LONDRA (İHA) - İngiliz gazetelerinin tümü manşetlerinde Amerikan ordusunun, Küba'daki Guantanamo üssünde tuttuğu dokuz İngiliz vatandaşından beşini serbest bırakması konusuna yer verdi. Ancak sırada ilk olarak Daily Telegraph'ta yer alan BBC ile ilgili bir haber var. İlk sayfadan verilen , "Fazla entellektüel olduğu için kovulan radyo sunucusu BBC'yi hedef aldı" başlıklı haberde, bir radyocunun BBC'nin Afrika kökenlilerin sorunlarını tartışmaktan kaçınmakla suçladığı bildirildi.
Siyah radyo sunucusu Henry Bonsu, BBC'yi, Afrika ve Karayip kökenlilerin sorunlarını entellektüel bir şekilde tartışmaktan kaçmakla suçladı.
Haberde Bonsu'nun, "BBC, siyah dinleyiciyi çekmenin tek yolunu getto ağzı kullanmak olarak görüyor. Rating uğruna popülist davranıyor. BBC'nin siyah müzik radyosuna bakın mesela. Arsenalli oyuncuları bile rap stili konuşturmuşlar" sözlerine yer verildi.
Daily Telegraph'ta yer alan, "Saddam'ın hemşehrileri savaşı bir kenara bırakıp, iş bulmak istiyorlar" başlıklı haberde Irak'taki gelişmelere değinildi.
Gazete, devrik Irak lideri Saddam Hüseyin'in doğum yeri olarak anılmanın, Tikrit'in kaderi olduğunu belirterek, ancak bölgedeki dikkat çekici bir gelişmeyi de hemen ekledi:
"Saddam Hüseyin, Aralık ayında, şehrin yakınlarındaki bir çiftliğin bahçesindeki delikte yakalandığında, saldırılar azalmaya başladı. Şimdi Tikritliler, yeni Irak'ta çetin bir yaşam mücadelesine hazırlanıyor".
Haberde Selahaddin eyaleti valisi Falah el Nakib'in görüşlerine de yer verildi. Nakib, saldırıların, Saddam Hüseyin tarafından finanse edildiğini söyledi. Nakib'in konuşmasından bir bölüm şöyle:
"Saddam Hüseyin'in yakalanması, bu saldırıların arkasındaki kişileri mali destekten mahrum bıraktı. Onun bir gün geri döneceğini umanlar da hayal kırıklığına uğradılar. Saldırıları destekleyen bazı dini liderler de vardı. Bunlarla konuştuk ve bunun Irak'a bir fayda sağlamayacağını anladılar. Şimdi bu din ve aşiret liderleri ülkenin yeniden imarı için birlikte çalışıyor. Bu iyileşme ancak, işsizliğe çözüm bulunur ve yönetim söz verilen tarihte Iraklılara devredilirse devam edebilir"
Daily Telegraph'ın Guantanamo'daki tutsakların serbest bırakılması haberinde tutsaklardan birinin kız kardeşinin sözlerini öne çıkardı. Gazete tutsaklardan Manchesterlı Cemaleddin El Harith'in kız kardeşi Maxine Fidler'ın, "Amerika Birleşik Devletleri'ne teşekkür edemiyorum. Onlara teşekkür borçlu değilim. Onu çok uzun süre orada tuttular" sözlerine yer verdi.
Guardian gazetesi ise, tutsaklar konusuyla ilgili baş yazısına, "Guantanamo'da, iki yılı aşkın süredir hukuktan mahrum olarak yaşayan 9 İngiliz tutsaktan 5'i eve döndü" ifadesiyle başladı.
Amerikan ordusunun uygulamasını, utanç verici ve yasa dışı sıfatlarıyla tanımlayan Guardian, Uluslararası Kızılhaç Örgütü'nün konuyla ilgili olarak, "İşkence denemez, ama ona çok yakın" yorumuna yer verdi.
Haberde tutsakların, 2 yılın ardından iadesi memnuniyetle karşılanırken, İngiltere hükümeti geç kalmakla eleştirildi.
"SEVİNÇ VE KEDER; İKİ BABANIN HİKAYESİ" Independent'ın manşetinin altında, birinin oğlu eve dönen, ötekinin oğluysa hala Guantanamo'da tutulan iki babanın fotoğrafları yer aldı.
Gazete, X-Ray adlı kampta geçirdiği 790 günün ardından dün İngiltere'ye ayak basan 23 yaşındaki Rhuhel Ahmed'in babasının sözlerine yer verdi. Serbest bırakılan İngiliz tutsağın babası, "Oğluma hayvan muamelesi yaptılar. Küba'da iki yıl boyunca bir kafeste tutuldu. Ama sonunda eve döndü işte" dedi.
Guantanamo'da kalan 5 İngiliz tutsaktan biri olan Moazzam Begg'in babası ise Independent'a yaptığı açıklamada, "Oğlum çaresiz durumda. Merhamet değil, adalet istiyorum" dedi.
Bir başka İngiliz gazetesi Times ise olayın farklı bir boyutunu ele aldı. Gazete eve dönen 5 İngiliz tutsağın, anılarının yayın hakkı karşılığında zengin olma ihtimaline dikkat çekti. Haberde, "Tarık Dergouls'un bir Taliban turisti olarak Tora Bora dağlarında başlayan macerası, onu Guantanamo'daki bir hücreye götürdü. Şimdi ise ünlülerin halkla ilişkiler danışmanı Max Clifford'ın kollarına taşıyor" iafdesi yer aldı.
Times, Dergouls'un, Guantanamo beşlisi arasındaki en esrarengiz isim olduğunu ve şimdiye kadar basında fotoğrafının yer almadığını belirtti. Tutsağın ailesinin röportaj vermediğini hatırlatan Times, bu nedenle en büyük parayı onun kazanacağı yorumunu yaptı.
"KARAMANLİS KIBRIS POLİTİKASINDA DEĞİŞİM SİNYALİ VERDİ" Financial Times bugün Türk - Yunan ilişkileri ve Kıbrıs'la ilgili bir habere yer verdi. Gazete Yunanistan'ın yeni Başbakanı Kostas Karamanlis'in kurduğu kabineyi mercek altına alarak, "Karamanlis, dışişleri bakanlığına, Türkiye ve Kıbrıs konularında şahin tutumuyla bilinen, 75 yaşındaki Petros Molyviatis'i getirerek, Kıbrıs politikasında değişim sinyali verdi" yorumunu yaptı.
Financial Times, bu görevlendirmenin, Karamanlis'in, Kıbrıs'ın yeniden birleşmesi için gereken esnekliği gösterip göstermeyeceği konusunda şüphe uyandırdığını bildirdi.
Yazıda, Molyviatis'in, Pasok hükümetinin Türkiye ile yakınlaşma politikasının en ateşli muhaliflerinden olduğu da hatırlatıldı.
Financial Times'ın bu haberinin hemen yanında ise "Bay hayır için rota değiştirme zamanı geldi" başlığıyla, Denktaş'ın, Kıbrıs'ı birleştirme çabalarını her zaman engellediği, ancak artık bu gücünün zayıfladığı yorumu yapıldı.
Gazetenin haberi şöyle:
"Halkının bir kısmı tarafından "Bay Hayır" diye adlandırılan Denktaş, artık "hayır"ın bir seçenek olmadığını görüyor. Kıbrıs Türk toplumunun görüşleriyle onunkiler artık uyuşmuyor. Kamuoyu yoklamaları, halkın çoğunluğunun birleşmiş bir Kıbrıs'tan yana olduğunu gösteriyor. Denktaş'a desteğin azalması ve giderek yalnızlığa sürüklenmesi nedeniyle, şu andaki Kıbrıs görüşmeleri diplomasi sahnesindeki son rolü olabilir"
Financial Times'da yer alan bir başka haber de Irak'la ilgili. Gazete baş yazısında Irak'ın geleceği ile ilgili ciddi bir uyarıda bulundu.
Yid6rgütü'nün konuyla ilgili oönetimin 30 Haziran'da Iraklılara devrine zemin hazırlayacak anayasa metninin imzalanmasına değinen gazete, güvenlik olmadan anayasanın yapabileceği fazla bir şey olmadığını belirtti.
Yazıda, anayasanın, tarafların çok ciddi çekincelerine rağmen imzalandığına, ancak bunun yine de çok önemli bir adım olduğuna işaret edildi. Iraklıların bu konudaki sorunları zaman içinde halledebileceğine dikkat çeken Financial Times, asıl önemli olanın, bu geçiş sürecinde işgal güçlerinin güvenliği sağlaması olduğunu vurguladı.