HABER

Hollanda'da protestolar: Futbol kulüplerinin taraftarları yağmaları önlemek için polise yardım ediyor

Hollanda'da sokağa çıkma yasağı protestoları devam ederken, göstericilerin işyerlerine zarar vermesi ve yağma yapmasını önlemek için futbol kulüplerinin taraftarları sokaklara çıktı.

Hollanda'da protestolar: Futbol kulüplerinin taraftarları yağmaları önlemek için polise yardım ediyor

Hollanda'da sokağa çıkma yasağı protestoları devam ederken, göstericilerin işyerlerine zarar vermesi ve yağma yapmasını önlemek için futbol kulüplerinin taraftarları sokaklara çıktı. Tarftarlar, birçok şehirde yağmaları önlemek için polise yardım ediyor, nöbet tutup devriye geziyor.

Demokratik gösteri hakkına saygılı olduklarını belirten taraftarlar, "Ama bunun yolu şiddet ve yağma olmamalı. Kentlerimizi pisliklere karşı koruyoruz" diyor.

Hollanda'da Cumartesi akşamı başlayan ve 3 günden bu yana birçok kentte yaşanan sokağa çıkma yasağına karşı protestolar, Salı gecesi nispeten sakin geçti. Bunda futbol kulübü taraftarları, çiftçiler ve işçi semtlerinin sakinlerinin de katkısı oldu.

Özellikle taraftarlar, Pazartesi gününden bu yana sokaklarda.

Alkmaar kentindeki protestocular, sokağa çıkma yasağının başlayacağı saat 21:00'den itibaren istasyon civarında toplanma kararı aldı.

Ancak protestocuların sohbet gruplarına sızan AZ futbol takımının taraftar topluluğu Ben - Side üyeleri, onlardan önce sokağa çıktı. Yağma ve şiddete karşı kent merkezinde nöbet tutup, devriye gezen AZ taraftarları, Twitter üzerinden, "Esnafın malına zarar vermeyin. Sizi uyarıyoruz. Aksi takdirde karşınızda bizi bulursunuz" açıklaması yaptı.

Pazartesi akşamı çok sayıda işyerinin yağmalandığı Den Bosch kentinde de Salı akşamı sokaklar daha sakindi. Turuncu yelek giyen FC Den Bosch kulübünün taraftarları, marşlar söyleyerek sokaklarda devriye gezdiler.

Maastricht kentinde de yüzlerce MVV taraftarı, polisler eşliğinde kent merkezinde bir yürüyüş yaparak, şiddet yanlısı göstericilere, "Buradayız" mesajı verdi.

Breda'da NAC takımının taraftarları, akşam saatlerinde toplanarak yağmaya karşı işyerlerini korumak için görev bölümü yaptı.

NEC Nijmegen, Herakles Almelo ve Tilburg ekibi Willem 2 taraftarları da, "Yağma ve yıkıma izin vermeyeceğiz" sloganı ile sokaklara çıktı.

'Şehrimizi pisliklerden koruyoruz'

Hollanda medyasına konuşan taraftar grupları, "Demokratik ve barışcı protesto hakkına saygılıyız ama yağma ve şiddete değil. Şehrimizi pisliklerden koruyoruz" diyor.

Zwolle ve Doetimchem kentlerinde de çiftçiler, yağma ve şiddete karşı güvenlik güçlerine destek vermek için gönüllü oldu. Çiftçiler, traktörlerle kent merkezini kapatma teklifinde bulundu.

Büyük kentlerde de işçi sınıfının yoğun olarak yaşadığı semtlerde, mahalle sakinleri yağmaya karşı sokaklarda nöbet tutmaya başladı.

Hükümet, vatandaşların bu davranışının takdirle karşılandığını ancak icra görevinin öncelikle güvenlik güçlerine ait olduğunu vurguladı. Hükümet, sokağa çıkma yasağı konusunda geri adım atılmayacağını açıkladı.

Protestolara, Hollanda sınırına yakın bazı Belçika kentlerinden gelen kişilerin de katıldığı belirlendi. Belçika'nın sınır kentlerinde, sosyal medya üzerinden hafta sonu protesto çağrısı yapıldı. Bu nedenle Belçika belediyeleri, güvenlik önlemlerini arttırıyor.

Çatışma ve yağma yaşanan kentlerde, gönüllü sakinler, sokakların temizlenmesine yardımcı oluyor

'Protestocular, sisteme ve kurumlara güvenmiyor'

Peki protestocular kim ve ne istiyor? Hollandalı uzmanlar bu soruya yanıt arıyor. Gösterilere katılan iki grup var. Bunlar, başından beri koronavirüs önlemlerine karşı çıkan aşırı sağcı kesim ile Rotterdam ve Lahey gibi kentlerdeki Fas kökenli gençler.

Uzmanlara göre, salgının başından beri, bilimsel gerçeklere ve haberlere inanmak yerine sosyal medyadaki komplo teorilerine itibar eden kesim, aşırı sağcı partilerin de çağrısıyla kolayca sokağa çıktı.

Önemli bir bölümü 20 yaşın altındaki protestocular, gösterileri hırsızlık amaçlı kötüye kullanmaya başladı. Protestocuların Telegram hesabını izleyen video blog yazarı Sven van der Meulen, şiddet ve yağma sırasında, "Parfümeri dükkanına girip, kızlar için bir şeyler alalım" türünden konuşmalara tanık olduğunu söylüyor.

Rotterdam'daki sosyal hizmet uzmanı Yusuf Can da AD gazetesine, "Bunun protestoyla hiçbir ilgisi yok. Bu sadece can sıkıntısı. Çalışkan insanların iş yerlerini yağmaladılar ve bunun ne kadar kötü olduğu konusunda hiçbir fikirleri yok" diyor.

Bir radyo programında, Lahey'de ve Rotterdam'da sokağa çıkan Fas kökenli gençlerle ilgili olarak da, "Doğuştan ikinci sınıf vatandaş gibi hissediyorlar. Hükümetin her şeyi ellerinden aldığına inanıyorlar. Anın yanılsamada yaşıyorlar" değerlendirmesine yer verildi.

Leiden Üniversitesi araştırmacılarından Jelle van Buuren'e göre protestocular, sisteme ve kurumlara güvenmeyip bu nedenle bilime, medyaya ve hükümete karşı çıkıyorlar.


En Çok Aranan Haberler