Yaklaşık dört bin yıl önceden günümüze kadar ulaşmayı başaran şapın, Osmanlı döneminde ihraç edildiği de bilinir. Araştırmalar sonucu bulunan kil tabletlerde “Hitit ülkesinden gelen şapı kullanın” şeklinde bir ifadeye rastlandığı açıklanmıştır. Fatih Sultan Mehmet zamanında Venedikli ve Cenevizli tüccarlar tarafından ihracatı yapılan şap, İtalya’da geniş bir alanda da yer almaktadır. Şap sayesinde elde edilen kazançla Haçlı Seferleri’ne de katkıda bulunulduğu bilinir ve kullanım alanı oldukça geniştir.
Kelime kökeni olarak Arapça kaynaklı olan şap çok eski tarihlerde kullanılan bir kelimedir. Tıpta ise en genel tanımı ile dokuları daraltan, vücut sıvılarının akışını azaltmak ya da kanamaları durdurmak amacıyla kullanılan sağlıklı olduğu kabul edilen bir maddedir. Şapın zehir yutulduğu durumlarda da kusmaya yardımcı olduğu da bilinir. Bu bileşen madde çeşitli alanlarda kullanılır ve oldukça yararlıdır. Genel olarak ciltte oluşan kanamaları durdurmak için kullanılır. Ağızdaki yaralar konusunda da faydalı olduğu bilinir ve bunun nedeni olarak içinde bulunan alüminyum gösterilir.
Uzman bir doktor kontrolünde, doktorun önerisi ya da yönlendirilmesi ile değil bilinçsizce kullanılan her ürün gibi şap da bilinçsizce tercih edilirse farklı bünyelerde farklı zararlara neden olabilecek bir maddedir. Her madde ya da ürün gibi sağlığa zararlı olma ihtimali bulunur. Öncelikli olarak şapın bilinçsizce kullanılması zehirlenmeye yol açabilir. Özellikle alerjik bir bünyede cilde ya da cilt üzerinde bulunan bir yaraya teması etmesi halinde tahrişe sebebiyet verebilir. Şapın diğer bazı yan etkileri ve zararları şunlardır:
Şap taşı ismi de verilen bileşen, en çok da daha pürüzsüz ve daha diri ve genç bir cilde sahip olmak isteyen kişiler tarafından da tercih edilir. Herhangi bir sağlık engeli yoksa cilt üzerinde kullanılabilir. Ayrıca ciltte oluşan yaraların ya da kesiklerin iyileşmesi ya da bu yaralardaki ve kesiklerdeki kanın durdurulması amacı ile de kullanılır.
Bir tür bileşen olan şap, alüminyum, alüminyum fosfat, amonyum ve potasyum sülfattan oluşur. Görünümü renksiz ve toz halindedir. Kumaş boyamada, iplik boyamada, su saflaştırma işlemlerinde de kullanılır. Su içinde kolaylıkla çözünür. Tadı da tatlıya yakındır. Tıpta da yeri olan şap bileşeninin en bilinen bazı etkileri ve kullanım alanları şu şekildedir:
Yemeklere konulduğu da iddia edilen şap bilinçsizce kullanılması halinde ölümcül sonuçlara neden olabilir. Bu nedenle bir doktora danışılmadan kullanılmaması gerekir. Kesinliği kanıtlanmamış olmakla birlikte şap bileşeninin cinsel isteksizliğe de neden olduğu ve bu amaçla kullanıldığı da söylenir.