Sağlık Bakanlığı Ulusal Yenidoğan İşitme Taraması Bilim Kurulu üyesi ve Sağlık Bakanlığı Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim Araştırma Hastanesi'nde Kulak-Burun-Boğaz (KBB) Klinik Şef Yardımcısı olarak görev yapan Özdek, ''Türkiye'de, doğan her bin bebekten üç tanesinde işitme kaybı bulunduğunu belirtti.
Özdek, ''Binde 3 civarında işitme kaybı görülüyorsa her yıl 4 bin bebek işitme kayıplı olarak dünyaya geliyor demektir. Bunun erken teşhisle yüzde 90'ından fazlasını tedavi etmek mümkün. İşitme kaybı, sadece tek başına işitme kaybıyla giden bir özür değildir. Aynı zamanda kişinin konuşma ve lisan gelişimini etkileyen bir engeldir'' dedi.
Özdek, gelişimi normal devam eden çocuk için konuşma becerisi açısından iki yaşın kritik bir dönem olduğuna dikkati çekerek, bebeğin doğuştan itibaren çevredeki sesleri duyarak büyüdüğünü ve iki yaşlarında konuşmaya başladığını anlattı.
Bebeğin konuşabilmesi için, bu zamana kadar çevredeki sesleri mutlaka net olarak duyması gerektiğini vurgulayan Özdek, "Duyamayan bir çocuk, dil kabiliyeti gelişmediği için konuşma yeteneği de kazanamaz. Eğer bebeğe doğumdan sonraki bir iki ay içinde tanı konulur ve gerekli önlemler alınırsa bebeğin normal büyümesi ve dil gelişimini tamamlaması sağlanabilir" diye konuştu.
-''ULUSAL YENİ DOĞAN İŞİTME TARAMASI''-
Özdek, işitme kaybında erken tanı için Sağlık Bakanlığı Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğünce tüm yurtta ''Ulusal Yeni Doğan İşitme Taraması'' programının yürütüldüğünü belirtti.
Şu anda Türkiye'de Muş dışında her ilde en az bir tane tarama merkezi bulunduğunu anlatan Özdek, yurt genelinde toplam 180 tarama merkezi bulunduğunu ifade etti.
Özdek, tarama için yasal zorunluluk bulunmadığını ancak her ailenin çocuklarına taramayı yaptırması gerektiği uyarısında bulunarak, bu hizmetin ücretsiz verildiğini söyledi.
AA