttaki istenmeyen tüylerin dökülmesine yardımcı olan ve tekrar çıkmasına engel olan hamam otu, hem toz hem de yağ formlarında kullanılabilir. Hamam otunu kullanmak için kullanılacak bölgeye uygulanması yeterli olur.
Çok eski yıllardan günümüze kadar gelmeyi başaran ve hem kadınlar hem de erkekler tarafından tercih edilen hamam otu, aktarlardan kolayca satın alınabilir. Yağ ya da toz formunda alınarak istenmeyen tüylerin olduğu her bölgeye uygulanabilir. Kadınlarda vajinal bölge dahil tüm kol, bacak, erkeklerde göğüs sırt gibi tüm bölgelerde kullanılabilir. Ancak yüz bölgesi çok hassas bir bölge olduğu için bu bölgeye uygulanmaması tavsiye edilir.
Uygulama yapılacak olan bölgenin temiz olması önemlidir. Toz halindeki hamam otu aktarlardan kolaylıkla temin edilebilir. Bu tozun su ile birleştirilmesi sonucunda krem formuna ulaşılır. Toz hâlindeki hamam otu su ile karıştırılarak krem haline getirildikten sonra istenmeyen tüylerin bulunduğu bölgeye uygulanır. Bir spatula aracılığı ile kremden bir miktar alınır ve uygulama yapılacak olan bölgeye sürülür.
Spatula yardımı ile uygulama yapılacak bölgeye sürülen hamam otu tozu kremi, istenmeyen tüylerin bulunduğu bölgeye bir katman oluşturacak şekilde yayılmalıdır. Ancak kremin etki edebilmesi için bir süre bekletilmelidir. Krem halindeki hamam otunun kurtulmak istenen tüylerin olduğu bölgede yaklaşık 3 ya da 4 dakika kadar bekletilmesi gerekir. Bu sürenin ardından bölge hemen temizlenmeli ve arındırılmalıdır.
Hamam otu internet üzerinden ya da aktarlardan alınabilen bir üründür. Uygulama yapılacak olan bölgeye yetecek kadar bir miktar toz hamam otu, su ile birlikte krem haline gelene dek karıştırılmalıdır. Bu noktada suyun tamamen sıcak ya da soğuk olması zorunluluğu yoktur. Işık ısıda bir su ile de karıştırılarak krem hazırlayabilmek mümkün olur. Krem formuna gelen hamam otu beş dakika bekletildikten sonra uygulanır.
Hamam otunun başlıca faydası vücuttaki istenmeyen tüm tüylerden kurtulmaya yardımcı olmasıdır. Sadece var olan tüylerden kurtarmakla kalmadığı aynı zamanda farklı uygulamalar ile kullanılan bölgede bir daha tüy çıkmasına da engel olduğu bilinir. Oldukça kötü bir kokuya sahip olduğu halde güçlü etkisi nedeni ile tüy dökücü özelliği için tercih edilir. Uygulanacak bölge için hazırlanan hamam otu tozu, bir kâseye konur ve su ile krem haline gelene dek karıştırılır. Bu şekilde hamam otu krem formunda hazırlanmış olur.
Hürrem otu ya da hamam otu, evde kolaylıkla hazırlanabilen ve uygulanabilen bir üründür. Ancak uzman bir kişi tarafından da yapılabilir. Önemli olan cilt hassasiyetlerine ya da alerjik reaksiyon olasılıklarına engel olabilmek için hamam otunun uygulama yapılacak olan kişiye bir zararının olmadığından emin olunmasıdır. Uygulaması son derece kolay olan hamam otunun, istenmeyen tüylerin bulunduğu bölgeye sürülmesi ile birkaç dakika içinde tüylerden arınılacağı bilinir. Aynı zamanda yaklaşık altı kez uygulanırsa tüylerin tamamen temizlendiği kabul edilir.
