Merkez Seyhan ilçesinde yaşayan Hüseyin Gök (45), 18 yıl önce Fadime Gök (41) ile dünya evine girdi. Çiftin bu evlilikten Burak (17), Barış (15) ve Gülşen (8) adında 3 çocuğu oldu. Evlendikten sonra bir şirkette pazarlamacı olarak çalışan Hüseyin Gök, bir süre sonra çalıştığı iş yerinden çıkartılınca kendi işini kurmaya karar verdi. Bunun için evini satan Gök, tanıdıklarından da borç para alarak deterjan imalathanesi kurdu.
Fadime Gök, deterjan imalathanesini çok güç şartlar altında açtıklarını belirterek, "İlk başlarda zorlansak da bir süre sonra işlerin açılmasıyla birlikte eşim geçimini sağlamaya başladı. Tam her şey iyi giderken deterjan tankerinde yangın çıktı. Çalışan işçilerden 3'ü yandı. Kocam da bu yangında deterjandaki kimyevi maddelerden dolayı rahatsızlık geçirdi" dedi. İmalathanede çıkan yangından sonra eşinin tamamen iflas ettiğini, bu nedenle strese girdiğini ve 8 yıl önce beyninde tümör oluştuğunu anlatan Fadime Gök, "Eşimin elinde ve ayağında şişmeler olmaya başladı. Biz ilk başta bunu kilo almasına bağladık. Eşimin sağlık güvencesi de olmadığı için hastaneye gitmedi. Ancak daha sonra baş ağrısından duramaz hale geldi. Aynı zamanda eşimin eli ve ayağı aşırı derecede şişmeye başladı. Bu nedenle Adana Numune Hastanesi'ne gittik. Burada eşimin beyninde tümör olduğu ve acilen ameliyat edilmesi gerektiği belirtildi. Ayrıca tümöre bağlı olarak fil hastalığına yakalandığı ortaya çıktı. Bu hastalığın milyonda bir insanda görüldüğünü söylediler. Ancak paramız ve sağlık güvencemiz olmadığı için tedavi yaptıramadık" diye konuştu.
Fadime Gök, eşinin göz göre göre ölüme gitmesine kardeşlerinin razı olmadığını ve SSK primlerini yatırarak sağlık karnesinin çıkmasını sağladıklarını, daha sonra tedavi sürecinin başladığını belirtti. El ve ayakları anormal büyüyen kocasının Adana Numune Hastanesi'nden Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi'ne sevk edildiğini söyleyen Gök, "Balcalı Hastanesi'nde profesörler 4 ay ilaç tedavisi uyguladı. Ancak değişen bir şey olmadı. Bunun üzerine ameliyat edilmesi ve hastaneye yatırılmasına karar verildi. Ancak beyin cerrahi bölümünde yer olmadığı için hastaneye yatırılamadı. Kocam evde her gün eridi. Artık baş ağrısından ve elinin ayağının şişmesinden çok korkar olmuştum. Kocam geceleri uyuyamıyordu. Boş bir yatak bulununca 1 ay sonra kocam hastaneye kabul edildi. Ancak hastaneye yatacağı gün hayatını kaybetti. Belki kocam teşhis konulduktan hemen sonra ameliyat olsa yaşayacaktı. Kocam öleli 9 ay oldu. 3 bayramı onsuz geçirdik. Eşim olmadan bayramların hiç tadı yok. O olmadan bayramlar çok acı geçti. Sanki şimdi gelecek gibi" diyerek gözyaşlarına boğuldu. Fadime Gök, 3 çocuğunun da okuduğunu, kirada oturduklar için eşi öldükten sonra çok zorluk çektiklerini anlattı.
8 yaşındaki ilköğretim 2. sınıf öğrencisi Gülşen ise, bayramda babasının yanında olmasını çok istediğini belirterek, "Babamla bayramda gezmek, bayramların hepsini onunla geçirmek isterdim. Herkes bayramda babasıyla gezdi. Allah'a dua ettim hep ölmesin diye ama öldü" diyerek gözyaşı döktü. Babası ölmeden önce ondan kendine ait bir oda istediğini belirten Gülşen, "Evdeki odamızın birinin penceresi yoktu. Babam 'Üşürsün, hasta olursun. Ben sana sonra o odayı ayarlarım' demişti. Ama bana odayı hazırlamadan öldü" dedi.
Komşularının ve akrabalarının yardımıyla okul ihtiyaçlarını karşılayan Gülşen, büyüyünce öğretmen olacağını, yurduna hayırlı gençler yetiştirmek istediğini söyledi.
İHA