HABER

İran'ın 'beyaz evlilikleri'

İran'daki katı İslami kurallara rağmen, evlenmeden birlikte yaşayan çiftlerin sayısı her geçen gün artıyor. BBC Farsça'dan Rana Rahimpur, bu 'beyaz evlilikleri' araştırıyor.

İran'ın 'beyaz evlilikleri'

Sıkı İslami kanunların yürürlükte olduğu İran'da, evlenmeden birlikte yaşayan çiftlerin sayısı her geçen gün artıyor. Hatta çiftlerin birlikte yaşaması o kadar yaygınlaştı ki, ülkenin dini lideri Ayetullah Hamaney "bu durumdan duyduğu üzüntüyü" bir açıklama ile duyurdu.

İran'da birlikte yaşamaya "beyaz evlilik" adı veriliyor. Sarah, Tahran'da erkek arkadaşıyla "beyaz evlilik" yapan gençlerden biri. "Onu daha iyi tanıyabilmek için" birlikte yaşamaya karar verdiğini söylüyor. Genç kadına göre "yalnızca kafe ve restoranlarda buluşarak birini tanımak çok zor" oluyor.

Sayıları giderek artıyor

Oysa birkaç yıl önce, böyle bir şeyi düşünmek bile neredeyse imkansızdı. İran'daki İslami kurallara göre, karşı cinsle el sıkışmak bile yasak. Evlenmeden karşı cinsten biriyle aynı evde yaşamak ise suç sayılıyor ve bunu yapan çiftlere cezai yaptırım uygulanıyor. Ancak bu hukuki yasaklara ve yaptırımlara rağmen, birlikte yaşayan çiftlerin sayısı artıyor.

Bu ilgi çeken konu medyaya da yansıyor. İran'ın gözde kadın dergisi Zanan, konuyla ilgili özel bir sayı hazırladı ve tüm sayfalarını "beyaz evliliklere" ayırdı.

Son olarak dini lider Ayetullah Hamaney de bu tartışmaya katıldı. Dini liderin Özel Kalem Müdürü Muhammed Muhammedi Golpayegani, Kasım ayı sonunda bir yazılı açıklama yayımlayarak, "ev paylaşan çiftlere hiçbir müsamaha gösterilmemesi" yönünde resmi görevlilere çağrıda bulunmuştu.

Açıklama, "Bir erkekle kadının evlenmeden birlikte yaşaması utanç verici. Böyle bir yaşam tarzını seçen insanların meşru bir nesli yok ederek, gayrimeşru bir nesl,n ortaya çıkmasına sebep olması çok uzun sürmeyecektir." şeklinde devam etmişti. Ancak genç İranlılar bu sert uyarıyı umursamamış görünüyor.

'Orta sınıf yaşam tarzı'

İki senedir kız arkadaşıyla Tahran'da yaşayan Ali'ye göre evlenmek çok masraflı, boşanmak ise daha da pahalı bir iş. Ali "Neden başa çıkabileceğime emin olmadığım bir şeye kendimi bağlayayım ki?" diye soruyor. Aslında bu değişim, genç kentli İranlıların ailelerinin İslami değerlerinden ne kadar uzak olduklarını da gösteriyor.

İsveç'te yaşayan sosyolog Mehdad Dervişpur, toplumun dindar kesimlerinin birlikte yaşamaya hiç sıcak bakmadığını söylüyor. "Ama tıpkı dünyanın geri kalanı gibi, İran'daki orta sınır böyle bir yaşam tarzını, geleneksel evliliğe tercih ediyor. Evlenmeden cinsel ilişkiye girmek artık bir tabu değil" diyor.

Maddi sebepler de var

İran hükümetine bağlı Uyuşturucu Kullanımıyla Mücadele ve Tedavi Merkezi Başkanı Ferhat Aktar'ın verdiği rakamlara göre, bugün ülkede her beş evlilikten biri boşanmayla son buluyor. Aktar, başkent Tahran'ın boşanma oranında başı çektiğini kaydediyor.

Bazıları da, artan boşanmalar nedeniyle çiftlerin evlilik konusunda acele etmediğine dikkat çekiyor ve ailelerinin de çoğu zaman destek verdiğini belirtiyor.

Evlenmeyi ertelemenin geleneksel nedenleri olduğu da düşünülüyor. İran'da düğün masrafları damat tarafından karşılanıyor. Düğünler de çoğu zaman çok pahalıya mal oluyor.

Ayrıca damat, evlenmeden önce "mehir" adı verilen bir tür başlık parası ödüyor. Bu para, boşanma halinde kadının güvencesi oluyor. Mehir çok yüksek olabiliyor ve çoğu zaman boşanan erkek, eski karısına büyük miktarlar borçlanıyor. Bu paranın ödenmemesi halinde hapis cezası verilebiliyor.

Ayrıca İranlı kadınlar boşanma nedeniyle de sıkıntı çekebiliyor. Çünkü İslami kurallara göre boşanma talebinin öncelikle kadından gelmesi çok zor. Ayrıca gelenek ve görenekler kocaları koruyor. Üstüne, dul kadınlara yönelik toplumsal yaklaşım da oldukça zorlayıcı olabiliyor.

'Dört kere taşınmak zorunda kaldım'

Sarah örneğin, bir önceki erkek arkadaşıyla ilişkisini, aileleri yüzünden bitirmek zorunda kaldığını söylüyor. Eski sevgilisinin ailesi "İkisi arasındaki bir evliliğin uzun süreceğine inanmadığını" açıkça ifade ettiği için ayrılmışlar.

Bu yüzden de Sarah, şimdiki erkek arkadaşıyla birlikte yaşamaya karar vermiş. "Ailesi ve kardeşleri sürekli ilişkimize karışıyordu. Bana, çok rahat biri olduğumu söylemişlerdi. Ona da benden ayrılması için baskı yapıyorlardı."

Ama birlikte yaşamak, o kadar da kolay bir seçenek değil. Her ne kadar bazı kentli aileler, çocuklarının birlikte yaşama kararını kabul etse de, toplumun geleneksel kesimleri bu tür seçimleri "fazla ileri gitmek" olarak tanımlayabiliyor.

Arkan kentinde yaşayan Marjan, erkek arkadaşıyla dört kere taşınmak zorunda kalmış. Marjan, evli olmadıklarını öğrenen ev sahiplerinin kendisine her gün "Ne zaman evleneceksiniz? Ne zaman yüzük takacaksınız?" diye sormalarından bunaldığını aktarıyor. "Bence bizi gözetliyorlardı, bu nedenle hep başka bir yer bulmak zorunda kaldım" diyor.

'Modernitenin önüne geçilemez'

Avukat ve kadın hakları savunucusu Mehrangiz Kaar'a göre, birlikte yaşamanın yarattığı bir sorun da, bu durumun "yasa dışı" olması ve bu durumdaki çiftler arasında bir sorun çıktığında, hukuki destek alamamaları.

Kaar, "beyaz evlilik" içindeki bir kadının, şiddete uğradığında polise gidemediğini, giderse hem kendisinin, hem de erkek arkadaşının zina suçundan tutuklanacağını söylüyor.

Bu yaz Tahran valiliğine bağlı sosyal ve kültürel işler ofisi başkanı Siavaş Şahriar, bu tür "beyaz evlilikler" ile mücadele için bir plan hazırladıklarını söylemişti. "Aile düzenini korumak" için planı hayata geçireceğini belirten Şahriar, ne zaman hayata geçirecekleri konusunda ise ayrıntı vermemişti.

Fakat sosyolog Mehrdad Dervişpur, özel hayata kanunla müdahale edileceği fikrine şüpheyle yaklaşıyor ve "Toplum yüzeyinin altında yaşananlar kontrol edilemez" diyor.

Dervişpur, hükümetin bunu durdurmak için tıpkı baş örtüsü zorunluluğu gibi güç kullanabileceğini belirtiyor ama sosyoloğa göre, modernitenin önüne geçilmesi ve genç insanların durdurulması mümkün görünmüyor.

En Çok Aranan Haberler